Yapılan, bir spor değil, doğa katliamıdır

Salda Gölü Koruma Derneği’nden sert tepki

Burdur Valiliği eşgüdümünde, Türkiye Triatlon Federasyonu iş birliği ile düzenlenen Salda Lake Triathlon etkinliğinin ikincisi olan Sprint Parkuru organizasyonuna Salda Gölü Koruma Derneği’nden sert tepki geldi. Dernek yönetimi yaptığı açıklamada, yapılanın “bir spor değil doğa katliamı” olduğu belirtildi.

Salda Lake Triathlon ve ikinci etabı olan Sprint Parkuru, yüzme, koşu ve bisiklet branşlarında yüzlerce sporcunun zorlu parkurlarda ayakla bile basılmaması gerektiği söylenen Salda Gölü çevresinde cereyan etmiştir. Milyonlarca yıllık süreçlerde meydana gelmiş mikrobiyalit oluşumları ve beyaz kumullar üzerinde tepinilmiştir.

Bu kapsamda sert tepki gösteren Salda Gölü Koruma Derneği yönetimi, yapılanın spor değil tabiatın katliamı olduğunu belirtmiştir.

İşte Derneğin açıklaması!

26 Temmuz 2025 tarihinde, Valilik koordinasyonunda ve Türkiye Triatlon Federasyonu iş birliğiyle Salda Gölü’nde bir triatlon organizasyonu gerçekleştirilmiştir. Gölün içerisine yüzlerce sporcunun girmesi kamuoyuna “başarı hikâyesi” gibi sunulmuş; etkinlik sonrasında resmi mecralardan paylaşılan videolarla bu durum adeta meşrulaştırılmıştır.
Salda Gölü Koruma Derneği olarak, bu organizasyonu başından beri sakıncalı bulduğumuzu ve gerçekleşmiş olmasının bu yanlışı meşru kılmadığını açıkça ifade ediyoruz.
Hiçbir tanıtım faaliyeti, doğanın geri döndürülemez zarar görmesini haklı gösteremez. Hele ki Salda gibi bilimsel olarak korunması gereken, nadir bir doğal varlık için.
NEDEN TEPKİLİYİZ?
Salda Gölü’nün hassas ekosistemi, yapılan bu organizasyonla doğrudan riske atılmıştır: Mikrobiyalit oluşumları ve beyaz kumullar gibi dünya çapında eşsiz doğal yapılar, toplu insan girişiyle ezilmiş, kirlenmiş, fiziksel zarar görmüştür.
Yüzlerce sporcunun aynı anda göle girmesi; ter, vücut kimyasalları, güneş kremi ve mekanik temas yoluyla gölün biyokimyasal yapısını tehdit etmiştir.
Organizasyonun ardından resmi kaynaklarca yayımlanan görüntülerde dahi, gölün doğrudan temas edilen kıyılarında yoğun insan baskısının izleri görülmektedir.
Etkinlik öncesinde dahi, göl çevresi uzun süredir ciddi bir kirlilik sorunu ile karşı karşıyadır.
Karaoluk’tan Doğanbaba’ya, Millet Bahçesin’den Tabiat Parkı’na kadar pek çok bölgede çöp, sigara izmariti, sabun kalıntısı, plastik atık ve diğer kirleticiler yaygındır.
Bu tablo yeni değildir, geçici de değildir.
Etkinlikten önce de göl çevresi denetimsizdi, sahipsizdi. Triatlon organizasyonu bu sorunları görmezden gelmiş, üstüne bir de insan yükünü artırarak var olan ekolojik baskıyı derinleştirmiştir.
BU SPOR DÜŞMANLIĞI DEĞİL, DOĞA SAVUNUSUDUR
Karşı çıktığımız şey, doğaya saygı duymayan organizasyon anlayışıdır.
Salda Gölü’nde yüzme faaliyeti, yasaklı bölgelerde dahi dolaylı teşvik edilir hale gelmiştir.
Koşu ve bisiklet gibi etaplar, doğayla uyumlu parkurlarda gerçekleştirilebilirken;
Yüzme gibi göle doğrudan temas gerektiren etaplar için yapay parkurlar veya farklı bölgeler tercih edilebilirdi.
Ancak yetkili kurumlar, tüm uyarılara rağmen, kamu yararını değil, tanıtım şovunu öncelemiştir.
BU YANLIŞTAN DÖNÜLMELİDİR
Salda Gölü bir spor pisti değildir. Bu yanlış organizasyon, sadece bir çevresel tehdit değil, aynı zamanda kamu idareleri açısından bir yönetim ve sorumluluk krizidir.
Taleplerimiz açıktır:
1. Bu ve benzeri etkinlikler, Salda Gölü’nü doğrudan etkilemeyecek şekilde planlanmalıdır.
2. Göl çevresinde etkin bir temizlik, altyapı ve denetim sistemi hayata geçirilmelidir.
3. Salda Gölü, tam koruma statüsüne alınmalı; özellikle mikrobiyalitler ve beyaz kumullar gibi hassas yapılar korunmalıdır.
4. Gölün korunmasından sorumlu tüm kamu kurumlarının yetki ve sorumlulukları netleştirilmeli, hesap verebilirlik sağlanmalıdır.
Spor yapalım, ama doğayı yok etmeden.
Salda’ya dokunma, Salda’yı koru.
Salda Gölü, bir gün “başardık” diyebilmek için değil, her gün korumak için vardır.
Yapılan bu organizasyon ne yerel kalkınma ne de spor adına örnek gösterilemez. Tersine, bir doğa kıyımıdır.
Bu kıyımın üzeri hiçbir tanıtım filmiyle, hiçbir video ile örtülemez.
Ancak gölü korumakla yetkili kurumların, Derneğimizin tüm uyarılarına rağmen Salda Gölü’nün içinde ve çevresinde, 1. derece SİT alanları üzerinde böyle bir etkinliğe izin vermesini anlamakta güçlük çekiyoruz.
Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.
Tıklayınız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.