
İstatistiklerde son 15 yıl içinde sayısı artan, ancak maaşlarının bütçe içindeki payı gittikçe düşen emekli nüfusunun fazla oluşunu bahane ederek ‘Kaynak yok!’ diyen AK Parti Hükümeti’nin uyguladığı neoliberal sıcak para ekonomisinde emeklinin hakkı uluslararası faiz çetelerine peşkeş çekiliyor, banka faizlerine akıtılıyor.
Aslı Erişen’in Aydınlık’taki derlemesine göre, temmuz ayında emeklilerin zam beklentisi, yine “Kaynak yok!” söylemiyle karşılık buldu.
Hükûmet de emekli sayısının fazlalığına sığınıyor.

Ancak veriler, emeklilere ayrılan bütçe payının her geçen yıl azaldığını ortaya koyuyor.
Emeklinin hakkı, yüksek faiz ödemeleri, finans çeteleri ve vurguncuya aktarılan kaynaklar nedeniyle geri plana itiliyor.

Öne sürülen “SGK bütçeye yük” iddiası da verilerle çürütülüyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), haziran ayına ilişkin enflasyon verilerini önceki gün kamuoyuyla paylaştı. Buna göre, aylık enflasyon yüzde 1,37, yıllık enflasyon ise yüzde 35,05 olarak düzenlendi. Açıklanan enflasyon rakamlarıyla birlikte emekli ve memur aylıklarındaki artış oranları da belli oldu.
SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin temmuz ayı itibarıyla maaşlarında yüzde 16,67, memur ve memur emeklileri aylıklarında da yüzde 15,57’lik artış yapıldı. En düşük emekli maaşı da 16 bin 881 TL’ye yükseltildi.

Emekli aylıklarındaki artış oranı tepki toplarken, Hükûmet çevreleri artan emekli sayısının bütçeye yük olduğunu ve bu nedenle anlamlı artışın yapılamadığını öne sürdü. Hazine ve Maliye Bakanlığının Merkezi Yönetim Bütçesi verileri ise aksini gösteriyor.
SAYISI VE TOPLAM NÜFUS İÇİNDEKİ ORANI
YÜKSELİRKEN MAAŞLARININ GSYH VE KAMU BÜTÇESİNDEKİ İÇİNDEKİ PAYI DÜŞTÜ

Verilere göre emekli aylığı alanların toplam nüfusa oranı 2010’da yüzde 12 iken, 2024’te yüzde 18,5 ve 2025’te yüzde 18,7 oldu. Emekli aylıklarının GSYH içindeki payı ise 2010’da yüzde 6,8 iken, 2024’te yüzde 6,1’e, 2025’te da yüzde 5,7’ye düştü. Ayrıca kamu bütçesi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) konsolide bütçe transferlerinin payı da 2009 yılında yüzde 19,8 iken, bu oran 2021’de yüzde 16,4’e, 2024’te de 13,9’a geriledi. 2009’da yüzde 15,1 olan Hazine’nin SGK’ya yardımlarının bütçedeki payı da 2024’te yüzde 6,7’ye kadar düştü. Böylece son 15 yılda emeklilerin sayısı ve toplam nüfus içindeki oranının artmasına karşın GSYH’deki ve kamu bütçesindeki payı azaldı.

KAMU BÜTÇESİNDEKİ FAİZ ÖDEMELERİ İSE YÜKSELDİ; 1,2 TRİYON LİRAYA ULAŞTI
Yüksek faiz politikasının uygulandığı 2023 yılı mayıs ayından bu yana ise kamu bütçesinin faiz ödemeleri yükseldi. 2024 yılının faiz ödemeleri tutarı yüzde 88 artışla 1 trilyon 270 milyar TL’ye çıktı. 2023 yılında da faiz ödemeleri tutarı yüzde 101 artışla 646 milyar TL’yi aşmıştı.

‘FAİZ VE NATO’YA KAYNAK BULANLAR EMEKLİYE GELİNCE SUSUYOR’
Aydınlık’a konuşarak zamlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan çalışma ekonomisi uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik, “Kaynak yok değil, tercih yok. Faiz ve NATO için kaynak bulanlar emekliye gelince susuyor.” diyerek bu söylemi eleştirdi. Çelik, AK Parti çevrelerinin öne sürdüğü “SGK bütçeye yük.” iddiasının da doğru olmadığını belirtti.
‘SORUN KAYNAK DEĞİL, TERCİK’
Çelik, “Emekliye zam yapmamak için ‘kaynak yok, emekliler bütçeye yük’ yalanı yine devrede. Oysa mesele kaynak değil, tercih. Kaynak var. Yoksa da devlet yaratır. Bütçeden faize ve savunmaya ayrılan paylar giderek artarken, emeklilerin payı geriliyor” dedi.
Çelik şu değerlendirmelerde bulundu:
“2009 yılında SGK’ye yapılan Hazine yardımlarının bütçedeki payı yüzde 15,1 iken, 2024’te bu oran yüzde 6,7’ye düştü. Aynı dönemde GSYH’ye oranla da yüzde 4’ten yüzde 1,7’ye geriledi. Bütçedeki paylar düşerken, SGK’ye yapılan yardımların da büyük kısmının doğrudan emekliye gitmedi. İçinde işveren teşviklerinin ve diğer görevlendirme giderleri de yer alıyor.
‘SEYYANEN ZAM YAPILMALI’“Emekli aylıklarının artış talebine karşı ileri sürülen ‘kaynak yok’ iddiası gerçek dışıdır. Artan emekli sayısına rağmen onlara ayrılan kaynak azalmaktadır. Bu, emeklilerin giderek daha da yoksullaşması anlamına gelir. Emeklilerin sadece enflasyona
göre değil, büyümeye göre de pay alması gerekiyor. Temmuz ayında yapılan artışlar yeterli değil. En düşük emekli maaşının asgari ücrete yükseltilmesi ve tüm emeklilere seyyanen zam yapılması gerekiyor. 2025 yılında Türkiye bütçesinden yaklaşık 75 milyar dolar askeri harcamalara ve faiz ödemelerine gitti. NATO’nun bu kararının kamu zam taleplerinin ‘kaynak yok’ gerekçesiyle reddedildiği bir döneme denk gelmesi manidar.”
‘EMEKLİLERİN PAYI AZALDI’
Emekli kitlesinin toplam Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payının giderek düştüğünün altını çizen Çelik, “2010 yılında GSYH’nin yüzde 6,8’i emekli aylıklarına ayrılırken, bu oran 2024’te yüzde 6,1’e geriledi. Oysa bu dönemde emekli sayısı 8,8 milyondan 15,9 milyona yükseldi. 2010 yılında 8,8 milyon emekliye bölünen kaynaktan çok daha azı, 2024 yılında 16 milyon emekliye bölünüyor. Eğer emeklilerin sayısına paralel pay artsaydı, ortalama emekli aylığı bugün 30 bin liranın üzerinde olurdu. Oysa Mart 2025 itibarıyla ortalama emekli aylığı 18 bin liranın altındadır” ifadelerine yer verdi.
‘VERİLEN SÖZLER TUTULMALI’
Çelik, memur emeklilerinin iki yıldır mağduriyet yaşadığını belirterek sözlerini, “Temmuz 2023’te memur maaşlarına yapılan ilave ödeme, Cumhurbaşkanı’nın yazılı vaadine rağmen memur emeklilerine yansıtılmadı. Bu nedenle memur emeklileri Haziran 2025 itibarıyla 16 bin 195 TL eksik maaş alıyor. Bu fark temmuzda 18 bin 750 TL’ye ulaşacak.” diye bağladı.
EMEKLİNİN ENFLASYON KAYBI 218,3 MİLYAR TL
DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR’ın) yayınladığı Ücret Kayıpları İzleme Raporu’na göre, 2025’in ilk altı ayında resmi enflasyonun işçi, memur ve emekli maaşlarında yarattığı toplam kayıp 218,3 milyar TL’yi buldu. Raporda, işçi ücretlerinde 125,3 milyar TL, memur maaşlarında 41,8 milyar TL, emekli aylıklarında ise 51,3 milyar TL’lik kayıp hesaplandı. TÜİK verilerine göre altı aylık resmi enflasyon yüzde 16,67 olurken, net asgari ücretin beş aylık erimesi 3 bin 685 TL olarak belirlendi. Asgari ücretin bir buçuk katı geliri olan işçinin kaybı 4 bin 958 TL’ye, iki katı gelirdeki işçinin kaybı 6 bin 416 TL’ye, 2,5 katı ücret alan işçinin kaybı ise 7 bin 855 TL’ye ulaştı.