Avrupalı bezden pantolon giyemezken, biz Orta Asya’da hakanlarımıza altın elbise örüyorduk-1

Son dönemlerde elde edilen bulgulara göre, Türklüğün ve Türkçenin Prehistoryanın (Tarih öncesinin) derinliklerine, Neolitiğin (Cilalı Taş Devrinin) ilkel karanlıklarına kadar indiği kanıtlanmıştır.

Osmanlı, Türk tarihini kendisiyle başlatır, kendisiyle bitirmeye çalışır.

Osmanlı’dan önce Türklük yoktur.

Avrupa Merkezci Tarih anlayışına göre, Türkler Orta Asya’da kabileler halinde yaşamaktadır; çoban boylardır. Atlarının sırtında, sürülerinin peşinde o yaylak benim bu kışlak senin dolaşıp durmaktadırlar. Böyle devlet yönetilemeyeceği aşikârdır. At sırtında devlet yönetilemez denilmiştir. Ancak bahsedilen Türkler, Ötüken ormanlarında yaşayan avcılık ve toplayıcılıkla anca geçimini sağlayan Öntürklerin de gerisinde onların atalarıdır. Avrupa Merkezci Tarih anlayışı, Türklerin Kahramanlık çağındaki medeniyete geçtikten sonraki (“askeri demokrasi”) dönemindeki yaşayışlarını da ilkellikle nitelemektedir. At sırtında devlet yönetilmez anlayışı da zaten avcılık ve toplayıcılık dönemine aittir. Kaldı ki o dönemde ÖnTürklerin ataları henüz atı da evcilleştirmiş olmasalar gerektir. Atın evcilleştirilmesi, at yetiştiriciliği, çoban savaşçılığı daha sonraki dönemlerin işidir. Ve bu dönemde Türkler, Bodunları (Boy birliklerini ya da konfederasyonları) örgütlemeye başlamışladır.

Kuşkusuz Türklerin toplumsal tarihinde de bir İlkel Kabile (Kandaş-Centilice) Toplumu aşaması vardır.

Türkler de eşitlikçi, sınıfların, devletin, paranın, medeniyetin olmadığı ilkel şartlarda yaşamışlardır.

Onlar da tabiatın ilkel sınırsızlığı içinde, Ötüken ormanlarında tabiatın korkunç kuvvetleri karşısında korunmasız, silahsız avcı ve toplayıcı olarak hayatlarını sürdürmüşlerdir.

Batı’dan bize pompalanan Avrupa Merkezli Tarih anlayışı, Türk toplumunu insanlığın tarihsel gelişme yatağının dışında görme küçümsemesinden, o yatağın doğal gelişme sürecinde Türk toplumunun geliştirdiği maddi ve manevi değerlerin kendi zeminlerini oluşturduğu gerçeğinin verdiği kompleksler atmosferinden kaynaklanmaktadır. Batı kibrini ve ukalalığını oluşturan zemin, Batı toplumlarının, dünyada insanlığın “biricik tarihsel gelişme yatağı ve öncüsü” olduğu görüşünden kaynaklanmaktaydı.

Ancak Avrupa Merkezci iddiadaki bu gelişme, tarihimizin Orta Asya yataklarında belirtildiği gibi Hunlarla, Göktürklerle, Oğuzlarla olmamıştır. Çok daha eski dönemlerin, ön Türklerin atalarının işidir.

Buraya girmeyeceğiz.

Deniyor ki tarihimizin Orta Asya yataklarında Ötüken ormanlarından çıktıktan, uçsuz bucaksız bozkırlarda hüküm sürerken de Türkler henüz toplumsal gelişimin ilkel aşamasında yaşamaktadır. Kabileler (boylar) halinde örgütlenilmiştir. Kandaş aile yapısı hâkimdir. Yağma savaşlarıyla geçinmektedirler. Karınlarını ancak doyurabildiklerinden zenginlik kaynağı olarak bir üretim fazlası yoktur.

Ancak hafriyatlardan çıkan yeni bulgular öyle demiyor.

Bu konuya devam edeceğiz.

Not: Okuyucularımızın görüşleri bizim mürşidimizdir. Eleştiri ve görüşlerinizi yazarsanız bu sayfada yayınlarız. fatih.ozcan53@gmail.com

Bu Haberi Paylaş

3 yorum “Avrupalı bezden pantolon giyemezken, biz Orta Asya’da hakanlarımıza altın elbise örüyorduk-1”

  1. Ötüken in bir orman olduğu söyleniyor. Ormanlık alanlarda çokdillilik gelişir orta Afrikada olduğu gibi. Halbuki Asya’da tek dil (Türkçe) ğlişmiş
    Doğrulama süresi kısa aralıklarla bitiyor. Yazmam aksıyor. Ben bişeyleri yanlışmı yapıyorum? Buraya kadar 10 defa doğrulama ona. Yı verdim. Yazmaktan vazgeçiyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.