
Tahtakuruları gibi bir çatlaktan sızarak çocuklara LGBT sapıklığı anlatmaya çalışan akılları, vicdanları, ahlakları tükenmiş ruh hastaları, emperyalizmin “deliler taburu” Eğitim Sen Genel Merkezi’nin aldığı, okullarda tahtaları mora boyama ve bir derste ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ dersi yapma kararı velilerin sert tepkilerine çarparak parçalandı, tabanda da üyeleri arasında uygulama imkânı bulamadı; üyelerinin bile karşı çıktığı ifade edildi.
Çatlakları seven tahtakuruları gibi bir çatlaktan sızarak çocuklara LGBTİQ propagandası yapmaya çalışan akılları, vicdanları, ahlakları tükenmiş ruh hastaları, emperyalizmin “deliler taburu” Eğitim Sen Genel Merkezi’nin aldığı, okullarda tahtaları mora boyama ve bir derste ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ dersi yapma kararı ülke çapında velilerin granitten göğsüne çarparak parçalandı, tabanda da üyeleri arasında uygulama imkânı bulamadı; üyelerinin bile karşı çıktığı ifade edildi. Pazartesi günü yapılma kararı verilen LGBTİQ propagandası uygulaması fiyaskoyla sonuçlandı. Ülkenin dört bir yanında hafta sonunda sınıf öğretmenlerini arayan veliler sert tepki gösterdiler. Dava açacaklarını belirttiler.
Tabanda Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) üyelerinin ve temsilcilerinin bile yapılacak eyleme tepki gösterdiği belirtildi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), internet sitesinden yayınladığı 6 Mart tarihli yazıyla “10 Mart’ta tahtaları mora boyuyor, bir ders saatinde toplumsal cinsiyet eşitliği dersi yapıyoruz.” biçiminde bir çağrı yapmıştı. Talepleri, “Eğitim materyallerinin, toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun değiştirilmesi, toplumsal cinsiyetin zorunlu ders olarak okutulması.” şeklindeydi.
Eğitim-İş Sendikası’nda örgütlü Hepimizin Sendikası Grubu, çağrıya tepki göstermiş, Eğitim Sen yönetimini kararı geri çekmeye çağırmış, MEB’i de göreve davet etmişti.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), eylemin planladığı günün sabahı, ilk derse bir saat kala bir açıklama yaparak söz konusu eyleme “asla müsamaha gösterilmeyeceğini, gerekli adli ve idari süreçlerin yürütüleceğini” bildirdi.

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NDAN AÇIKLAMA
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), eylemin planladığı gün bir açıklama yaparak söz konusu eyleme “asla müsamaha gösterilmeyeceğini, gerekli adli ve idari süreçlerin yürütüleceğini” bildirdi. Bakan Tekin, ‘Mor tahta tartışması’nı “Sendikal özgürlük kavramının dejenere edilmesi” olarak değerlendirdi. “Bu özgürlük olarak değerlendirilebilecek bir şey değil” dedi.
MEB açıklamasında, “sendikal faaliyet özgürlüğü kullanılırken başkalarının özgürlüklerinin ihlal edilmemesi gerektiği” vurgulandı. Açıklamada, “Millî Eğitim Temel Kanunu ile aile hayatını koruma altına alan bütün yasal düzenlemelerin göz önünde bulundurulması” istendi.
Açıklamada “Eğitim öğretim kurumlarımızda, ilgili mevzuatımızla çerçevesi belirlenerek Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızca onaylanan müfredat dışında herhangi bir konunun ders içeriği olarak belirlenmesi veya okutulması mümkün değildir.” İfadelerine yer verildi.

MEB’in uyarısının ardından İl Millî Eğitim Müdürlüklerinin, tüm okul ve kurum müdürlerine bu tür eyleme izin verilmemesine dair bilgi verdiği öğrenildi. İstanbul Valisi Davut Gül de sosyal medya hesabından “müfredatta yer almayan herhangi bir konunun derslerde işlenmesi halinde adli ve idari işlem yapılacağını” duyurdu.
Türkiye’nin dört bir yanında veliler, sınıf öğretmenlerini arayarak böyle bir eylem olacaksa çocuklarını okula göndermeyeceklerini ifade ettiler, eylemin yapılmayacağına dair söz aldılar. Veliler, sosyal medya gruplarında “en ufak bir LGBT mesajı verilirse şikâyet etmek” konusunda aralarında anlaştılar.
KENDİLERİ DAHİ SAVUNAMADI
Eğitim Sen, LGBT propagandasına girişerek sadece velilerle değil üyeleriyle de karşı karşıya geldi.
Aydınlık, Eğitim Sen’in herhangi bir eylem kararını okullarda uygulayamaz duruma geldiğini, yöneticilerinin okullara bile gidemez durumda olduğunu yazmıştı. Gerçekten de öyle oldu. Eğitim Sen üyesi öğretmenler, Genel Merkez’in kararını uygulamadılar.
Tabanda sendika yöneticisi ya da temsilcisi konumundaki Eğitim Sen üyelerinin dahi eylemi desteklemedikleri görüldü. Bir ilin Eğitim Sen Şube Başkanı, bireysel olarak Genel Merkez’in aldığı eylem kararını doğru bulmadığını belirtti ve “Merkezi bir karar olduğu için gruplarda paylaşmak zorunda kaldım. Kimsenin uygulayacağını sanmıyorum.” dedi. Dün sabahtan itibaren Eğitim Sen’in internet sitesi kapalıydı. Bu durumu yorumlayan eğitimciler “Kendileri bile aldıkları kararı savunamıyor. Bu bir intihar eylemiydi.” dediler.
KILAVUZU, LGBTİQ ÖRGÜTÜ KAOS GL!

Eğitimci, Cumhuriyet Kadınları Derneği GYK Üyesi Işıl Gürsoy, Eğitim Sen yönetimi hakkında acilen yasal işlem başlatılması gerektiğini söyledi. Eğitim Sen’in bu kalkışmayla, LGBT derneklerinin çatı örgütü Kaos GL’nin taleplerini dile getirdiğini belirten Gürsoy, Kaos GL’nin emperyalist Batı tarafından fonlanarak kurulmuş ve halen o fonlarla ayakta kalan bir örgüt olduğunu belirtti. Gürsoy, “Kaos GL geçen yıllarda ‘Öğrenciler, Aile ve Okul Kıskacına Karşı Nasıl Korunmalı’ başlıklı bir kılavuz yayınlamıştı. Eğitim Sen bu kılavuza sahip çıktı. Kurduğu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu eliyle bu kılavuzun ve içeriğindeki taleplerin yayılmasına hizmet etti. Kılavuzda, eğitim materyallerinin ikili cinsiyete dayalı olmasından rahatsızlık dile getirilir ve materyallerin cinsel kimliklerini ve tercihlerini gözeterek düzenlenmesi talep edilir. Öğrencilere derslerde ‘kızım’ ,’oğlum’ demenin öğrencilerin cinsiyet tercihlerine bir dayatma olduğu vurgulanır. İşte bu da toplumsal cinsiyetin ta kendisidir. Toplumsal cinsiyet ideolojisinde kadın ve erkek cinsiyeti yoktur.
Üç yaşından itibaren cinsiyet ve cinsellik her şekilde, herkesle yaşanabilir. Eğitim Sen bugün bu kılavuzdaki talepleri dile getirmektedir.” ifadelerine yer verdi.

YASA ÇIKARILMALI
Gürsoy açıklamasını, “Toplumsal cinsiyet çocuk istismarıdır, pedofiliyi normalleştirmektir. Çocuğun cinsel yönelim tercihi olamaz. Eğitimci, ülkemizi içerden çürütmek isteyen, gençliğimizi zehirlemek isteyen emperyalizmin aparatlarının sözcülüğünü yapamaz. Bu eğitimciler görevlerini kötüye kullanmaktadır. Toplumsal cinsiyet dersi ve cinsel yönelime uygun materyal isteyen Eğitim Sen yönetimi hakkında acilen yasal işlem başlatılmalıdır ve acilen LGBT’nin özendirilmesi, dernekleşmesi ve ülkemizde faaliyet gösterebilmelerini yasaklayan yasa, meclisimizden çıkarılmalıdır.” şeklinde sürdürdü.
EĞİTİM-SEN BALTAYI TAŞA VURDU!

“Eğitim-Sen’in 10 Mart Pazartesi günü okullarda ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ dersi adı altında LGBT propagandası yapma ve tahtaları mora boyama girişimi”nin fiyaskoyla sonuçlandığını vurgulayan VATAN PARTİSİ ANTALYA İl Başkanı emekli eğitimci Ahmet Özbay “yazı tahtaları değil, bu hayâsız eylem girişimi duvara toslayan Eğitim-Sen morarmıştır.” dedi. Özbay açıklamasının devamında şu görüşlere yer verdi: “Eğitim-Sen üyesi öğretmenler dahi bu eyleme katılmamıştır. Öğrenci velileri Eğitim-Sen’in bu eylemine şiddetle karşı çıkmıştır. İlk andan itibaren Devlet yetkililerini ve toplumumuzu uyaran Hepimizin Sendikası öğretmenler grubunu, böyle bir dersin söz konusu olamayacağını açıklayan Milli Eğitim Bakanlığı’nı ve İstanbul Valiliğimizi kutluyorum. Okullarımıza LGBT’yi sokma girişimi hüsranla sonuçlanacaktır. İnsanı kendi bedenine, cinsiyetine, toplumuna, ailesine ve milli-devrimci bütün değerlerine karşı yabancılaştırmak için üretilen bu ideolojinin evlatlarımıza dayatılmasına izin vermeyeceğiz! Hiçbir öğretmen, hiçbir öğrenci velisi bu girişimi kabul etmez. Yıllar önce Kürtçeyi kast ederek ana dille eğitimi savunan Eğitim-Sen Türk milletinin vicdanından kopalı çok olmuştur. Eğitim-Sen üyesi tüm öğretmenleri üyelikten istifa etmeye çağırıyorum.” |
“YANLIŞ HESAP BAĞDAT’TAN DÖNMÜŞTÜR“

Eğitim Sen’in skandal mor karatahta çağrısına tepki gösteren Cumhuriyet Kadınları Derneği Antalya Kepez Özgürlük Şubesi Başkanı H. Mutlugün Öztuna, KıvılcımHaber’e yaptığı açıklamada, “Herkes aklına geleni prosedür haricinde Milli Eğitim sistemine dayatamaz.” dedi.
Öztuna açıklamasının devamında, “Sendikanın müfredat hazırlamak ve kendi başına uygulamaya koymak gibi bir yetkisi var mı? Yaratılışa, insan doğasına ters, akla, bilimselliğe, prosedüre ters bir girişim velilerin tepkisi ve ilgili devlet kurumlarının zamanında uyarılarıyla önlenmiştir. Çocuğun cinsel yönelim tercihi olamaz. Eğitimci, ülkemizi içerden çürütmek isteyen, gençliğimizi zehirleme isteyen emperyalizm aparatlarının sözcülüğünü yapamaz. LGBT’nin özendirilmesi, dernekleşmesi ve ülkemizde faaliyet gösterebilmelerini yasaklayan yasa, TBMM’den çıkarılmalıdır.” ifadelerine yer verdi.