Bugün Dünya Türk Dili Ailesi Günü!

3 Kasım 2025 tarihinde Semerkant’ta (Özbekistan) 43. Genel Konferansı’nda aldığı kararla, dikkat çekici ve anlamlı bir gün olarak Danimarkalı bilim adamı Vilhelm Thomsen’in 1893 yılında Türk dilinin en eski yazılı belgelerinden biri olan Orhun Yazıtları’nın alfabesini çözme başarısını gösterdiği 15 Aralık gününün, UNESCO tarafından ‘Dünya Türk Dili Ailesi Günü’ (World Turkic Language Family Day) ilan edilmesi tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Kültür ve dil çeşitliliğin korunmasına adanmış en önde gelen kurum olan UNESCO’nun aldığı bu karar binlerce yıllık geçmişe sahip olan Türkçemiz, bugün dünyanın en çok konuşulan dilleri arasında yer almaktadır. Bu önemli ve gurur verici karar, Türk dilinin kadim köklerini ve evrensel değerlerini vurgulamakta; Türk medeniyetinin birleştirici unsuru olarak sahip olduğu derin tarihî mirası yansıtmaktadır.

TÜRK DÜNYASININ BİRLİĞİNİN SOMUT TEZAHÜRÜ

Kararın, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk devletlerinin ortak çalışmasıyla hayata geçtiğini vurgulayan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Bu başarı, Türk dünyasının birlik ve beraberliğinin somut göstergesidir. UNESCO ailesine bu vizyoner kararları için teşekkür ediyor, ortak hazırlık sürecinde emeği geçen tüm Türk devletlerinin temsilcilerini yürekten kutluyorum.” dedi.

Bakan Ersoy, kararın Türk kültürünün kadim merkezlerinden biri olan Semerkant’ta ilan edilmesinin kültürel kökenlerle kurulan güçlü bağa işaret ettiğini belirterek, “Bu karar, Türk dilinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması konusundaki çabalarımızı küresel ölçekte destekliyor. Dilimiz, kültürümüzün en değerli hazinesidir. Bu tarihi karara vesile olan herkese ve UNESCO’ya şükranlarımı sunuyorum. 15 Aralık artık tüm Türk dünyasının kutlayacağı, dil bilincinin güçleneceği özel bir gün olacak.” değerlendirmesinde bulundu.

BENGÜ TAŞLARDAN GÜNÜMÜZE ULAŞTI

Aydınlık’taki habere göre, 15 Aralık tarihi Türkçe için özel bir günü simgeliyor. Dilin bilinen en eski yazılı belgelerinden olan Orhun Yazıtları Danimarkalı Dilbilimci Vilhelm Thomsen tarafından 1893 yılında çözümlendi. Türk tarihi açısından büyük bir öneme sahip olan Orhun Yazıtları’nın bir diğer önemi ise dilin binlerce yıllık tarihsel kökene sahip olduğunu ortaya koymasıdır.

Prof. Dr. Muharrem Ergin ve Prof. Dr. Doğan Aksan’ın tespitlerine göre Türk yazı dilinin başlangıcı 8. yüzyılda dikilen anıtlardan daha eskiye uzanıyor. Bununla birlikte Eski Türkçe olarak adlandırılan bu ilk evre bütün Türk dünyasının yazı dili olma özelliğini taşıyor. Orta Asya’dan başlayan göçle birlikte kollara ayrılan Türkçe, “Kuzey-Doğu” ve “Batı Türkçesi” (Oğuz Türkçesi) olmak üzere iki ana kolda gelişimini sürdürdü. Bugün Türkiye Türkçesi, bu Batı kolunun en büyük ve verimli temsilcisi olarak varlığını korumaktadır.

13 FARKLI ALFABEYLE YAZILDI

Tarihsel süreç içerisinde Türkçe çok sayıda farklı yazı sistemiyle yazıldı. Prof. Dr. Talat Tekin’in araştırmalarına göre, Türk dilleri tarih boyunca Göktürk, Soğd, Uygur, Mani, Brahmi, Tibet, Süryani, Arap, Grek, Ermeni, İbrani, Latin ve Kiril alfabeleri olmak üzere 13 farklı alfabe ile yazıldı. Türkçe günümüzde Yeni Türk Alfabesi başta olmak üzere, Çin alfabesi, Arap alfabesi ve Kiril alfabesiyle yazılıyor.

Dünya dilleri arasında nadir görülen bu durum, Türkçenin sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda farklı inanç ve kültürleri bünyesinde eritebilen bir yapıya sahip olduğunu da gösteriyor.

DÜNYADA EN ÇOK KONUŞULAN 20 DİLDEN BİRİ

Günümüzde Türkçe, sadece Türkiye sınırları içinde değil, geniş bir coğrafyada etki alanına sahip durumdadır. Ethnologue verilerine göre Türkçe, yaklaşık 91,3 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 20’inci dildir. Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nde resmî dil statüsünde olan Türkçe; Irak, Kosova, Kuzey Makedonya ve Romanya gibi ülkelerde de bölgesel veya azınlık dili olarak tanınıyor.

Balkanlar’dan Orta Doğu’ya, Ege Adaları’ndan Almanya, Fransa ve ABD gibi Türk diasporasının yoğun olduğu ülkelere kadar uzanan bu dil haritası, Türkçenin bir “dünya dili” konumunda olduğunu gösteriyor. Almanya’da 2 milyondan fazla kişi tarafından konuşulan Türkçe, Avrupa’da da önemli bir iletişim dili haline gelmiştir.

Türkçe; Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi Türk Cumhuriyetleri ile birlikte düşünüldüğünde, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar birbirine “selam” veren 250 milyonluk bir ailenin ortak sesidir.

TÜRKÇENİN MATEMATİĞİ

Türkçe, yapısı itibarıyla dünyanın en “matematiksel” dillerinden biri kabul edilir. Türkçe kök ve gövdelere getirilen yaklaşık 160 farklı yapım ekiyle, yeni kavramları karşılama konusunda olağanüstü bir “doğurganlığa” sahip bulunmaktadır.

“Bilgisayar”, “Gözlem”, “Yüzey” gibi bugün sıkça kullanılan yüzlerce sözcük, bu matematiksel türetme yeteneğinin ürünüdür.

TÜRKÇE KONUŞAN TÜRK’TÜR

Türkçenin tarihsel serüveninde, dilin sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir “milli kimlik” beyanı olduğunu ortaya koyan en önemli isimlerden biri Kaşgarlı Mahmud’dur. 11. yüzyılda, Divânı Lugâti’t-Türk’ü kaleme alan Kaşgarlı, Türkçenin bir tür kimlik beyanı olduğunu dile getirdi. 13. yüzyılda ise Karamanoğlu Mehmet Bey, “Bugünden sonra divanda, dergâhta ve bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır.” diye ferman çıkararak Türkçenin Türklük simgesi olduğunu ortaya koyar.

OSMANLI SARAYI’NDA UYGUR ALFABESİ

Tarih boyunca farklı alfabelerle yazılan Türkçede İslamiyet’ten sonra bile Uygur Alfabesi kullanıldı. Fatih Sultan Mehmet, 1473 yılında Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’a karşı kazandığı zaferden sonra, “Otluğu beli Zafernamesi”ni (Yarlığını) Uygur Alfabesi’yle yazdırdı. İstanbul’un fethinden sonra bile Osmanlı sarayında “Bahşı” adı verilen kâtiplerin Uygur harfleriyle Türkçe metinler yazmaya devam etmesi, dil bilincinin tarihi sürekliliğini gösteren en somut kanıtlarından biri.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir