
BGC Başkanı Kürşat Tuncel, “Meslek Yasası” vurgusu yaptı
Son zamanlarda Zafer Partili Tefenni Belediye Başkanı Ümit Alagöz ve CHP’li Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’le ilgili haberleri gündeme oturan ve kamuoyunda sansasyon yaratan İnternet Haber Sitesi TTV15’in imtiyaz sahibi gazeteci Onur Karakuş, yaptığı haberler hakkında savcılığa ifade verdikten sonra tutuklanma talebiyle sevkedildiği mahkemece tutuklandı ve hapishaneye kondu. Konuyla ilgili yazılı bir basın açıklaması yapan Burdur Gazeteciler Cemiyeti (BGC) Başkanı Kürşat Tuncel, “meslek yasası” vurgusu yaparak, “Önüne gelenin çok kolayca internet haber sitesi açabildiği, hatta site bile açmadan sosyal medya üzerinden yayıncılık yapabildiği bir ortam, medya sektörümüz için en büyük sorun teşkil etmekte, diğer bütün sorunların da aslında ana kaynağını oluşturmaktadır.” dedi.

Eleştirel ve özellikle kamuoyu önünde yönetici, kanaat önderi gibi şahsiyetler üzerinde rahatsız edici, şok eden sert haberleriyle tanınan TTV15 İnternet Sitesi sahibi Onur Karakaş’ın bazı haberleri sebebiyle tutuklanması Burdur kamuoyuna bomba gibi düştü.

Bu kapsamda Burdur Gazeteciler Cemiyeti (BGC) Başkanı Kürşat Tuncel yazılı bir açıklama yaptı.
İşte Başkan Tuncel’in açıklaması!

“Çok değerli meslektaşlarım, Burdur basın camiası; Burdur’da basın sektörünün tek örgütlü gücü Burdur Gazeteciler Cemiyeti (BGC) adına bu açıklamayı, daha doğrusu bilgilendirmeyi sizlere iletmek istedim. Geçtiğimiz günlerde Burdur’da TTV15 internet haber sitesi’nden Onur Karakaş’ın yaptığı bazı yayınlar sonrası Savcılığa önce ifade vermek üzere çağrıldığını, sonrasında da mahkeme tarafından tutuklama tedbir kararının verildiğini öğrendik. Konunun, dosyanın içeriklerini, ayrıntılarını henüz bilmiyoruz. Elbette; Burdur’da böyle bir gelişme üzüntü vericidir. Lakin bu tür olayları, “siyasi, ticari veya başka hesaplar, kaygılar üzerinden değil, kişiselleştirmeden, kişiler üzerinden değil, meslek etiği, habercilik, haber üslubu, haber yazım kuralları, eleştiri sınırları, cevap hakkı ve benzeri teknik konular da dahil olmak üzere geniş bir açıdan ele almalıyız. Bizim için Burdur’da basın faaliyetiyle uğraşan, katkısı olan her bir kişi kıymetlidir. Hepinizin bildiği gibi; günümüz dijital çağında internet mecrası, sosyal ağlar en gözde, ilgi gören iletişim ortamı. Ve; ne yazık ki “internet yayıncılığı” ülkemizde basın sektöründe kontrolü, denetimi, prensipleri, işleyişi henüz tam anlamıyla oturmayan, çok sancılı, karmaşık bir süreçten geçiyor. Her ne kadar son yıllarda hukuki zemini oluşturulmaya, tanımlanmaya çalışılsa da basın sektörümüzün içinde bulunduğu temel yapısal sorunlar, internet yayıncılığını da olumsuz etkiliyor. Her fırsatta vurgulamaya çalıştığımız, hemen hemen Türkiye’deki basın kuruluşları örgütlerinin de sıkça dile getirdiği gibi; Türkiye’de medya sektörünün en öncelikli acil ihtiyacı, olmazsa olmazı “MESLEK YASASI” eksikliğidir. Hatta; bu sorun büyük bir ekonomik kısırdöngü, buhran içinde olan medya için en kalıcı çözüm, çıkış yoludur. Evet; 2018’den bu yana neredeyse 7 yıldır kesintisiz bir şekilde sorunlar yumağı içinde olan basın sektörü, “kur şokları, artan girdi maliyetleri, azalan gelirler, pandemi süreci ve sonrası derken” en zor günlerini yaşamakta, hele ekonomik anlamda!.. ‘Mali problemler,’ şu anda en öne çıkan meselemiz olsa da, fotoğrafın büyüğüne baktığımızda, sorunları tam anlamıyla geniş bir perspektifle aşabilmek için, Meslek Yasası’nı hayata geçirmek zorundayız. Peki; ne demek istiyoruz, Meslek Yasasını talep ederken? Günümüzde, nasıl Odalar, Baro, Tabipler Odası, Eczacılar Odası, Mimarlar Odası gibi yapılanmalar varsa, buna benzer bir oluşum, medya sektörü içinde olmalıdır. Günümüzde bir kişi Eczacılık Fakültesi’ni bitirse bile, istediği yere Eczane açamıyorsa, belli kriterleri, şartları yerine getirmek zorunda kalıyorsa, – ki bu tür örnekler çoğaltılabilir, buna benzer uygulamalar medya içinde kesinlikle olmalıdır. Önüne gelenin çok kolayca internet haber sitesi açabildiği, hatta site bile açmadan sosyal medya üzerinden yayıncılık yapabildiği bir ortam, medya sektörümüz için en büyük sorun teşkil etmekte, diğer bütün sorunların da aslında ana kaynağını oluşturmaktadır. Tabii ki; “basın özgürlüğü, ifade hürriyeti” bunlar çok önemli, değerli kavramlar. Demokrasimiz için, çoğulcu bir demokratik yapı, demokrasi kültürü ve bilinci için ‘basın özgürlüğü’nü savunurken, bu mesleğe değer katmak, içini doldurmak gerek… Ancak; o zaman mesleki saygınlığımız gelişir. “Gazeteci kime denir? Gazeteci kimdir? Nasıl gazeteci olunur? Kimler medya uğraşının içinde olabilir?” “Bu işi yapabilmenin en öncelikli kriterleri, temel esasları nelerdir?” Ülkemizde henüz bu tanımlar bile net değil. İşte; bu tarifi ortaya koyabilmek için, sınırları çizmek için ‘Meslek Yasa’mız olmalıdır. Doktorun, Avukatın, Eczacının, Mühendisin, Mimarın meslek tanımlamalarında elbette, bu işlerle ilgili eğitim, diploma öncelik olsa da işleyişlerinde okulunu bitirmek, diplomasını almak yetmiyorsa, pek çok meslekte Esnaf Odaları veya başka kurumlardan belge, olur almak gerekiyorsa, ‘basın özgürlüğü kısıtlanamaz’ gibi kolaycı bir yaklaşımdan sıyrılarak, tam aksine basın hürriyetini de garantiye alacak, sektörümüzü daha da ileriye taşıyacak ‘Medya Meslek Yasası modelleri’ üzerine yoğunlaşmalıyız. Elbette; en başta 212 sayılı yasa ve diğer basın kanunları olmak üzere ve en son Ekim 2022’de çıkan internet yasası, internet yayıncılığı ile düzenlemeler, medya sektöründeki kazanımlardır. İşte; tüm bu hususları, basının anayasası niteliğinde ‘Meslek Yasası’ ile bağdaştırmalı, entegre, uyumlu hale getirmeliyiz. “Gazeteci kime denir, kimler bu mesleği yapabilir?” Bu soruları net bir şekilde karşılayan, cevap veren, tanımlayan düzenlemeler mutlaka hayata geçirilmelidir. Sadece internetin o büyülü gücüne, etkisine kapılarak, yayıncılık faaliyetlerini yaptığını zannedenler, ülkemizin her yerinde sektörümüze, meslek saygınlığına zarar verirken, haksız rekabete neden olmaktalar! Elbette; medya uğraşının kriterleri, çerçevesi, şartları net bir şekilde belirlendikten sonra herkes basın sektörüne katkı sunabilir. O zaman bu camia daha güçlü olur, etki alanı genişler, ‘dördüncü kuvvet işlevini’ hakkıyla yerine getirir.” |
