
CHP’deki çalkantının arkası gelecek gibi değil.
Başta İstanbul BB, İzmir BB, Antalya BB, Adana BB olmak üzere birçok ilde sağlam ve ciddi delil, belge, bilgiye dayalı adli vakalar çok vahim bir durum yaratmaktadır. Yürütülen kampanyadaki gibi “siyasi operasyon”, “güdümlü mahkeme”, “Tayyip tasarrufu” iddialarının doğru olmadığını kendileri de bilmektedir. Ama ne de olsa Hoca Nasreddin’in torunlarıyız; ya tutarsa! Oysa MHP’nin tavrını örnek alarak “aklan da gelin!” tutumu takınsalardı milletin gözünde müthiş pirim toplamış olacaklardı.
Ama “What-The-Hell Effect” denilen etkiyi anlatan “battı balık yan gider” sürecine uygun tutumlar sergileniyor.
Öte yandan 15 Eylül de yaklaşıyor.
38. Olağan Kurultay’ın rüşvetle delege satın alınarak kazanıldığı iddiasıyla açılan iptal ve ceza davası 15 Eylül’de görülecek. “Mutlak butlan” kararı mı verilecek, iptal mi edilecek yoksa kayyım mı atanacak; kamuoyunun müthiş merakına konu oluyor.
Süreci yakından izleyen üst düzey CHP’lilerin değerlendirmesi ise çok boyutlu.
İSTANBUL KONGRESİ
“CHP İstanbul kongresi… Kurultayda 196 delege ile temsil ediliyor. Bir anlamda sonucu belirlemede etkili. Son kongre ile ilgili orada da şikayet var. Kongreye şaibe karıştığı iddia ediliyor. Şu anda konu yargıda. İddianame kısa sürede çıkabilir. İstanbul Kongresi’nin iptali istenirse… İş değişir. İstanbul kararı sonucunu beklenebilir. O zaman 15 Eylül’de bir sonuç çıkmaz. Duruşma ileri bir tarihe ertelenir.”
ÇIKARSA…Kurultaya bakan mahkeme… İstanbul Kongresi’ni dikkate almaz… 15 Eylül’de bir karar verirse… CHP yönetimi zora düşerse… Karara itiraz eder. İstinaf Mahkemesine götürür. Oradan da sonuç alamazsa Yargıtay’a gider.
Bu konuda farklı düşünen hukukçular da var. ‘Mahkeme CHP yönetimini eski yönetime… Kemal Kılıçdaroğlu’na da verebilir’ diyorlar. Böyle bir karar çıkarsa… Eski koltuğuna oturur. Kılıçdaroğlu kabul etmezse… CHP’ye kayyum atanır. 45 gün içinde kurultaya gidilir. Ama Kılıçdaroğlu net konuştu. Kayyuma izin vermeyeceğini açıkladı.”
KURULTAY SÜRECİ
“Başlatılan olağan kurultay süreci… ‘Sürecin durdurulması… Mahkeme kararının beklenmesi’ talebi de var. Mahkeme bu yönde de bir karar verirse… Olağan kurultay çalışmaları durur. Mahkemenin kurultay kararı beklenir.” (Deneyimli Gazeteci İsmet Özçelik)
Mahkemeden “mutlak butlan” çıkma tehlikesi karşısında ön almak amacıyla kurultay sürecini başlattılar. Ancak basına yansıdığı ve şahsi gözlemlerimize göre, durum hiç de iç açıcı değil. Birçok yerde salonlar karışıyor, sandalyeler havalarda uçuşuyor. Tansiyon yüksek. Bazı yerlerde ortada sandık yok, mış gibi işlem yapıldığı iddiası havalarda uçuşuyor. Kimi yerlerde il başkanının oğlu delegeye telefon ediyor, “adresini söyle 20-30 kişiyle geliyorum” diye tehdit ediyor, mafya babası gibi… Gerginliğin yükselmesi nedeniyle seçim salonu dahil partinin dört bir yanına sivil polisler konuşlandırılıyor. İl Başkanı basın açıklaması yapmak zorunda kalıyor; gereken yerlerden özür diliyor. Hızını alamıyor bunu yazan gazetecilere yaftasını yapıştırıyor: “Mütareke basını!” diye. Hazret sanki “Kurtuluş Savaşı” veriyor! Kimi yerde il başkanlığı, merkez ilçe, kadın kolları başkanlığı, yani il örgütü delege seçimlerine genel merkez baskı ve müdahalesi iddiasıyla toptan istifa ediyor.
TAM BİR KAOS
Biçare CHP Genel Başkanı Özgür Özel, -teşbihte hata olmaz denilmiştir- 10 parmağının altında 10 pireyi muhafaza etme mücadelesi veriyor. Hangisini kaldırsa zıplayıp kaçıyor. Bir yandan belediyelere “yolsuzluk” ve “rüşvet” operasyonlarıyla uğraşıyor diğer yandan kurultay süreciyle…
Bu arada belli bir geçmişi olduğu belli olan, basında yazılıp çizildiği gibi imar rantı mafyasının parmağı olduğu açığa çıkan farklı ve çığır açmasından korkulan bir gelişme cereyan etti. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı gürültülü bir şekilde istifa etti; AK Parti saflarına katıldı. Yanında da 3 ilçe başkanını sürükledi. Bu gelişmenin çığır açıcı özelliğinden korkuluyor. Sırada başka başkanların da olduğu belirtiliyor. İzmir’in bile olduğu ifade ediliyor. Gerçi başkanlar yalanladılar. Ancak Çerçioğlu da önce yalanlamıştı.
Böyle bir siyasi partiye millet iktidar rolü verir mi?
Asla!
Hele Atatürk’ün zeki olduğunu söylediği, yedi iklimde yedi ateşten geçmiş, çeliğine su verilmiş, tarih boyunca insanlık tarihini yönlendirmiş imparatorluklar, dünya tarihine yön vermiş büyük devletler kurmuş Türk Milleti hiç tanımaz. Türk Milleti kaosa oy vermez. Kendini bile yönetemez durumda olduğunu gördüğü kaos içindeki CHP’ye asla güvenmez.
Meseleye ve gelişmelere başka bir açıdan, karşı taraf bakımından baksak, tarih boyunca yerel yönetimini almak için çabaladığı, bu nedenle “gavur İzmir” yaftasını taktığı bir kentin belediye başkanı şu veya bu nedenle kendi saflarına geçse bile -ki sıraya geçtiği dillendirilmektedir- böyle bir gelişmenin AK Parti’ye oy olarak yararının dokunup dokunmayacağı şüpheli.
Bu nedenle CHP, hızla kendine çeki düzen vermek zorunda.
Hatta fabrika ayarlarına dönmesi gerekmektedir.
Erken seçim diye milletin enerjisini boşa harcamaktan vazgeçmek ve içe dönmek zorunda.
Savcı ve hakimlerle uğraşmaktan, onları töhmet altına sokmaktan vazgeçerek belediye başkanlarının akıbetini mahkemelerin inisiyatifine terketmek, “aklan da gel” tutumunu takınmak zorunda.
Aksi takdirde “Yandı gülüm keten helva…”