
Burdur, Tefenni, Hasanpaşa Köyü’nde bu yıl 22’inci gerçekleştirilen, geçmişi tarihimizin derinliklerine dayanan geleneksel Yünüm, Böğet, Koyun Yıkama Çoban Bayramı Kültür şenlikleri Burdur Valisi Ali Arslantaş’ın katılımıyla geçtiğimiz Cumartesi günü yapıldı.
Geçmişi tarihimizin Orta Asya yataklarına kadar uzanan, 9 asrı bulan Selçuklu ve Osmanlılar zamanında da sürdürülen binlerce yıllık Yünüm Böğet Çoban Bayramı, Tefenni İlçesi, Hasanpaşa Köyü muhtarlığınca geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirildi.
Muhtarlığın koyduğu ödüllerle renklenen ve heyecanlanan şenlikler izleyenleri mesteden görsel şölenlerle geçti.
Yünüm Böğet’in tarihçesi
Geçmişi tarihimizin Orta Asya yataklarına kadar uzanan, 9 asrı bulan Selçuklu ve Osmanlılar zamanında da sürdürülen binlerce yıllık Yünüm Böğet, her yıl Hasanpaşa Köyü’nde Ağustos ayı sonlarında ya da Eylül ayı başlarında yapılagelen, toprağına ve koyununa sahip çıkma geleneğidir. Koyun otlatma sezonunun bitiminde koyunların sahiplerine teslim edilmeden önce yıkanıp temizlenmesi amacıyla yapılan bir törendir. Aynı zamanda bir Çoban Bayramı’dır.
Geleneğin uygulanmasına hazırlık olarak, çobanlar kendilerine en çok bağlı olan ve “elcik” denilen koyunları seçerler. Çoban, elcik koyunları lokum, şeker, arpa vb. ile özel olarak besler. Elcik koyunlar aşı taşı denilen ve Beydağlarında bulunduğu belirtilen bir taştan elde edilen boyayla boyanır. Çan gibi, ipten püskül gibi süs araçlarıyla süslenir.
TOS TOS TÖRENİ, YÜNÜM BÖĞET’İN BİR ÖN PRATİĞİDİR

Yünüm Böğet gününden bir gün önce çobanlar tatbikat yaparlar. Sürüyü otlatan çoban, sürüsünün önünde çobanlara özgü haykırışları ve naralarıyla koyunları tepeden aşağıya koşarak indirmeye çalışır. Bu bir nevi koyunların böğete indirilme denemesidir. Yapılan bu törene “Tos Tos” denir.
Çoban sürünün önünde koşar. Yakınları sürünün arkasından silah atarak gürültü çıkarırlar ve sürü yokuş aşağı çobanın arkasından böğete doğru koşar. Önce çoban suya girer. Sonra koyunlar çobanın arkasından suya iner. Önemli olan 200-300 koyundan oluşan sürünün tamamının, çobanın arkasından kendiliğinden suya girmesidir.
Çoban suya girince çobanının arkasından koyunların suya girişi, izleyici halk tarafından büyük bir merakla gözlenir. Çobanın arkasından hiç tereddüt etmeden suya inen sürü olduğu gibi, suya girmekte tereddüt eden sürü de olur.
Koyunlar suya indikten sonra çoban sürüsünü nerelerde otlattı, ne gibi sırları varsa açıklar. Çobanlık yaparken sürüsünü otlatırken verdiği zararlar varsa affedilir.
ÇOBANLARIN SUDA ATTIKLARI NARALAR
Ben bu koyunları ekili tarla içinde gütmedim
Sabaha kadar karı koynunda yatmadım
Hırsızlık koyun alıp satmadım
Emek çektim dayılar, emek
Muhtar koyunu gibi ekin yedirmedim
Fasulyeden bıktım, pancar isterim
Merada güttüm, dayılar
Muhtar aza kıskandı bu sürüyü
Bana koyun güdemez diyenler pişman oldu


- BURDUR’u Tıp Fakültesi kuruluş sevinci ve heyecanı sardı
- TÜRK-İŞ süresiz oturma eylemine gidiyor
- Kifayetsiz muhteris yöneticinin ülkesine ve halkına verdiği zarar
- Jandarma yangına yönelik devriye atıyor
- Erdoğan’dan çiftçiye yeni kredi paketi müjdesi
- Cuma’da ders gibi hutbe: “Kamu hakkı dokunulmazdır”
- Yazarımız, Sagalassos’ta tarihi dokudaki tahribatı altı maddede gösterdi
- Hükümet krizin yükünü emekçinin sırtına yükleme kararından vazgeçmiyor