
Fındıkçılıkta önemli gelişme: Mahkeme ‘dur’ dedi!
Rocher (Dahoşi) ve Nutella (Notella’nın) üreticisi Ferrero’ya karşı açılan davada karar çıktı. Ankara 15. İdare Mahkemesi, Ferrero’nun rekabet kurallarını ihlal ettiğine hükmederek, şirketin Türkiye’deki fındık alım, kırma ve ihracat faaliyetlerini durdurdu.

Ferrero…
Çok uluslu bir İtalyan firma.
Fındık piyasasında en büyük alıcı ve ihracatçı…
Dikey bütünleşik yapısıyla (dikey entegrasyonla) monopsoniye (tek alıcının olduğu piyasaya) yakın bir alıcı gücüne erişmiş…
Bu özellikleriyle Türkiye’nin fındık piyasasına tamamen hükmeden bir şirket…
Bunun saptanılması sonucu hakkında soruşturma açılan Ferrero, Rekabet Kurumu’na bir taahhütname imzalayarak cezadan kurtulmuştu.
Ancak Ankara 15. İdare Mahkemesi, Türkiye’nin en büyük fındık alıcısı, ihracatçısı konumundaki İtalyan Ferrero’nun Rekabet Kurumu ile yaptığı taahhütnameyi oybirliği ile iptal etti. Ferrero’ya ceza yolu açıldı.

Fındık piyasamızdaki milli ekonomimize aykırı, tamamen emperyalist çok uluslu firmaların çıkarlarına göre düzenlenmiş bu durumla ilgili olarak 21 Ocak 2006 tarihinde KıvılcımHaber ve yerel bir gazetede bir makale yayınlamışım. Başlık “Fındık savaşları” / Karadeniz Bölgesi ekonomisi “fındık ve çay kıskacından kurtarılmalıdır.” (MÜSİAD)… Yapılan irili ufaklı mücadeleleri küçümsememek lazım. 21 yıl sonra da olsa üreticimizin ve ülkemizin, milli ekonomimizin lehine alınan bu kararda bir katkısı olduysa yazımızın ne mutlu bize! (Pdf’nin 65. sahifesinde. Makaleyi yazının sonuna olduğu gibi alıyorum.)
Türkiye fındık piyasasında tartışma konusu olan, taban fiyat altında üreticiden fındık alan ve üreticiyi mağdur eden Ferrero’ya karşı açılan dava sonuçlandı. Ordu Büyükşehir Belediyesi iştiraki ORTAR ile Yürür Fındık tarafından açılan ortak dava sonucunda Ankara 15. İdare Mahkemesi, Ferrero’nun rekabet kurallarını ihlal ettiğine hükmederek, şirketin Türkiye’deki fındık alım, kırma ve ihracat faaliyetlerini durdurdu.



“FINDIK ÜRETİCİSİNE MÜJDELER OLSUN!”
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, kararı olağanüstü coşkuyla, heyecanla değerlendirmektedir. “Fındık üreticisine müjdeler olsun. Fındık coğrafyasına müjdeler olsun. Yıllarca konuştuk söyledik, mücadele ettik, sonunda bütünüyle haklı çıktık” şeklindeki coşkusunu, “Oluşturduğumuz kamuoyu baskısı ve verdiğimiz siyasi mücadele neticesinde Ankara 15. İdare Mahkemesi de Ferrero ve yandaşlarının Türkiye’yi ve üreticileri zarara uğrattığını ve rekabeti bozduğunu tescilledi. Ankara 15. Bölge İdare Mahkemesi Rekabet Kurumunun Ferrero
hakkındaki kararını eksik ve hatalı bularak, Ferrero’ya şunu söyledi. Türkiye’de fındık alımı ve satımı yapamazsın, fındık kıramazsın, fındık, üretimde tarlaya giremezsin, ihracat yapamazsın dedi. Sadece gümrük kapısının dışında ithalatçı durumunda olabilirsin dedi.” diye sürdürdü.
Adıgüzel kararda son noktanın nasıl konması gerektiğini, “Gelinen noktada şimdi, Rekabet Kurumu’nun daha önceki karardaki eksik olan tarafı İdare Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda düzelterek artık Ferrero’yu idari olarak da resmen gümrüğün dışına atmasını bekliyoruz.” değerlendirmesiyle açıkladı.
SÜREÇ NASIL GELİŞTİ? 2022 yılında yapılan başvuru üzerine Rekabet Kurumu, Ferrero Fındık İthalat İhracat ve Ticaret A.Ş. hakkında, Türkiye’deki fındık piyasasında tekel oluşturarak Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. ve 6. maddelerini ihlal ettiği gerekçesiyle soruşturma başlattı. 2023’te soruşturmanın kapsamı genişletildi. Ferrero, soruşturma sürecinde “rekabetçi endişeleri gidermek” amacıyla bazı taahhütlerde bulundu. Bu taahhütler arasında, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından belirlenen referans fiyatın altında fındık alımı yapmamak, sezonluk alımı 100 bin tonla sınırlamak ve belirli dönemde minimum 45 bin ton alım yapmak gibi düzenlemeler yer alıyordu. Rekabet Kurulu, bu taahhütlerin yeterli olduğunu değerlendirerek soruşturmayı 2024 yılı mart ayında sonlandırdı. KURUL KARARINA DAVA AÇILDI Kurul kararına karşı Ordu Büyükşehir Belediyesi kuruluşu ORTAR Tarım Gıda A.Ş. ile Yürür Gıda A.Ş. adına Av. Ali Mertan tarafından dava açıldı. 3 Haziran 2025 tarihinde açıklanan kararda, Ankara 15. İdare Mahkemesi, Ferrero’nun piyasa gücünü kötüye kullandığını, taahhütlerin bu durumu düzeltmeye yeterli olmadığını ve Rekabet Kurulu’nun bu yöndeki kararında “açık bir takdir hatası” yaptığını belirterek, kararı iptal etti. Mahkeme kararında, piyasa yapısının bütüncül ekonomik analizle değerlendirilmediği, küçük ve orta ölçekli firmaların dışlandığı, caydırıcılık içermeyen taahhütlerin yeterli olmadığı vurgulandı. 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesi uyarınca, ihlale son verme ve idari para cezası uygulanması gerektiği açıkça belirtildi. |
Fındık savaşları Karadeniz Bölgesi ekonomisi “fındık ve çay kıskacından kurtarılmalıdır.” (MÜSİAD) Bu niyeti hangi aptal ya da dangalak yapıyor diye soruyorsunuz, demeye gerek bile yok, gözlerinizin şaşkınlıkla ve kuşkuyla açıldığını hayal edebiliyorum. MÜSİAD kimdir, nedir, neyi savunur, herkes bilir… Gerçekte Müslüman, resmiyette Müstakil Sanayici ve İş adamları Derneği’nin Trabzon’da toplanan Genel İdare Kurulu sonuç bildirisinde geçiyor bu ifadeler. Daha başka yaveler de var… — “Karadeniz, fındık ve çaydan vazgeçmeli, turizme yönelmeli…” — “Yöre halkının on yıllarca fındık ve çay gibi tek ürüne mahkûm olması, tarım için kısıtlı olan toprakların yanlış kullanımı ve küçük bireysel ticari işletmelerin sağlıklı oluşamamasından kaynaklanan Doğu Karadeniz Bölgesinin sosyoekonomik geri kalmışlığı hem Trabzon’u hem de bölge illerini işsizlik ve göçle karşı karşıya bırakıyor.” Şimdi, ilk aklımıza gelen MÜSİAD’ın hükümete yakınlığı… Başbakan ve hükümet üreticiden korktuğundan kendi dillendiremediği gerçek niyetini MÜSİAD’ın ağzından dillendiriyor. Önerilen ne? Önerilen, turizmi geliştirme hedefiyle “kıskaç” olarak gördükleri fındık ve çay üretimini çökerterek ve tasfiye ederek Karadeniz’i yok etme, Karadeniz’den dış göçlerin ivmesini tarihinde görülmedik boyutlara çıkarma, Karadeniz yokluk ve yoksulluğunu yoğunlaştırma ve yaygınlaştırma, zaten sinirli olan Karadenizliyi iyice asabileştirme planıdır. Bu görüşümüzü destekleyen bir başka çıkış da TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar yaptı: —8 Ağustos Fındık Zirvesi’nde alınan kararlar alivrecileri, ithalatçıları ve eski İtalya Başbakanı Berluskoni’yi memnun etti. —8 milyon insanımızın ekmeğini Avrupalıya yedirtmeyeceğiz. —Fındıkta Avrupalının bizi sömürmesine engel olacağız. —Milli ürününü koruyamayan hükümet olur mu? —Fındığımızı ucuza satmayacağız, ekmeğimizi Avrupalıya yedirmeyeceğiz. Ülkesini ve insanını seven biri olarak sizler ne anlarsınız bu iddialı sözlerden? Bir kere işin içinde halkın çıkarları değil, ticaret burjuvazisinin ve tefeci kan emicileriyle Avrupalı kapitalist-emperyalistlerin çıkarlarının ön planda olduğu behemehâl anlaşılıyor. Bir yanda 8 milyon gibi devasa bir halk kitlesi, diğer yanda bir avuç yerli ve yabancı burjuva… Hele o alivreciler (yabancı tüccarla ön satış anlaşması yaparak fındığı satan tüccarların tüccarı! Meşhur Başdanışman Zapzu bunlardan biri.) toplam beş kişiymişler. Ve bu ülkenin Başbakanı (yoksa Sayın Perinçek’in deyişiyle BOP Eşbaşkanı mı?) fındık zirvesi öncesinde ünlü danışmanı Zapsu’yla görüş alışverişi yapıyor. İşte bu durum “eşbaşkanlık” iddiasını doğrulamaktadır. Zira iktidara gelmesinde ya da iktidarda kalmasında halkın bir rolünü gören ya da düşünen bir Başbakan böyle davranamaz asla. Bayraktar’ın “fındık zirvesi” kararlarından en çok memnun olanların arasında belirttiği Berluskoni’nin Karadeniz fındığıyla ne alakası varmış diyeceksiniz… Ben de öyle dedim ve araştırdım. Meğer işin altında çapanoğlu varmış. Bilindiği gibi, Berluskoni Başbakan Erdoğan’ın sevgili mahdumunun nikâh şahidi. “N’olacakmış nikâh şahidi olmuşsa?” demeyin, zira onlar sadece derinlerde cereyan eden derin ilişkilerin su yüzüne yansıyan görüntüleridir. İtalyan Ferraro dünyada en büyük fındık ithalatçısı bir firma. Yılda 80 bin ton fındık ithal ediyor. Şimdi dikkat edin lütfen! Ferraro’nun Türkiye distribütörü şu bizim bildiğimiz ünlü danışman Cüneyd Zapsu. Şimdi anladınız mı Vehbi’nin kerrakesini! İşte Çapanoğlu bu… Bir başka çapanoğlu Berluskoni’nin de bu şirketin ortaklarından olduğu. (Aydınlık) Fındık konusuna bir başka açıdan yaklaşan Fındık İhracatçıları Birliği eski Başkanı Lokman Kondakçı, “fındığın en büyük alıcısının, Avrupalı 8–10 ithalatçı firma (olduğunu), Türkiye’de de Avrupalı sanayicilere çalışan beş alivreci olduğunu” söylüyor. Durumdan fındık ihracatçısı da tedirgin. (Aydınlık) Böylece hükümetin temsilciliğini yaptığı toplum kesimleri iyice daralmıyor mu sizce? BEŞ ALİVRECİNİN TEMSİLCİSİ… Aslında kitlelere yön verecek ve doğru çözümü gösterecek slogan tek: “Fındıkta tekeliz, fiyatı biz belirleriz.” Ancak bunun için kitlelerin önce Ankara’da her türlü yabancı etkisinden uzaklaşmış halkçı-devletçi milli bir hükümet kurması gerekmektedir. (21.1.2006) |