Turizmin başkentinde sobalarda neden kamyon lastiği yakılıyor!

Türk turizminin başkenti Antalya’dan, içinde AB fonları, akıllı şehirler, bolca danışmanlık ve evlerinden edilen mağdur insanlar geçen bir rantsal dönüşüm öyküsü…

“Antalya’da akıllı kent yaratmak için çıkılan yolun sonunda, 2016’da yeşillikler içindeki bir gecekondu mahallesinin yerle bir edilmesinin ardından bu alanda yükselen dev beton blokların olduğu bir ısı adası göze çarpıyor. Yapılması gereken okul, sağlık ocağı, teknokent, müze, cami ve sosyal kullanım alanları ortada yok. Yükselen konut kiraları, gıda, doğalgaz ve enerji fiyatlarının vurduğu yoksulların kenar mahallelerde ısınmak için araba lastiği ve plastik atıkları yakmaya başladığı turizm başkentinin havası artık geceleri kömür değil yanmış araba lastiği kokuyor.”

Antalya Kepez’de 19 bin birimden oluşan devasa bir kentsel dönüşüm alanı olan Santral Mahallesi’nin yapım projesi, Taksim’e yapılan cami için sponsor olan iş insanı Altan Elmas’ın şirketi Sur Yapı’ya verilmişti. AKP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel döneminde başlanan dönüşüm projesinde hak sahiplerinin bir kısmına konutlar teslim edilirken yüzlerce hak sahibi ise henüz hayalini kurduğu eve kavuşmuş değil. Üstelik yasal olarak hak sahiplerine konutlar bitene kadar ödenmesi gereken kiraların da düzenli olarak ödenmemesi bir başka mağduriyet konusu.

AKP’Lİ BAŞKAN TÜREL DÖNEMİNDE BAŞLAYAN AB PROJESİ

Tıpkı EYT ya da atanamayan öğretmenler gibi Antalya’da da ‘Sur Yapı Mağdurları’ var. Ancak yüzlerce insanın mağduriyeti üzerinde yükselen Sur Yapı konutları dünyanın birçok ülkesinde döndürülen reklamlarla satılıyor. “Avrupa’nın en büyük kentsel dönüşüm projesi” diye tanıtılan Sur Yapı’ya, 2017’de Menderes Türel döneminde Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne kazandırılan bir AB projesi olan MatchUp’ın da monte edilmesi, kentsel dönüşümün imajının parlatılması için önemli bir adım oldu.

PROJEYİ TÜREL’İN EKONOMİ DANIŞMANI MEHMET URCU GETİRDİ

Ancak aslında bu projenin Sur Yapı üzerinden büyükşehir belediyesine monte edildiğini söylemek de pek yanlış olmaz. Bu, AKP’nin hem yerel yönetimlerde hem de genelde benimsediği bir çalışma yöntemi. Halen MatchUp projesinin paydaşlarından biri olan danışmanlık firması SAMPAŞ’ın yönetim kurulu üyelerinden biri olan Mehmet Urcu, aynı zamanda Menderes Türel’in ekonomi danışmanı olarak görevlendirilmişti.

HEM DANIŞMAN HEM DE ANET’İN BAŞKANI OLDU

Mehmet Urcu, göreve gelir gelmez Antalya’da Türel’e yakın yerel basında “Menderes Türel’in Amerika’dan transfer ettiği prenslerden biri” olarak tanıtılmaya başlandı. Danışmanlığının yanında belediye iştiraklerinden biri olan ANET’e yönetim kurulu başkanı da yapılan Urcu’nun eşi Ebru Urcu’nun da Büyükşehir Belediyesi’nde işe alındığı ve iddiaya göre hiç işe gitmeden maaş aldığı gündeme gelmişti. Bir süre sonra da kurumla davalık olan Ebru Urcu’nun işine son verildiği fakat sonrasında kurumun kendisine yüklü bir tazminat ödediği de yine iddialar arasındaydı.

TÜREL VE EŞİ İLE DANIŞMAN URCU ALBARAKA’DA FON KOMİTESİ ÜYESİ

Mehmet Urcu’nun Menderes Türel ve Ebru Türel ile birlikte Albaraka Portföy Yönetim A.Ş’de fon yatırım komitesi üyesi olarak görev aldıklarını da anımsatmak gerek. Türel ailesinin Urcu ile olan ilişkisi, danışmanlıktan fon yöneticiliğine kadar uzanıyor. Türel’in danışmanı olan Mehmet Urcu ile yine MatchUp projesinin uygulayıcı ortağı olan SAMPAŞ’ın yöneticilerinden Serdar Yümlü’nün, kentin tamamına yarar üretmesi gereken projeyi Sur Yapı’nın uygulama alanında yoğunlaştırmak istemeleri, ikilinin Sur Yapı ile olan bağını da ortaya koyuyordu.

KENTLER İÇİN GELEN AB HİBELERİ ŞİRKETLERİN İMAJINI PARLATIYOR

Özetle, akıllı kentler, akıllı belediyeler, akıllı caddeler, akıllı binalar vs. gibi moda kavramlarla yerel yönetimlerin aklını alan projeleri destekleyen AB fonları ve hibeler yol yöntem bilen bu isimler aracılığı ile belediyelere kazandırılıyordu. Ancak kazandırılan bu projeler Antalya Santral Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm örneğinde olduğu üzere Sur Yapı gibi dev inşaat firmalarının imajını güçlendirmek için araç haline getiriliyordu. Ülkenin dört bir yanında gecekondulaşmasına yıllarca seyirci kalınmış ve gettolaşmış bölgeler kentsel dönüşüm bölgesi ilan edilerek dev inşaat şirketlerine büyük rant alanları yaratılırken, aynı zamanda AB desteğiyle sağlanan ve kentlerin yaşam kalitesini yükseltmeyi, enerji verimliliğini artırmayı, karbon emisyonunu azaltmayı amaçlayan projeler ise sacayağının bir parçası olmak durumunda olan yerel yönetimler ve üniversiteler aracılığı ile özel şirketlerin imajının parlatılmasına yarıyordu.

TÜREL’İN ANTALYA VİZYONU VE DANIŞMANIN SUR YAPI VURGUSU

Menderes Türel’in danışmanı Mehmet Urcu’nun Mart 2017’de Fransa’nın Cannes kentinde düzenlenen uluslararası bir gayrimenkul fuarı olan MIPIM’de yaptığı değerlendirme, özelde Santral Mahallesi’nde uygulanan kentsel dönüşüm projesine, genel olarak ise Antalya’ya yönelik vizyonu ortaya koyuyordu: “Antalya turizmin başkenti, fakat 2014 yılında Menderes başkanın seçilmesiyle yeni bir hedef kondu. Antalya artık sadece bir turizm kenti değil, yatırım kenti olarak da anılmalı ve bu şekilde devam etmeli. Şimdi Menderes Türel’in ortaya koyduğu bir Antalya vizyonu var ve bu vizyon zaten seçim dönemindeki projelerle ortaya konmuştu. Ekip olarak herkes bu projelerin üzerinden detaylı olarak çalışıyor ve yatırımcılarla buluşturmaya çalışıyoruz. Bu projelerden ilki Kepez Santral projesi, bu projenin geliştiricisi bu projenin finansörü hepsi ortada ve yatırım yapılabilir hale getirilmiş durumda.”

‘AKILLI KENT OLMAK İÇİN 5 MİLYON EURO HİBE DESTEĞİ ALDIK’

Akıllı ya da akıllandırılmış kent kavramının kentlerin bütününün gerçekliğinden koparılıp ayrıcalıklı bir alan yaratmaya ve yandaş Müteahhitlerin imajını parlatmaya yönelik kullanıldığını her fırsatta dile getiren dönemin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, 3 Ekim 2018’de Santral Mahallesi’ndeki inşaat alanına yaptığı ziyarette gazetecilere özetle şunları söylemişti: “Bu proje Avrupa Birliği’nin 2020 programında ‘Akıllı Kent’ olmak için 17 projenin içinden yarışarak 3 projeden birisi seçildi. Çok önemli. MatcUP Akıllı Kent Kepez Santral Projesi için 5 milyon Euro hibe desteğini aldık. Sağlanan bu hibe ile, Akıllı aydınlatmalar, elektrik enerji depolama ve üretim alanları, akıllı yönetim uygulamaları, akıllı sayaçlar ile Kepez Santral örnek bir akıllı kent olacak.”

ELMAS: ‘PROJEDE 42 AKILLI KENT UYGULAMASI GERÇEKLEŞTİRİLECEK’

Türel’in açıklamasının bir benzerini de 21 Şubat 2019’da Sur Yapı’nın patronu Altan Elmas yapmış, özetle şunları dile getirmişti: “Sur Yapı Antalya Projesi, Avrupa Birliği’nin 2020 programında Akıllı Kent olmak için 17 projenin içinden yarışarak ilk üç projeden birisi seçildi. MatchUP Akıllı Kent Kepez Santral Projesi’yle AB den 5 milyon Euro hibe desteği alındı. Sağlanan bu hibeyle proje dâhilinde pek çok akıllı yönetim uygulamaları hayata geçecek. Akıllı aydınlatmalar, akıllı elektrik yönetimi, enerji depolama ve üretim alanları, akıllı sayaçlar, açık alanda ücretsiz wifi hizmeti gibi 42 farklı Akıllı Kent Uygulaması gerçekleştirilerek örnek bir akıllı kent inşa edilecek.”

Hak sahiplerinin birçoğunun konutları teslim edilmemişken Sur Yapı dönüşüm alanında
inşa ettiği konutları bilboardlara verdiği ilanlarla satışa sunuyor…

MİLYONLARCA EURO HİBE İLE YÜRÜTÜLEN PROJE NEDEN ŞEFFAF DEĞİL

Projenin Antalya ayağında belediyeye aktarılacak hibe miktarının 2.8 milyon Euro olduğu belirtiliyor. Proje bütçesini yansıtan cetvellerde de belediye payına düşen rakam tam olarak 2.792.126,25 Euro olarak görünüyor. Belediye şirketi olan ANTEPE’nin payına ayrılan 164.500 Euro ile birlikte toplam 2.956.626,25 Euro’yu buluyor. Ancak hem eski belediye başkanı Menderes Türel’in hem de Sur Yapı’nın patronu Altan Elmas’ın dile getirdiği 5 milyon Euro hibe desteğinin tam olarak nerelere ve nasıl harcandığı, hangi iştirakçi kurumların payına ne kadar bütçe düştüğü, bütün proje uygulamalarının kent halkıyla nasıl paylaşıldığı, akıllandırılan dairelerden kaçının hak sahiplerine verildiği ve projenin özü itibariyle bir zorunluluk olan bütün bu ayrıntıların yer aldığı erişime açık bilgi paylaşımı portalının olup olmadığı muamma. Projenin Antalya ayağının resmi web sayfasına bakıldığında bu soruların yanıtı yer almıyor.

(Kentsel dönüşüme girmeden önce Santral Mahallesinin görünümü. Eylül 2016, Yusuf Yavuz arşivi)

AKILLI KENT OLMASI BEKLENEN ANTALYA YANMIŞ LASTİK KOKUYOR

Antalya’da akıllı kent yaratmak için çıkılan yolun sonunda, 2016’da yeşillikler içindeki bir gecekondu mahallesinin yerle bir edilmesinin ardından bu alanda yükselen dev beton blokların olduğu bir ısı adası göze çarpıyor. Yapılması gereken okul, sağlık ocağı, teknokent, müze, cami ve sosyal kullanım alanları ortada yok. Yükselen konut kiraları, gıda, doğalgaz ve enerji fiyatlarının vurduğu yoksulların kenar mahallelerde ısınmak için araba lastiği ve plastik atıkları yakmaya başladığı turizm başkentinin havası artık geceleri kömür değil yanmış araba lastiği kokuyor.

(Kentsel dönüşüm sürerken Santral Mahallesinin bugünkü görünümü…)

MESLEK ODASI UYARDI: ‘POŞET VE KAMYON LASTİĞİ YAKILIYOR’

Makine Mühendisleri Odası (MMO) Antalya Şube Başkanı Prof. Dr. İbrahim Atmaca’nın 4 Ocak’ta yaptığı açıklama, sokaklardaki yanmış lastik kokusunun nedenini açıklıyor: “Hava kirliliğini oluşturan iki önemli etken var. Birincisi ısınma kaynaklı yakıt, diğeri de mesai saatlerinde ulaşım yoğunluğu nedeni ile artan egzoz gazı. Isınma kaynaklı yakıt tüketiminin nedeniyle oluşan hava kirliliğini daha çok lokal olarak görüyoruz. Doğalgazın henüz ulaşmadığı ve soba kullanımının olduğu yerlerde kamyon lastiği, poşet, lastik, plastik, yanabilen ne varsa yakılıyor. Bu da hava kirliliğini tetikliyor. Kirliliği önlemek için doğalgaz yatırımlarının hızlanması ve teşvik edilmesi çok önemli.”

(Kentsel dönüşüm sürerken Santral Mahallesinin bugünkü görünümü…)

BİRİ TUTTU, BİRİ PİŞİRDİ, BİRİ YEDİ; OLAN MAHALLELİYE OLDU

AKP’li Menderes Türel’in danışmanlarının getirdiği bir AB projesi ve buna bağlı kente kazandırılan hibe ile önce Sur Yapı’ya ardından da CHP’li Muhittin Böcek’in danışmanlarına ‘sözde’ imaj kazandırma çabalarından oluşan ve zamanında bitirilemeyen bir film izledik. Kısacası biri tuttu, biri pişirdi, biri yedi. Ancak olan bunca kaynağın ve kamu personelinin enerjisinin heba edilmesinin yanında kentsel dönüşüm hayaliyle çıktıkları yolun bir yerinde evlerinden edilerek mağdur edilen ve yaşadıkları sorunu anlatmak için her fırsatta Sur Yapının satış ofisinin önünde toplanarak eylem yapan mahalle halkına oldu.

(Kentsel dönüşüme girmeden önce Santral Mahallesinin görünümü. Eylül 2016, Yusuf Yavuz arşivi)

KENTSEL DÖNÜŞÜM HALKI MAĞDUR, ŞİRKETLERİ ZENGİN ETMEMELİ

Kentsel dönüşüm projeleri Türkiye’nin yapı stokunu güçlendirmesi, depreme karşı dayanıklılık kazandırması ve daha yaşanılır kentler yaratılması açısından son derece önemli ve desteklenmeli. Ancak bunun yolu halkı mağdur, şirketleri zengin etmekten değil; her adımında kamucu yaklaşımla sosyal adaleti sağlamaktan geçiyor…

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.