
CHP’nin farklı kimlikleri
Dr. Doğu Perinçek
Türk Devrimi, iki yüzyıllık pratiğiyle Türkiye toprağında yaşayan insanları tek bir millette kaynaştırıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hukuk düzleminde hiçbir zaman “farklı kimlikler” kabul etmedi ve etmeyecektir.
“Farklı kimlik” talebi, Atlantik güdümlü PKK’nın talebidir. Bu kimlikçiliğin arkasında ABD ve AB’nin bulunduğunu en iyi bilen millet, bizim milletimizdir.
Yurttaşlık bağının “Atatürk Milliyetçiliği” kavramıyla tanımlanan farklı bir türü yoktur. Atatürk zamanında Anayasa’nın 2. Maddesi’ne konan ilkenin adı “Atatürk Milliyetçiliği” değil, “Milliyetçilik”tir.
AVRUPA STANDARTLARINDA TÜRK MİLLETİ TANIMI
CHP Yönetimi’nin 39. Kurultay’a getirdiği Yeni Program Taslağı’nda “eşit yurttaşlık” vardı, fakat “Türk” yoktu. Vatan Partisi’nin, Aydınlık’ın ve Ulusal Kanal’ın eleştirileri üzerine 39. Kurultay, Program’a Avrupa standartlarına uyan bir sözde “Türk Milleti” tanımı ekledi. Aynen şöyle:
“Atatürk milliyetçiliği, yurttaşlık bağıyla cumhuriyetimize bağlı olan herkesin eşitliğini savunur. Türk milleti bu anlayışla tanımlanır. Farklı kimliklerin dışlanmaması ve yurttaşların aynı hak ve özgürlüklere sahip olması esastır. Günümüzde eşit yurttaşlık bu anlayışın eksiksiz olarak hayata geçirilmesi anlamına gelir.”
Bu paragrafta Türk Milleti’nin tanımı yok! CHP’nin Yeni Programı, Türk Milleti’ni tanımlamıyor. Tanımın kendisi yok, fakat Türk Milleti’ni “tanımlayan anlayıştan” söz ediliyor. CHP, tanımını yapmadığı Türk Milleti’nin “farklı kimliklerden” oluştuğunu iddia ederek, kendi bölücü kimliğini ilan etmektedir.
FARKLI KİMLİK TALEBİNİN SONUÇLARI
Türk Milleti’ni oluşturan halkın çeşitli etnik ve mezhepsel kökenlerden geldiği gerçeğini saptamak başkadır; hukuk düzleminde “farklı kimlikler” kabul etmek ise apayrı bir duruştur. “Farklı kimlik” iddiası, Türk Devrimi’nin millet gerçeğiyle bağdaşmaz. Türk Devrimi ve doruğundaki Kemalist Devrim, iki yüzyıllık pratiğiyle Türkiye toprağında yaşayan insanları tek bir millette kaynaştırıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve anayasaları, hukuk düzleminde hiçbir zaman “farklı kimlikler” kabul etmedi ve etmeyecektir. Çünkü “kimlik”, bir tarihsel ya da sosyolojik tanım değil, hukukî tanımdır. Bilimsel dilde kimlik, farklı etnik kökenleri değil, farklı hukukî toplulukları ifade eder. Kimlik, tıpkı nüfus kağıdı gibi, hukukî bir aidiyettir. Farklı kimliğin ya da farklı hukukî topluluğun anlamı, anayasada ve genel olarak hukuk düzeninde kabul edilmek ve hak sahibi olmaktır. Bunun pratikteki sonucu, farklı hukukî otoritelerin kurulmasıdır, idarî özerklikten federe devlete ve ayrı devlete kadar uzanan çözümlerdir.
“Farklı kimlik” talebi, Atlantik güdümlü PKK’nın talebidir. Nitekim CHP Kurultayı’nın toplandığı gün, PKK yöneticisi Bese Hozat da “kimlik” taleplerini yinelemiştir.(1) CHP, feshedilen PKK’nın feshedilmeyen örgütleriyle aynı kimlik iddialarını öne sürmektedir. Bu kimlikçiliğin arkasında ABD ve AB emperyalistlerinin bulunduğunu en iyi bilen millet, bizim milletimizdir. CHP’nin kendisini nereye bağladığı hazin bir öykü olarak herkesi üzüyor.
CHP TÜRK DEVRİMİ’NİN MİLLET TANIMININ NERESİNDE
Türk Devrimi’nin Türk Milleti tanımını Atatürk yaptı: “Cumhuriyeti kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.”
Büyük Devrimci Önder’in bu tanımı, Türk Milleti’nin devrimle oluştuğunu saptıyor. Bu tanım, Edirne’den Van’a bütün halkı kucaklıyor ve Türk Milleti’nde birleşildiğini vurguluyor.
CHP Yönetimi, “farklı kimlik” vurgusuyla Türk Devrimi’nin birleştirdiği Türk Milleti’ni bölen tutumda ısrar etmektedir. Bu iddia, tam da Bütünleşen Türkiye sürecinde yeniden piyasaya sürülmektedir. CHP Yönetimi, eleştiriler karşısında Türk Milleti’ni Program’a alırken, Türk Milleti’ni farklı kimliklere bölme gafletini yenilemiş oluyor.
‘EŞİT YURTTAŞLIK’ ÖRTÜSÜNÜN ALTINDAKİLER
Dahası CHP liderliği, yurttaşlık bağına kendisine göre, yeni tanımlar getirmektedir. Yurttaşlık bağının “Atatürk Milliyetçiliğinin savunduğu” diye farklı bir türü yoktur. Yurttaşlık ya da hukuka yerleşmiş olan kavramla vatandaşlık, Atatürk’ten önce de vardı. 1876 Kanuni Esasi’de ve 1909 yılında yapılan değişikliklerde vatandaşlık, devletle olan bağı ifade eden hukukî tanımıyla yer alıyordu.
Vatandaşlık bağı, tamamen nesnel ve hukukîdir. Türkiye Cumhuriyeti uyruğu olan herkes vatandaştır, yurttaştır. Yurttaşlık bağının “Atatürk Milliyetçiliği” diye tanımlanan farklı bir türü yoktur. Atatürk zamanında 1937 yılı şubat ayında, devletin altı niteliğinden biri olarak Anayasa’nın 2. Maddesi’ne konan ilkenin adı “Atatürk Milliyetçiliği” değil, “Milliyetçilik”tir.
Atatürk’ün önderlik ettiği devrim, 19. yüzyıldan gelen Türk Devrimi’nin Milliyetçiliğinden kendisini ayırmadı, tam tersine O Milliyetçiliğin devamı olarak tarih yaptı.
CHP Yönetimi, Atlantik güdümlü ve Avrupa muhibbi karakteriyle Milliyetçiliğe karşı olan kimliğini “Atatürk Milliyetçiliği” gibi kavramların arkasına gizlemeye çabalıyor, ancak kimseyi aldatamaz.
CHP Programı’nın “Eşit Yurttaşlık” kavramı da Türk Devriminin ve Türkiye’nin anayasa geleneğindeki eşit yurttaşlık değildir. CHP’nin yeni Programı, “Eşit Yurttaşlık” maskesi altında “farklı kimliklerin eşitliğini” savunmaktadır. Bunun anlamı, farklı kimliklerin hukuka alınması yoluyla eşitlenmesidir. Feshedilen PKK’nın ve son zamanlarda hortlatılmak istenen PKK’nın da tutunmak için gayret sarfettiği dal budur. Ancak dal ince, dal zayıf, bugün kırılmadıysa, yarın kırılacak!
TÜRK’ÜN PROGRAMA ZORAKİ GİRİŞİ
CHP Yönetimi, kamuoyu baskısı üzerine Program’ına yazdığı Türk Milleti’nden duyduğu hoşnutsuzluğu aslında sürdürmektedir. Program’a zoraki giren Türk kavramı, yüz küsur sayfalık Program’ın hiçbir yerinde hayat bulamıyor. Yeni Program’da kurum isimleri dışında “Türk” kavramına rastlanmıyor. CHP’nin 28 Kasım 2025 gününe kadar geçerli olan programında yer alan “Türk ulusu”, “Türk toplumu”, “Türk kadını”, “Türk dili”, “Türk vatandaşlığı”, “Türk uyruğu”, “Türk kültürü”, “Türk şirketleri”, “Türk turizmi”, “Türk milli eğitimi”, “Türk bilim adamları”, “Türk dış politikası”, “Türk savunma sanayii”, “Türk sineması”, “Türk tabipleri”, “Türk cumhuriyetleri”, “Türk devletleri” kavramların hepsi program dışına atılmıştır. “Türk Devletler Teşkilatı”, “Türk Silahlı Kuvvetleri” gibi 17 kurum ismi dışında “Türk” kavramına veda edilmiştir.
Türk Vatandaşlığı tanımından da vazgeçilmiştir. Vatandaşlığa dair “aktif yurttaşlık”, “eşit yurttaşlık”, “kapsayıcı yurttaşlık”, “güçlü yurttaşlık” gibi tanımlar benimseniyor. Türklükten arındırılan CHP Programı, Avrupa’nın çağdaş çamuruna gömülmektedir.
AVRUPA MEZARINDAKİ İKTİDAR KOLTUĞU
Quo vadis? (*)
CHP, Türk Milleti’ni farklı kimliklere bölme gayretiyle nereye gidiyor? CHP, bu gidişle iktidar koltuklarına ulaşmak bir yana, kendisine Türkiye topraklarında mezar bile bulamaz. Büyük imparatorluklar mirasına sahip olan ve son iki yüzyılın dünya devriminde ön mevzilerde olan Türk Milleti’ni kimliklere bölme iddiasına ancak Avrupa toprağında yer bulabilirler.
(*) Quo vadis? (Ko vadıs)- Quo vadis, Türkçeye “Nereye gidiyorsun?” olarak çevrilebilecek Latince cümle. İncil’de geçen bu cümle bugün bir atasözü gibi… (Wikipedi)
YARIN: Küresel Sermayeye Güvenceler
KİTAP


- CHP’nin Avrupa’nın Çöküşüyle Bütünleşme Programı 2-
- CHP’nin Avrupa’nın çöküşüyle bütünleşme programı 1-
- CHP 39. Olağan Kurultayı’ndan gözlemler!
- Papa ziyaretini CIA tertip etti
- Perinçek: ‘Muhatap’ kabul etmek PKK ile sözleşme yapmak anlamına gelir

