Fatma Köse Doğu Akdeniz gezisini sürdürüyor

Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse, Doğu Akdeniz kırsalında (Adana ve Mersin köylerinde) üreticini nabzını tutarak sorunlarını, taleplerini aldı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse, Adana’nın köylerinde, Mersin’in kırsalında patates üreticileriyle, soğan üreticileriyle tarlalarda üretimin içinde ziyaretlerinde bulundu. Görüş alışverişinde bulundu. Sorunlarını, dertlerini, taleplerini araştırdı.

Bayram öncesi üreten Türkiye’nin gerçek yüzünü gördü.

Tarıma teşvikleri artırılmaması ve üreticinin yalnız bırakılmasının vahametinin izini sürdü.

Sosyal medya hesabından, çıkarttığı sonuçları paylaştı.

BAŞKALARININ TOPRAKLARINDA GÜNDELİK HAYATLAR

Gün boyu yağmur-çamur demeden, sıcak-soğuk demeden tarlalarda ırgatlık yapan kadın tarım işçilerinin hayatları okuyacaklarınız… Toplum olarak sabrın ve paylaşmanın kıymetini en derin duygularla hissettiğimiz Ramazan Bayramı’nı evlerinden kilometrelerce uzakta, çalışarak geçirmek zorunda olan kadın ırgatların içinde bulundukları koşulları…

TÜİK verilerine göre tarım istihdamının %43’ünü oluşturan kadınların çoğunluğu, herhangi bir sosyal güvenceleri olmadan, üstelik erkek ırgatlara göre daha düşük yevmiye karşılığı çalışmaya mecburlar. Çünkü hayatlarını idame ettirebilmeleri için o gün nerede iş bulurlarsa orada çalışıp gündeliğini kazanmak zorundalar. Başkalarının tarlaları, günlük meskenleri. Nerede hasat varsa, çadırlarını alıp hasat edilecek toprağın yakınına kuruyorlar ”ev”lerini.

Sabah 6’da iş başı, gün doğarken başlıyor mesai. Tarladaki işe ne kadar erken başlanırsa, güneş batana dek bitirilmesi gereken iş o kadar kolaylaşır. Yemeklerini de kendileri hazır etmek zorundalar. Hatta yağmur-çamur, sıcak-soğuk demeden ağır fiziki şartlarda saatlerce çalıştıktan sonra ev bildikleri çadırlarında yemek, bulaşık, çamaşırdan da onlar sorumlu. Ev işleri de ayrı bir mesai.

Sosyal güvence yok. En ağır şartlarda beden gücünü kullanarak çalışıp yevmiye alan kadın hastalandığında tek çözümü ağrı kesici bir hap. Ağrısını dindirdikten sonra çalışmaya devam etmek zorunda. Çünkü hayatta kalabilmesi için, çoluk çocuğunun rızkını kazanabilmesi için ertesi gün yeniden tarlaya gitmeye mecbur.

Kayıt dışı çalıştığı için, arkasında kendisinin haklarını koruyup savunacak birlik, dernek gibi mekanizmalar da yok.

Birçoğu, alın teri dökerek hak ettiği parayı gün sonunda görmüyor bile… ‘Dayıbaşı’ adı verilen işçilerin başındaki aracılar, gün sonunda kadınların yevmiyelerini aile reisine teslim ediyor. Kadın ırgatın işgücünün, tarlayı çapalayan makineden farkı yok.

Daha acısı, kadın ırgatın hayattan beklentileri de yevmiyeleri gibi gündelik. Gün bittikten sonra yarın da hasat edecekleri bir tarla olsun diye duacılar. Birçoğunun hayalleri, anne olan her kadınınki ile benzer: çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayabilmek, çocuğuna imkânı elverdiğince eğitim aldırabilmek, çocuğunun başkalarının tarlalarında günün 12 saati çalışmak zorunda olmayacağı bir gelecek verebilmek…

Ancak çocuklarını bırakabilecekleri bir yer olmadığı için, çocuklar da tarlaya onlarla birlikte geliyor.

Çoğunlukla bu sebep ile başlıyor çocukların ırgatlık kaderleri de. Tarlalarda aileleri ile çalışmaya başlayan çocuklar okul hayatından uzaklaşmak zorunda kalıyor. Eğitimden yoksun kalan çocuğun yazgısı da yine ırgatlık veya ameleliğe evriliyor.

Özellikle içinde bulunduğumuz salgın sürecinde, kayıt dışı çalıştıkları için işsizlik ödeneği gibi yardımlardan faydalanamıyorlar. Haliyle virüs riskine rağmen ağır fiziki şartlarda, güneşin altında 40 derece sıcaklıkta çalışmak zorundalar.

Sosyal devlet ilkesi gereği, özellikle salgın gibi afet dönemlerinde vatandaşların sağlığının ve her açıdan güvenliğinin korunması şart. Kayıt dışı çalışan kadın ve çocuk ırgatlar gibi sosyal haklarından mahrum kalan vatandaşlarımızın sorunları için ivedilikle çözüme yönelik politikalar üretilip hayata geçirilmesi gerekiyor.

Bu koşullar altında memleketinden ve akrabalarından uzakta ekmek parasını kazanmaya çalışan kadın ve çocuk ırgatlar için bayramın heyecan ve sevincini yaşayabilmek güç de olsa, hayatın zorluklarına karşı emeğini kuşanarak mücadele edenler için umut hep var. Herkes için adil ve refah dolu bir memleket ümidiyle, Ramazan Bayramı kutlu olsun…

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.