
Türkiye’nin erken bir genel seçime hızla gittiği, Türkiye’nin üzerindeki karabulutların yoğunlaştığı, ABD ve piyonlarının ülkemizin üzerine iyice çullandığı şartlarda dış cephedeki gelişmelerle birlikte iç cephede de hızlı gelişmeler olmaktadır. Yaptığı bilimsel analizle dağın arkasını görebilen, gidişatın yönünü ve dinamizmini tahlil ederek öngörülerde bulunarak toplumu şaşırtan ve her söylediği bir süre sonra hayat tarafından doğrulanan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in önceki gün bir TV programında 10 Aralıkçıların faaliyetlerine ve İstanbul İl Başkanlığı’ndaki gelişmelere bakarak bölüneceğini ileri sürdüğü Cumhuriyet Halk Partisi (CHP’nin) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunun sallanmakta olduğu iddia ediliyor. Sözcü yazarı Rahmi Turan’dan kamuoyuna bomba gibi düşen bir iddia geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “CHP Genel Başkanı ol!” dediği isim kim?
Sözcü yazarı Rahmi Turan bombayı patlattı.
Turan, köşesinde CHP’li bir şahsiyetin Külliye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’la gizlice görüştüğünü ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o şahsa “Türkiye’nin güvenliği için senin CHP Genel Başkanı olman gerekir” dediğini yazdı.
Kulis haber ülke gündemine bomba gibi düştü.
CHP’de şimdi herkes birbirine o gözle bakıyor.
Turan ise ilgili şahsa ulaşıp onay alamadığı için isim yazamadığını belirtiyor.
Önceki gün bir TV programında Perinçek de İstanbul İl Başkanlığı ve 10 Aralık Hareketi mensuplarının çalışmalarını gözleyerek yaptığı analiz sonucu “CHP’nin bölüneceği”nden bahsetmişti.
İşte Rahmi Turan’ın yazısı:
Saray’a yakın olan haber kaynağım:
“Sana müthiş bir haber vereceğim. Bomba gibi bir haber.” dedi.
“Bomba gibi müthiş haberler, doğru olsa bile, çoğu zaman tekzip edilir. Bu da yalanlanacak cinsten olmasın?” dedim.
Haber kaynağım ısrar ederek:
“Hayır, yüzde yüz doğru ve tekzip edilmesi mümkün değil!” dedi ve anlattı:
★★★
“9 Kasım akşamı çok önemli bir siyasetçi sizin ‘Saray’ bizim ‘Külliye’ dediğimiz yerde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın huzuruna çıktı.
CHP’li olduğu belirtilen o önemli kişi Külliye’ye kendi aracıyla değil, değişik plakalı başka bir araçla girdi. Kapıdaki görevliler talimat aldıkları için bilinmeyen plakalı aracın Külliye’ye girmesine izin verdiler.
Önemli kişi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la bir süre sohbet ettikten sonra yine değişik plakalı başka bir araçla Külliye’yi terk etti.
CHP’li önemli kişinin AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile memleket meselelerini konuştuğu, Erdoğan’ın ona:
“Türkiye’nin güvenliği için senin CHP Genel Başkanı olman gerekir.” dediği belirtildi. CHP’li siyasetçinin önce ses çıkartmadığı, sonra itiraz eder gibi bir ifadeyle:
“Engellerim var” şeklinde cevap verdiği ifade edildi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise:
“Düşün, karar ver. Memleketin iyiliği için bu gerekli. Ben de yardımcı olurum!” şeklinde yanıt verdiği belirtiliyor.
Şimdi “Kim bu önemli CHP’li?” diye soracaksınız değil mi?
Külliye’ye, yani Saray’a yakın haber kaynağım bana önemli bir CHP’linin adını söyledi. Ben de bunu sormak için o kişiyi aradım fakat tüm çabalarıma rağmen ulaşamadım.
Onayını almadığım için de hiçbir isim açıklamıyorum.
★★★
Türk siyasetinde farklı ve ilginç gelişmeler olduğunu göstermesi bakımından bu olay bana çok önemli geldi.
Anladığım kadarıyla CHP’de sular bulandırılmak isteniyor!
CHP, muhtemel bir erken seçim öncesi, yıpranmamak için, her türlü önlemi almalıdır. Peki, bu nasıl olmalı?
Akıl vermek ne haddime? CHP’deki kurt politikacılara bunu ben öğretecek değilim tabii ki!
[3d-flip-book mode="thumbnail-lightbox" urlparam="fb3d-page"
id="12654" title="false" lightbox="dark"]
- Kifayetsiz muhteris yöneticinin ülkesine ve halkına verdiği zarar
- Jandarma yangına yönelik devriye atıyor
- Erdoğan’dan çiftçiye yeni kredi paketi müjdesi
- Cuma’da ders gibi hutbe: “Kamu hakkı dokunulmazdır”
- Yazarımız, Sagalassos’ta tarihi dokudaki tahribatı altı maddede gösterdi
- Hükümet krizin yükünü emekçinin sırtına yükleme kararından vazgeçmiyor
- GÜNAH HARİTAMIZ
- Antalya Valiliği Mermerli Plajı Restorasyon İhalesinde skandallar bitmek bilmiyor
- Dr. Perinçek’in İran-İsrail savaşını değerlendirmesi