Anadolu Alevilerinin bir kısmı son 20 yıl içinde emperyalizmin beşinci kolları tarafından ablukaya alındı ve geri dönülmesi imkansız bir yola sokuldu. İstisnalar hariç dernek, federasyon ve vakıf adı altında Alevilik epey hırpalandı. Aleviliği çıkarları doğrultusunda kullanan Alevicilik (Alevi değil) hortlatıldı. Alevilik bölücülüğü temelden reddettiği halde, bölücülüğün payandası olması için neredeyse her yol denendi. “Euro İslam” ile “Amerikan İslamı” ve “Euro Alevilik” ile “Amerikan Aleviliği” vatandaşlarımızın bağrına yeni tipte “Haçlı kaması” olarak saplandı. Amaç Sünni Alevi karşıtlığını derinleştirerek Türk/Kürt çatışmasının unsurlarına dönüştürmek. Bu çabaların hala sürdüğünü görüyoruz.
Aleviliği, emperyalist merkezlerin kullanılabilir malzemeleri arasına katma çabasındaki Aleviciler, ülkemizde önemli bir sorun olarak duruyor. Başını Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) ile PKK’nın Avrupa’da ki FEDA örgütünün çektiği ülke içindeki yapılanmalar, örgütler engellenmedikçe sorun azalmaz, bitmez.
Geçen ay K24’de yayınlanan bir röportaj dikkatimizi yeniden bu sorun üzerine çekti. “AK Parti Genel Başkanı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kısa süre önce Alevilerin sorunlarını dinlemek için cemevine temsilciler gönderdiği ve yeni bir ‘açılım’ başlatacağı” ifade edilen yazıda “Alevilere statü”de tartışıldı!
Üç bölümden oluşacak yazımız iki tavır üzerinden değerlendirilecektir. Alevilerin hem içten ve hem de dıştan dayatmalarla iğdiş edilmesine yönelik girişimleri Aydınlık Gazetesi’nde uzunca bir süre işlemiştik. Aleviliği dar tartışmaların girdabına çekenlere yine Alevilerimizin o engin hoşgörüsüyle yanıt vereceklerine olan inancımız tamdır. Burada can Alevilerimiz ile “Aleviciliği” meslek edinmiş işportacıları titizlikle ayırıyoruz.
TUNCELİ CEMEVİ BAŞKANI
Heber şöyle: “Tunceli Cemevi Başkanı Ali Ekber Yurt, cemevlerinin statüye kavuşması ve maddi destek verilmesi gerektiğini söyledi. HDP’ye yakınlığıyla bilinen Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Başkanı Musa Kulu ise devletten hiçbir şey talep etmediklerini belirtti.”
DAD başkanının açıklaması amacını açığa vuruyor. Bu söylemler PKK/HDP’ye ait ve o yörüngede çıkış yapılmaya çalışılıyor. DAD gibi bölücülüğün etnik ve mezhepsel temelde sürdürücüsünün Alevileri temsil etmesi züldür.
Tunceli Cemevi Başkanı Ali Ekber Yurt, “Geçmişte Alevilik ile ilgili yapılan çalıştaylara katıldım. Özellikle çalıştaylarda çok geniş kapsamlı çalışma yürütülmüştü. Aleviliğin her kesiminden, her bölgesinden her itikadından her ocağından her federasyon ve derneğinden yani hemen hemen her kesimiyle oturuldu, konuşuldu ve bu konu değerlendirildi. Toplumda ciddi anlamda bu sorunun çözüleceğine dair bir umut mevcuttu ama nasıl ve ne oldu bilmiyorum. Maalesef bugüne kadar hala daha bazı sorunlar çözülse de bazı adımlar atılsa da tam manasıyla bir çözüme kavuşturulamadı. Bugün tekrar bu sorun konuşulmaya başlandı. Tabi daha tam olarak içeriğini bilmiyorum. Nasıl ve ne şekilde bir çözüm düşünülüyor bilmiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifadeleriyle yaklaşık 53 ilden 1500-1600 civarında cemevi ziyaret edilmiş, talepler ve istekler sorulmuş, bir çalışma başlatılmış. Geçmişte hükümet Alevi sorununu çözerken Aleviliği biraz daha kendine göre bir tanım geliştirip bir kalıba sokarak çözmek istiyordu ama bu, Aleviler tarafından çok kabul görmedi. Aleviler olduğu gibi kabul edilmek zorunda, bu iş ancak bu şekilde başarıya ulaşır. Alevileri kendi inançları çerçevesinde görmek lazım, bir Alevi’ye ‘Ben sizin sorununuzu çözerim ama siz de şöyle olun, şunu yapın’ dememek lazım. Aleviler kendileri kendilerini tanımlasın, kendi kimliğini, kendi inancını kendisi tanımlasın. Örneğin; bugün 5 bin cemevinin ziyaretinden bahsedildi, bunu bizzat Cumhurbaşkanı ifade etti. Demek ki kabul edilse de edilmese de Türkiye’de 5 bin cemevi var. Cemevleri dediğimiz bu mekânlar Alevilerin kendi inançsal ve kültürel faaliyetlerini yürüttüğü, ibadetlerini yaptığı, cenaze hizmetlerinin yapıldığı, yolunun ve erkânının gereklerini yerine getirdiği mekânlardır. Demek ki bu cemevleri var ve topluma kamusal bir hizmet veriyor, öyleyse cemevlerine bir statü verilmeli ve bu statü ile birlikte tıpkı diyanet ve diğer azınlık inanç gruplarına sunulan hizmetler gibi maddi destek sunulmalı, ihtiyaçları karşılanmalı” dedi. Sayın Yurt’un sağduyulu açıklaması bir kenara not edilmeli. Bu konuşmanın bölücülerin işine gelmeyeceğini baştan belirtelim.
Alevilerin ayrımcılığa uğramaması için bazı önerilerde bulunan Yurt, Aleviler, “vali, kaymakam, savcı, hâkim” olabilmeli dedi ve bu noktada ki eksikliklerin giderilmesinin önemine değindi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluş amaçlarından uzaklaştığını söyleyen Yurt, “Cemevlerinin Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde olup olmayacağını oturup konuşuruz. Aleviler, Diyanet İşleri Başkanlığının bünyesinde olmayı ne kadar kabul eder o biraz tartışma yaratır. Aleviler diyaneti pek kabul etmez. Sorun var mı, var. Çözüm gerekiyor mu, gerekiyor. O zaman bunu konuşup çözmek gerekiyor” dedi.
Yukarıda Cemevi Başkanı Ali Ekber Yurt’un görüşlerini okuyucularımızın sabrını zorlayarak uzunca verdik. Konunun anlaşılması açısından bu gerekliydi.
Tunceli’de HDP ile sahte sol vatandaşlarımızın ülkelerine ve değerlerine olan saygılarını tahrip etmek için elele verdikleri biliniyor. Atatürk düşmanı SMF’li bir belediye başkanına sahip Tunceli’de Cemevi başkanının açıklamaları önem taşımaktadır. Tunceli Cemevi başkanının konuşmasını yanlışları ve doğrularıyla bu bağlamda okumak gerekiyor.
Bölücülük Aleviliğin yakasından düşmeli (2)
(Anadolu Aleviliğini yoldan çıkaranlar yol düşkünüdür)
İlk bölümde Tunceli Cemevi Başkanının görüşlerine yer vermiş ve kısa değinmelerle yetinmiştik. Bu bölümde ise HDP’ye yakınlığıyla bilinen Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Başkanı Musa Kulu’nun K24’e yaptığı açıklamalarına yer vereceğiz.
DAD tipi derneklerin Anadolu Alevilerini kuşatma altına alması sorunun ciddiyetini gösteriyor. Her konuşmalarında etnik ve dini farklılıklara vurgu yapan böylesi kuruluşlar, Aleviliği anlaşılmaz kıldıkları gibi kafa karışıklığına da yol açıyorlar. Bu derneklerin Alevilik diye bir dertleri yoktur! Onlar için ayrışmanın derinleştirilmesi ve vatandaşlarımızın kamplara bölünmesi esas amaçlarını oluşturuyor.
Ülkemiz sınırları içinde Alevileri yaşadıkları şehirlere göre de tanımlarız. Örneğin Erzincan Alevileri, Çorum Alevileri, Tokat Alevileri, Tahtacı Alevileri gibi! Ancak DAD başkanının kin kokan “Dersim Alevileri” söylemi farklıdır ve tamamen PKK/HDP’nin söylemleriyle örtüşüyor. Aşağıda DAD’ın başkanının konuşmasına bakıldığında sorun daha kolay anlaşılır. DAD gibi, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) gibi yapılanmalar emperyalizmin böl ve yönet projelerinin birer piyonudur.
“Dersim” söylemine özel vurgu yapan DAD başkanı bölgecilik, mezhepçilik yaparak konuşmasına başlıyor ve şu sözleri sarf ediyor: “Bizim genel merkezimiz Dersim’de. Herkes merak eder niye Dersim? Dersim Aleviliğin ser çeşmesi olarak kabul edilir, bütün ocaklarımız, bütün ziyaretgahlarımız, Alevilik tarafından bilinenlerin hepsinin Dersim’de olmasından kaynaklı. Kendi itikadıyla inancıyla kendi kültürüyle diliyle farklı bir toplumsallığı olan aleviler bu coğrafyada hep öteki olarak bilinmiş. Farklı bir kültüre ve dile sahip olduğumuz için devlet sindirememiş.” Konuşmanın iler tutar bir yönü yoktur. Neresinden baksanız bölücülük akıyor. Birincisi Tunceli ilimizi mezhepçiliğin merkezi olarak göstermek en büyük aymazlıktır. DAD başkanı bilerek etnik köken ve dini farklılığı ambalajlayarak piyasaya sunuyor. “Kendi toplumsallığıyla” sözünün arkasında “Kürt Alevisi” söylemi yatmaktadır ve Tuncelilerin ezici çoğunluğu kendini bu etnik ayrıma göre tanımlamaz. Şu batı kaynaklı “ötekileştirme” kelimesi gına getirdi! Artık her cümlede bıktırırcasına tekrarlanıyor. “Ötekileştirme” dedikleri o sürecin gerilerde kaldığını görmeyenler art niyetlerini devam ettirmek isteyenlerdir.
DAD Genel Başkanı Kulu, Tunceli Cemevi Başkanı Ali Ekber Yurt’un aksine Alevilerle ilgili yapılan çalıştaylara kendilerinin çağrılmadığını ifade ederek şunları söyledi: “Yapılan bütün Alevi çalıştaylarında bu yolun, bu hakikatin sahibi olan insanlarla görüşmediler. Kendisine benzeyen, kendisine yakın ya da devletin, erkin sözünü söyleyebilecek Alevileri çağırdılar. Esas bu yolun sahibi, hakikati, kendi inancı ve itikadıyla yaşayan kendisini tanımlayan değil, kendisini sisteme ve güce entegre eden Alevi misyonerleri, yahut da gri pasaportluları yahut da devşirmeleri bulup Aleviymiş gibi göstermeye çalıştılar. Sistemin esas hedefi bizi asimile etmek, yok etmek. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu günden bu yana iki esas temel üzerine oturtulmuş; biri herkesi Türk yapmak diğeri herkesi Müslüman Hanefi yapmaktır. Bu buradaki bütün toplulukları bütün farklılıkları Türkleştirmek ve Hanefi İslam yapmak gibi. Ne devlet ne de din ve Allah adına konuşanlar Alevileri tanımlamasın. Biz kendimizi tanımlamışız, biz kendimiz gibi kendi inancımız gibi kültürümüz dilimiz ve hafızamızla yaşamak istiyoruz, bize dayatılan bir yaşamı kabul etmeyiz. Bizim devletten talebimiz yok, devletin yapmak istediği şey bizim hafızamızı silmek, dinimizi kültürümüzü ortadan kaldırmak. Bu ülkede herkesi Türk yapmak bütün halkları, herkesi Müslüman yapmak bütün inançları, hakkın yarattığı bütün inançları yok saymaktır.”
Aleviliği yoldan çıkarma uğraşısı içindeki organizasyonların ilk sıralarında DAD gibi Alevicilik yapanlar gelir. Bu türden “dernekleri” Avrupa’da yakinen tanıdık ve Türkiye’yi zayıflatmak, halk içindeki çelişmeleri çatışmalara dönüştürmek için her yolu mubah saydıklarını biliyoruz.
Yukarıdaki konuşmayı ülkesini seven, Alevileri savunan tek bir kişi yapmaz! Birincisi misyoner mi arıyorsunuz? İşte size DAD-AABK-FEDA vb bunlardan daha tanınmış misyoner mi bulunur! İkincisi, batılı emperyalist devletler etnik ve dini bölücülüğü besledikleri gibi içinden devşirdikleri yanaşmaları nasıl kullandıklarını sadece gazetelerde yazarak değil kitaplarla açığa çıkardık. DAD yöneticisi aynaya baktığında gördüğü şeye devşirme diyoruz! Üçüncüsü, şu saatten sonra Aleviler asimile ediliyor sözünden daha saçma bir söz bulunamaz! Ne asimilasyonu? Bazı yanlış, eksik uygulamalara bakarak genel çıkarsamalar yapmak devşirmelerin görevleri arasında yer alır. Dördüncüsü, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu günden bu yana iki esas temel üzerine oturtulmuş; biri herkesi Türk yapmak diğeri herkesi Müslüman Hanefi yapmaktır” sözleriyle Atatürk’ü ve Cumhuriyetimizi hedef tahtasına oturtan zihniyet gericidir. Özellikle son 75 yıldır bazı yanlış uygulamalardan yola çıkarak PKK/HDP ağzıyla saldırmak DAD gibi organizasyonlara yakışır! Beşincisi, demagojiyi gerçek diye yutturmak isteyen DAD yöneticisi Türkiye’yi zan altında bırakmak için çarpıtmalara başvuruyor. Altıncısı, “Alevilik tarafından bilinenlerin hepsinin Dersim de” olduğu ise kocaman bir yalan. Bu tespit Aleviliğin “Dersim de” kurulduğu ve yayıldığı gibi bir saçmalığın da önünü açıyor ve Dersimciliği özel konuma yükseltiyor! Türk devletinin ABD emperyalizminin yörüngesinden kurtulurken pek çok yanlışta tarihte kalmaya başladı ama bu DAD’ı hiç ilgilendirmiyor! Neymiş? Türk devleti Alevilerin hafızasını silmek, dinini (Alevilik İslam dışı mı? Mİ) ve kültürünü ortadan kaldırmak istiyormuş! Nasıl ve hangi yöntemlerle? DAD-FEDA-AABK vb Anadolu Alevilerini “İslam dışı din” olarak gösterme çabaları boşuna değildir. Bölücülüğü yerelde beslemek istiyorsanız onlara göre; Aleviliği kullanmaktan daha kolay bir şey olmasa gerek! Ama bu ters tepmeye başladı. Amerikancı bölücülük yenildikçe Alevicilikte irtifa kaybediyor.
03.12.2021 günü 1 saat 45 dakika süren Kürtçü XANİTV’de eski PKK’lı Selim Çürükkaya ile Mehmet Can Yüce’nin “PKK nin Öteki tarihi, Dersim çalışması” üzerine karşılıklı konuşmaları yer alıyor. PKK ile ilgili görüşlerini bir yana bırakacak olursak Kemalizm ve Cumhuriyetimize düşmanlıkla dolu program ile yukarıdaki DAD gibi derneklerin görüşleri örtüşüyor.
HDP’nin kapatılması ve HDP tipi organizasyonlara bir daha müsaade edilmemesi halinde, DAD gibi Alevilerimizin içine salınmış bölücülerde bellerini bir daha doğrultamayacaklar ve aktif çalışma sürdüremeyecekler. Yalnız başına HDP’nin kapatılması yetmez; aynı amaca hizmet eden kuruluşlara yasal çalışma izni tanınmamalı.
Buradan bir kez daha can Alevilerimize, 72 milleti bir gören güzel yüreklerine sesleniyoruz; DAD, AABK, FEDA ve benzerlerinden desteğinizi çekiniz ve bunlarla hiç bir platformda yer almayınız. Bunlar sizi ateşe sürerek amaçlarına ulaşmak istiyorlar. Bu oyuna gelmeyelim ve oyunlarını bozalım…
- Almanya ve Türkiye’nin Afrika’da yolları nerede kesişti?
- MAKÜ’lü Fatmagül Çevik Avrupa İkincisi Oldu
- Husumetlisini öldüren katil zanlısının polis ifadesi ortaya çıktı
- Halkı dehşete düşüren olay: Beli silahlı caniler aramızda dolaşıyor
- Cumhuriyet Coşkusu Farklı Kuşakları Buluşturdu
- Cumhuriyet Bayramı bu yıl daha coşkulu kutlandı
- Cumhuriyet konseri coşkusu
- Cumhuriyet Bayramı coşkuyla kutlanmaya başladı