Baro başkanlarının genel görüşü: “Dayatmayla olmaz birlikte hazırlayalım”

Avukatlık Kanunu’nda yapılması düşünülen değişiklikle ilgili Aydınlık Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulunan hukukçular, düzenlemenin meslek örgütü ve temsilcileriyle müzakere edilerek yapılmasını istedi.

29 Mayıs ve 1 Haziran’da Ankara’da biraraya gelen avukatların ortak paydası, Kovid19 salgını şartlarında zamanı değil; geri çekilsin. Müzakere edelim olmuştu. Bu yayınlanan bildirilere de yansımıştı.

Ancak ilerleyen zaman içinde siyasi iktidar bildiğinden şaşmayınca basın açıklamaları ve bildiriler şeklindeki eylem şekli bir adın ileri çıktı.

Ankara’ya yürüyüşeler başladı.

22 Haziran Savunma Yürüyüşü’ne Ankara girişindeki polis müdahalesi bir anda eylemin hedefini saptırdı. İktidarın Avukatlı Yasa tasarısına karşı yapılan yürüyüş aniden TBB Başkanı Feyzioğlu karşıtlığına dönüştürüldü.

Ertesi günü Baro başkanları Anıtkabir’e çıkarak ortalık biraz duruldu.

Ancak Avukatlık Kanunu’nda yapılması düşünülen değişiklik tartışılmaya devam ediliyor.

Olcay Kabaktepe’nin yaptığı söyleşilerde “dayatmayla olmaz, birlikte hazırlayalım” görüşü öne çıktı.

TBB ÖNCÜLÜĞÜNDE KARAR SÜRECİNDE OLMALIYIZ

Vatan Partisi MKK Üyesi Av. Zeynep Küçük: “Karşılıklı dayatmalar veya inatlaşmalar sorunların çözümünde bir metot olamaz. Birlikte çözüm bulalım.

 “Türkiye’nin demokrasisi yasama, yürütme ve yargı erklerinden oluşan 3’lü sacayağının üstünde yükseliyor. Avukatlık mesleği bu ayakların belki de en güçlüsü olması gereken yargının asli bir unsurudur. Bu bağlamda, diğer meslek örgütlerinden de farklıdır. Bu bağlamda, avukatların mesleki örgütlenmesini, sorumluk ve haklarını konu alan bir düzenleme sırasında sürecin meslek erbabı ile istişare edilerek yönetilmesi doğal ve elzemdir.

“Meslek örgütlerimiz olan barolarımızın, tamamını çatısı altında toplayan Türkiye Barolar Birliğimizin önderliğinde mesleğin sorunları ve geleceği ile ilgili her türlü karar alma sürecinde yer alması bir görev olduğu kadar, temsil ettikleri avukatlara karşı da bir sorumluluklarıdır.

“Aynı şekilde, bu süreci yöneten siyasi iradenin de, meslek erbabını yok sayarak, meslek örgütlenmesi hakkında yasal düzenlemelere gitmesinin gerek uygulamada ve gerekse katılımcı demokrasinin tesisi açısından pek çok sorun yaratacağı açıktır.

“Karşılıklı dayatmalar veya inatlaşmalar sorunların çözümünde bir metot olamaz. Bugüne kadar da olmadı. Barolar Birliğimiz, mesleğimizin sorunlarını çözme konusunda bugüne kadar yürüttüğü çalışmalardaki olgun ve uzlaşmacı tavrıyla pek çok olumlu sonuç elde etti.

“Önümüzdeki sorun da ancak tüm taraflar açısından, kendilerinden beklenen olgunluk ve sorumluluk bilinciyle çözülebilir. Gelin, şimdi, oldubittiye getirmeden, üzerinde çalışılan taslağı mesleğin erbabı ile paylaşın, herkes Türkiye’nin geleceğinde çok önemli bir rolü olacak bu taslağı görsün, fikirlerini söylesin, birlikte olgunlaştırsın ve sorunları birlikte çözsün. Bu tutumla, milli birliğimiz güçlensin, adalete olan güvenimiz perçinlensin.”

TEKLİFİ BAKAN DA TBB DE BİLMİYOR

Trabzon Barosu Başkanı Sibel Suiçmez: ‘Çoklu Baro’ sistemine bütün barolar karşı çıkıyor. Şu anda cezalandırma amaçlı bir yasa teklifi hazırlanması süreci var. Bu süreçte hazırlanan teklifi ne Adalet Bakanı, ne Türkiye Barolar Birliği Başkanı biliyor. Hiç kimse bilmeden hazırlanan bu tasarının barolara sorulmadan, hukuk fakültelerinde tartışılmadan tek başına hazırlanma şekli, usulü ve duyduğumuz kadarıyla içeriğine karşıyız. Ayrıca asıl karşı çımamızın nedeni üniter bir devlette ‘Çoklu Baro’, yargının bağımsızlığını ortadan kaldırır. Bu nedenle, ‘Çoklu Baro’ sistemine karşı çıktık.”

GELECEĞİMİZ BİLİNMEZ HALDE

“Koronavirüs salgını sürecinde avukatlar da ekonomik sıkıntılar çekiyor. Özellikle genç avukatlar işyerlerini kapatmak zorunda kaldı. Avukatlık Yasası’nın değişmesi gerektiğini biz de biliyoruz. Bunu değiştirmek için oturalım, konuşalım, bilimsel tartışmalar yapalım. Sonucunda da güzel, bütüncül bir Avukatlık Yasası hazırlayalım. Bölmek, parçalamak, cezalandırmak için yapılacak bir değişiklik ülkemize fayda getirmez. Teklifi geri çekin, tartışarak, bilimsel şartlarda hazırlanacak yeni Avukatlık Yasasını bu ülkeye birlikte hediye edelim diyoruz. Meclis’e gelerek teklifle ilgili görüşlerimizi tekrarlayacağız. Teklifin gelmemesi için çalışacağız.”

ZAMANLAMAYI UYGUN BULMUYORUZ

Erzincan Barosu Başkanı Âdem Aktürk: “Çoklu baro sistemine karşıyız. Bu sistemin, baroları böleceğini, siyasallaştıracağını, yargının bağımsızlığını zedeleyeceğini düşünüyoruz. Şu dönemde avukatların pek çok sorunu varken, maddi-manevi sıkıntıları büyükken Avukatlık Kanunu değişikliği zamanlamasını uygun bulmuyoruz. Hukuken ‘çoklu baro’ sistemini yanlış buluyorum. ‘Çoklu baro’ bizim gibi küçük baroları etkilemeyecek. Geçtiğimiz hafta Adalet Bakanının daveti üzerine Ankara’ya gittik, orada olmayan başkanlar da vardı. Bizi ilgilendirmediği halde onların hakkını da savunduk. İzmir Barosu Başkanı ordaydı sadece, ancak Meclis’e üç büyük Baro da gelmedi. Biz onların hakkını da savunduk. Beni ilgilendiren şey, buradaki avukatların maddi durumunu nasıl iyileştiririz, nasıl ek katkı sağlayabiliriz.”

ÜLKEMİZİN SORUNU BAROLARIN SEÇİMİ DEĞİL

Giresun Barosu Başkanı Soner Karademir: “1 Haziran’daki toplantıda 79 baro ve Türkiye Barolar Birliği olarak açıklama yapıp, ülkemizin sorununun baroların seçim sistemi olmadığını, avukatların ciddi ekonomik sıkıntılarının olduğunu söyleyip, çalışmanın durdurulmasını istedik. Ankara’da temaslarımız oldu. Bir ay boyunca diyalog sürecini bekledik. Bu yönde olumlu bir dönüş alamayınca bazı baro başkanları olarak Ankara’ya yürüyüş başlattık. Ankara girişinde insanlık onuruna aykırı muamelelere maruz kaldık.”

PANDEMİ SONRASI TARTIŞALIM

“Çoklu baro sistemi bu ülkenin üniter yapısının altına dinamik koymaktan başka bir şey değildir. Şu anda Türkiye’nin içinde bulunduğu durumda Türkiye’nin derdi baroların seçim sistemi mi? Bu tasarının şu anda yeri ve zamanı değil. Evet, Avukatlık Kanunu’nun değişmesi gerektiğini biz de düşünüyoruz. Ama bu değişiklik 2 haftada, 3-5 kişinin, ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla olmaz. 2014’te Türkiye Barolar Birliği bir çalışma yaptı. Bir buçuk yıl sürdü yaklaşık. Bu taslak alınıp güncellenebilir. Bizim talebimiz net. Şu anki çalışma ertelensin. Daha sonra, pandemi sonrasında bir araya gelelim, üzerinde tartışalım Avukatlık Kanunu değişsin. Bizim derdimiz, nüfustan, tapudan alamadığımız belgeler. Dava açarken TC kimlik numarası lazım avukatlara, Nüfus Müdürlüğü vermiyor. Hâkim ve savcılara şifreli kapılar yaptılar, birçok adliyede hâkim ve savcılara ulaşamıyoruz. Ekonomik kaygılarımız çok yüksek. Bizim derdimiz her gün açılan Hukuk Fakülteleri. Oradan mezun olan gençler ortada kalıyor.”

HERKES BİR ARAYA GELİR ORTAK NOKTADA BULUŞULUR

Yozgat Barosu Başkanı Mehmet Şimşek: “Çoklu Baro sistemi dışında içimizde farklı görüşte olan arkadaşlar vardır. Delege yapısının değişmesi, delege yapısında aynı zamanda nispi temsilin olmasını isteyenler var. Barolar, Barolar Birliği, hukukla ilgili kurumlar, akademik çevre, Bakanlık oturulup konuşulur. Mesleğin sadece alternatif Baro gibi sorunları yok. Yargının her alanını memnun edecek bir çalışma yapılsın. Herkes fikrini söyler, ortak bir noktada elbet buluşulur.”

Burdur Baro Başkanı Avukat Ramazan Gedik: “80 Baro ile TBB’nin ortak görüşü şudur:

Çoklu Baro, Nispi Temsil, avukatların Baroya kayıt zorunluluğunun kaldırılması, Avukatlık Kanunu’ndaki 75 ve 95’nci maddelerinin (Baroların insan haklarını, hukuku ve demokrasi savunma görevlerinin) kaldırılması, delege sisteminin değiştirilmesi gibi bizim bildiğimiz konular var. Bunların tamamına karşıyız

“Şu anda ülkemiz pandemi nedeniyle olağanüstü koşullardan geçiyor. Türkiye’nin ve avukatların çok ciddi sıkıntıları var. Ekonomik sıkıntılar var. İşsizlik var. Bu avukatlara da yansıyor. Biz şu anda Avukatlık Yasası’ndaki değişikliklerin çok acil olmadığını düşünüyoruz. Asıl önemli konunun dünyanın ve Türkiye’nin yaşadığı pandemi süreci nedeniyle Türkiye’nin yaşadığı sıkıntıların bir an önce elbirliği ile çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz.”

“Şu anda bunun zamanı değildir. Asıl sorunlarımız bizim ülkenin ve avukatların içinde bulunduğu zor koşulları nasıl düzeltiriz mücadelesi olmalıdır.”

“Yargı, hukuk bunlar çok istisnai konulardır. Hukukun üstünlüğü çok istisnai ve çok önemli bir konudur. Avukatları hizaya getireyim derken, avukatlara bir zincir vurayım derken yargıya zarar verirsiniz. Yargıya zincir vurursunuz. Ve bu, altından kalkılamaz bir sonuç doğurur.”

AVUKATLIK KANUINU DEĞİŞMELİDİR AMA ÖNCELİĞİ YOK; MÜZAKEREYLE YAPARIZ

“Avukatlık Kanunu değişmeli midir? Değişmelidir. Uygun koşullarda uygun zamanda, bu olağanüstü süreç ortadan kalktıktan sonra Barolar Birliği ev baroların organizasyonunda, partilerin grupları, üniversitelerin ilgili bölümlerinin hocaları ile bir komisyon kurularak bir çalışma yapılarak, ortak akıl ortaya çıkarılarak değişiklik yapılabilir.”

“Ülke koşullarının uygun olmadığı böyle bir dönemde, avukatlık yasasını değiştirme çalışmalarından vazgeçilerek, uygun zaman ve şartlarda Türkiye Barolar Birliği ve barolarla birlikte hazırlık yapılması yönündeki talebimizi ve irademizi tekrarlıyoruz.”

“Bizler, müzakere kanallarının açılacağına inanıyor, taleplerimizin karşılık bulacağını düşünüyoruz.

Aksi halde, demokratik hak arama özgürlüğünün tüm gereklerini yerine getireceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”

AK PARTİ DE MUHALEFETEL DİYALOG GİRİŞİMİ

Avukatlık Kanununda yapılması planlanan değişikliğe ilişkin tartışmalar devam ederken Ak Parti Grup Başkanvekilleri önceki gün Meclis’te CHP, İyi Parti ve HDP’yi ziyaret ederek teklife ilişkin görüşlerini sordu.

TASLAĞI DEĞİL FEYZİOĞLU’NU PROTESTO EDİYORLAR

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ankara’ya giden baroların, “çoklu baro”ya karşı yürüyüşü Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na muhalefet yürüyüşüne dönüştürmelerini eleştirdi.

Ulusal Kanal’da Çıkış Yolu programında ‘Çoklu baro’ tartışmasıyla ilgili konuşan Perinçek “nasıl ki ‘çoklu İçişleri Bakanlığı’, ‘çoklu Dışişleri Bakanlığı’ veya ‘çoklu Milli Savunma Bakanlığı’ olmaz; baro da bir kamu tüzel kişisidir ve çoklu kamu tüzel kişisi olmaz” dedi.

Perinçek, “çoklu baroya hayır” diyerek Ankara’ya yürüyen baroların temsilcilerinin Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nu hedefe koymalarına dikkat çekerek, “bu yürüyüş güya çoklu baroya karşıydı. En sonunda Metin Feyzioğlu’na karşı yürüyüş haline geldi. Mecliste bu konuyla ilgili mücadele yürüten Feyzioğlu’nu desteklemeleri gerekirdi. Öyle yapmadılar, Feyzioğlu’na sırtlarını döndüler. O zaman amaçlarının çözüm üretmek değil maraza çıkarmak olduğu görüldü” diye konuştu.

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.