
Ursula NATO diktatörlüğü istiyor
Doç. Dr. Mehmet Perinçek
Avrupa Birliği, Rusya’ya stratejik yenilgi tattırma hırsıyla parçalanmayı dahi göze almış görünüyor. Siyasal krizler, düşen hükümetler, devasal borçlar, ekonomik gerileme, ABD’ye bitmeyen bağımlılık derken son bomba Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’den geldi. NATO Kraliçesi, AB’nin dış politika kararlarında oybirliği kuralının kaldırılması gerektiğini ilan etti.
Düne kadar düşünülmeyen bu adımın tek bir nedeni var: AB, üye ülkelerin çıkarlarına değil, sadece Atlantik ekseninin menfaatlerine hizmet eden bir aparat olmak istiyor. Eğer üyeler kendi çıkarlarına göre hareket edip ülkelerini felakete sürüklemeyi reddederse o halde AB içindeki varlıkları “fasulye statüsü”ne indirilmek isteniyor.
DEMOKRASİ BİR OTOBÜS DURAĞIDIR

Von der Leyen’e göre Brüksel’in yaptırımlar, askeri yardımlar ve diğer önlemler konusunda daha hızlı hareket edebilmesi gerekiyor. “Oybirliğinin prangalarından kurtulma” zamanının geldiğini söyleyen Alman siyasetçi, dış politikanın bazı alanlarında nitelikli çoğunluk oylamasına geçilmesi gerektiğini belirtti.
Mevcut sistemde, kararların geçmesi için 27 üye devletin tamamının onay vermesi gerekiyor. Bu durumun, AB’nin krizlere müdahalesini yavaşlattığını savunan von der Leyen, bu çeşit bir oylamanın çoğunluğu desteklediği eylemlerin bireysel hükümetlerce engellemesinin önüne geçeceğini söyledi. Von der Leyen’e sormak lazım: 27 üyenin yarısından fazlası Orban gibi düşünseydi, bu teklifi yine yapacak mıydı?
İKİ LİDERDEN SAVAŞ UYARISI
Komisyon Başkanı’nın tabela üyesi haline getirmek istediği ülkeler mevcut tabloda tabii ki Macaristan ve Slovakya. Her ikisi de sık sık Rusya’ya karşı alınan kararları veto ediyor ya da Brüksel ile yoğun pazarlıklara giriyor. Ayrıca Ukrayna’nın Rusya’dan gelen enerji boru hatlarını bombalamasından çok rahatsızlar; AB’nin bu terör eylemlerine hiç sesini çıkartmamasından daha da rahatsızlar. Kim bilir belki de Brüksel’in kendisi Kiev’i boru hatlarına saldırası için teşvik ediyordur.
Slovakya Başbakanı Robert Fico, veto hakkının kaldırılmasının “blokun sonunu getireceği” ve hatta “büyük bir askeri çatışmanın habercisi olabileceği” uyarısında bulundu.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise Brüksel’in bu girişimini “bürokratların işi” olarak nitelendirerek, oybirliğinden vazgeçmenin egemenliği zayıflatacağını ve üye devletleri istemedikleri savaşlara sürükleyebileceğini söyledi. Orban, AB’nin yapısal reform yapmadan ve Ukrayna’daki savaştan uzaklaşmadan bir on yıl daha hayatta kalamayacağını öngördü.
YIKIMA GİDEN YOL
Brüksel bugün bir yol ayrımında. Ya Atlantik’in çıkarlarına kayıtsız şartsız angaje olup kendi iç bütünlüğünü parçalayacak ya da ulusal iradelere saygı duyarak ayakta kalmayı deneyecek. Von der Leyen tercihini yaptı: “Uygarlık projesi” iddiası yerine sonsuz savaş döngüsünün mimarı NATO’nun Avrupa diktatörlüğü olmak. Bu gidişat, birlik içindeki çatlakları derinleştirirken, Orban ve Fico’nun dediği gibi AB’yi kendi sonunu hızlandıracak bir intihar rotasına sürüklüyor. Von der Leyen zihniyeti var olduğu sürece Avrupa siyasetinin geleceğini de yeni krizler ve bölünmeler belirleyecek.
KITALARARASI

- Başkan Ercengiz’in 19 Eylül mesajı
- Başkan Ercengiz, gazilerle kahvaltıda buluştu
- BURDUR’da uyuşturucu tacirlerine operasyon
- CHP ‘Altı Ok’tan kopunca piyasa yöntemleri öne çıktı
- 50 yıl sonra bir kez daha savaş kapıda
