
Taşeronluk bitmedi, sadece şekil değiştirdi
‘Taşeronluk bitmedi, sadece şekil değiştirdi.’ diyen ve iş güvencesi ve insan onuruna yakışır bir yaşam talep eden Belediye şirket işçileri alanlara indi. Ankara ve İstanbul’da meydanlara inen şirket işçileri “kadro hakkımız, alacağız” dedi.
Yıllardır aynı işyerinde, aynı görevi yapıyorlar.
Ama kadrolu kamu işçileriyle aynı haklara sahip değiller.
Belediye şirket işçileri, bu eşitsiz ve haksız durumu protesto için alanlara indi.
Her yerde her belediyede varlar.
Ankara ve İstanbul’da “kadro hakkımız, alacağız” sloganıyla basın açıklamaları yaptılar.
Eylemlerde “iş güvencesi”, “adil ücret”, “vergi adaleti” ve “sendikal özgürlük” gibi temel talepler dile getirildi. Taşeron sisteminin yalnızca adının değiştiğini belirten belediye şirket işçileri hak ettikleri kadrolar için mücadeleyi büyütme kararlılığını vurguladılar.
TAŞERONLUĞUN SADECE ŞEKLİ DEĞİŞTİ; BELEDİYE ŞİRKET İŞÇİSİ OLDU
Açıklamalarda, “Geçmiş dönemlerde, yerel ve genel seçim süreçlerinde 2018 öncesi verilmeyen kadro hakkımız için alanlardaydık.” diyen işçiler, “Yeni oluşumumuza ‘Belediye Şirket İşçileri Kadro Girişimi’ adını verdikleri”ni, “Türkiye’nin 81 il ve ilçesinde görev yapan belediye şirket işçileri olarak örgütlendikleri”ni, “2018’de yayımlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile taşeron işçiler belediye şirket işçisine dönüştürüldüğü”nü, “ancak taşeronluk sisteminin kalkmadığı”nı; “sadece adının değiştiği”ni belirttiler. Eskiden belediyelerin hizmet alımını şirketlerle yaparken, bu kararnameden sonra kendi içlerinde şirketler kurarak eski taşeron işçileri de bu şirketlere aktardıklarını, böylece taşeronluğun sadece şekil değiştirmiş olduğunu vurguladılar.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi.
“Seçim dönemlerinde sıkça dile getirilen ‘sizlere kadro verdik’ söylemi, aslında sadece taşeronluğun başka bir adıdır. Bugün hâlâ sefalet ücretlerine mahkûmuz, sendikal haklarımız gaspediliyor. Anayasa’nın 51. maddesinde açıkça tanınan sendikal özgürlük hakkımız uygulanmıyor.”
‘KADROLU İŞÇİLER İLE BÜYÜK FARKLAR VAR’
“Kadrolu kamu işçileri ile aramızda büyük farklar var. Onlar yılda 52 günlük ikramiye alırken, biz hiçbir ek ödeme alamıyoruz. Görevde yükselme hakkımız yok. Seçim dönemlerinde en kolay vazgeçilenler bizler oluyoruz. İşten çıkarılan belediye şirket işçileri, mahkemeyi kazansa dahi geri dönemiyor. Aileleriyle birlikte sefalet içinde yaşamaya mahkûm ediliyorlar. İki yıl süren mahkeme sürecinden sonra bile işine dönemeyen arkadaşlarımızın yaşadığı yıkım çok büyük. Maaşlarımız yıl içinde giderek düşüyor. Çünkü gelir vergisi dilimi arttıkça maaşlarımız daha fazla kesiliyor. Kadrolu işçiler ve memurlar bu kaybı ek ödemelerle telafi edebiliyor, ancak belediye şirket işçileri için böyle bir destek yok.
‘SİYASİ AYRIM YOK MAĞDURİYET ORTAK’
“İşten çıkarmalarda siyasi ayrım yapılmıyor. İzmir’de CHP’li Çiğli Belediyesi işçileri de Ankara’da AK Partili Altındağ Belediyesi işçileri de aynı mağduriyeti yaşıyor. Tüm partilerden bağımsız olarak sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Büyümek ve güçlenmek için toplumun desteğine ihtiyacımız var.“Kararname ile bize sadece bir hak tanındı: Sendikalı olma hakkı. Ancak bu da büyük sendikaların etkinlik kazanması için kullanıldı. Bizde yetki alan sendikaya rağmen mağduriyetler yaşadık. Enflasyonun yüzde 85 olduğu bir dönemde, yüzde 2,5’lik zam oranıyla imzalanan
toplu sözleşme sefaletimizi daha da derinleştirdi.
‘İBB’DE SENDİKA KURDUK’
“İşte bu yüzden İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) içerisinde, 19 No.lu iş koluna bağlı ‘İstanbul Özel Güvenlik Koruma ve Savunma İşçileri Sendikası’nı kurduk. E-Devlet’te 635 koduyla faaliyet göstermeye başladık. 30 kişilik bir saha ekibiyle örgütlenme faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Toplantılar, projeler, yayınlar yapıyor; eksik kaldığımız konularda kendimizi geliştiriyoruz. Temmuz ayında baraj sayımız açıklanacak. Gerçekten işçi tabanlı bir sendika olduğumuzu ispatlamak istiyoruz. Tüm arkadaşlarımızı bu sendikaya destek vermeye çağırıyorum. Çünkü çalışanın hâlinden yine çalışan anlar.
‘TÜM KESİMLERLE BİRLEŞMELİYİZ’
“Türkiye’de işçi olmak çok zor. Bir yandan ekonomik zorluklar, bir yandan baskılar altında yaşam mücadelesi veriyoruz. Ev geçindirmek, çocuk büyütmek, insanca yaşamak her geçen gün daha zor hale geliyor. Bu nedenle güçlü olmalıyız. Güç de birlikten doğar. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” diyerek yola çıktık. ‘Sen yoksan bir kişi eksiğiz’ sloganımızla herkesin desteğini istiyoruz.
“Çocuklarımızın geleceğini aydınlatamadığımızda bir anne ya da baba olarak içimiz sızlıyor. Bu sadece işçilerin değil, toplumun tüm kesimlerinin düşünmesi gereken bir konu. Bugün yanımızda belediye işçisi, taşeron işçisi olabilir; ama yarın herkes bu sistemin mağduru olabilir.
“Kadrolu kamu işçileri bile güvende değil. Hâlâ toplu sözleşmeleri imzalanmadı. Özel sektörde eylem yapan Polonez işçilerini gördük. Direnişleriyle sonuç aldılar. Daha fazlasını yapabiliriz, daha güçlüsünü başarabiliriz.”
Kaynak: ULUSAL KANAL