
Bir yanda iç cephenin sağlamlaştırılmasından bahsediyor diğer yanda emekçiye sefalet ücreti öneriyor
“Masa sustu, işçi konuşmaya devam edecek”
Kamu işçileri neoliberal ekonomi uygulamalarında ısrarcı olan ve ekonomik buhranın yükünü emekçinin sırtına yıkma politikasını sürdürmekten vazgeçmeyen Hükümet’in yüzde 17’lik ikinci zam teklifini de yetersiz buldu. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Atalay, ‘Bu teklif yorum yapılacak düzeyde bile değil.’ dedi. TÜRK-İŞ, 30 Haziran’daki toplantı ile birlikte eylemlere ilişkin önemli kararlar alacağını duyurdu

HÜKÜMETİN SEFALET ÜCRETİ ÖNERİSİNE KAMU İŞÇİSİNDEN TEPKİ

600 bin kamu işçisini ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde Hükûmet ikinci zam teklifini sundu. Ancak TÜRK-İŞ, teklifi yetersiz buldu ve mücadele çağrısını yineledi. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, “Bu bir adım değil, aynı yerin tekrarıdır.” diyerek meydanları işaret etti.
Sahada da TÜRK-İŞ’in açıkladığı eylem takvimi uygulanmaya devam ediyor. Genel Başkan Ergün Atalay, verilen ikinci teklifin beklentilerden uzak olduğunu söyledi. Atalay, “Bugün verilen teklif yorum yapılacak ve üzerinde durulacak bir teklif değil. İlk teklife sadece 1-2 puanlık artış eklenmiş. Bu bir adım değil, aynı yerin tekrarıdır. Masa sustu ama işçi konuşmaya devam edecek.” dedi.

Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS’in) yalnızca teknik bir aracı olduğunun altını çizen Atalay, asıl iradenin Hükümet’te olduğunu belirterek, “Üçüncü̈ teklifi, ilk iki teklifin arkasında kimler varsa onlardan bekliyoruz.” ifadelerini kullandı. Atalay, makul teklif gelmezse 15 Temmuz’a kadar Karayolları, Demiryolları ve DSİ işçilerinin grev kararı alacağını duyurmuştu.

‘MEYDANLARI BOŞ BIRAKMAYIN’
TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar da yapılan ikinci teklifin işçilerde karşılığı olmadığını belirterek, “Verilen teklifin bir anlamı yok. Bunun anlamı şudur: Meydanları boş bırakmayın, eylemlerinize devam edin, meydanları ısıtın. TÜRK-İŞ olarak mücadeleyi büyüteceğiz.” dedi. Ramazan Ağar, teklif sonrası yaptığı açıklamada, “Yani bize meydanlardan ayrılmayın dediler. Bu teklifler gerçekten bizi üzdü. Çalışma Bakanı’na sesleniyorum: ‘En kısa zamanda anlaşma olacak.’ dedikleri buysa, bu anlaşma için yeterli değil. Biz grev aşamasına geldik. Gelin masada çözelim dedik ama çözülmüyor. Hak aradığımızda bize ‘Niye hak aradın?’ diye kimse sormasın. İşçiler sendikaların aldığı eylem kararlarına harfiyen uysunlar. Temmuzun ilk haftası üçüncü̈ toplantı olacak, orda makul bir teklif getirmelerini bekliyoruz.” ifadelerine yer verdi.

BEKLENTİLERİ KARŞILAMAKTAN UZAK TEKLİF Kamu işçilerine yönelik toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde işveren tarafı ikinci teklifini kamuoyuna sundu. Buna göre, 2025 yılının ilk altı ayında yüzde 17, ikinci yarısında ise yüzde 10 oranında ücret artışı öngörülüyor. 2026 yılı içinse zam oranları sabit kaldı: İlk altı ay için yüzde 7, ikinci altı ay için yüzde 5. İlk teklifin sadece birkaç puan üzerinde olan bu öneri, çalışanların temel beklentilerini karşılamaktan uzak olarak değerlendirildi. İŞÇİLERİN TALEPLERİ İşçi tarafı ise 21 maddelik teklif taslağında taleplerini net şekilde ortaya koymuştu. Buna göre kamuda en düşük günlük brüt ücretin 1800 TL’ye yükseltilmesi isteniyor. Bu taban ücretin üzerine kıdem zammı eklenmesi ve ortaya çıkan yeni ücretin 2025’in ilk altı ayında yüzde 50 oranında artırılması talep ediliyor. 2025’in ikinci yarısı ile 2026’nın her iki yarısı içinse yüzde 25’er zam isteniyor. Ayrıca her zam döneminde yüzde 10 oranında refah payı uygulanması ve zam oranı enflasyonun altında kalırsa aradaki farkın işçiye ödenmesi de teklifin önemli ayaklarını oluşturuyor. |


‘HÜKÛMET’İN YAPTIĞI ZAM TEKLİF DEĞİL İŞÇİYE MEYDAN OKUMA’
VATAN Partisi Merkez İşçi-Sendika Bürosu Başkanı Hüseyin Karanlık önderliğindeki parti heyeti, toplu iş sözleşmesi (TİS) surecinde haklarını arayan Türk Harb-İş Sendikası üyesi işçileri ziyaret etti. Ülke genelinde kamu işçileri tarafından yürütülen eylemlere destek veren parti, Hükûmet’in ikinci zam teklifine de tepki gösterdi. Yüzde 16’lık ilk teklifin ardından rakamın sadece yüzde 17’ye yükseltilmesinin beklentileri karşılamadığını vurgulayan Karanlık, Hükûmet’in kamu işçilerine sunduğu teklifi şöyle değerlendirdi:“Kamu işçisine yapılan yeni teklif, teklif değil, meydan okuma. İktidar işçiye üretimden gelen gücünü kullanmayı dayatıyor. Gereken cevabı alacaktır. Kamu sözleşmeleri sürecinde Hükûmet, beklenen yeni açıklamasını nihayet yaptı. Daha önce yapmış olduğu ilk altı ay için yüzde 16 zam teklifine yalnızca bir puan (evet bir puan) ekleyerek yüzde 17’ye ‘yükseltti’. Hükümet’in bu tutumu sözleşme süreci yürütmek değil, işçiyle, sendikalarla ve bütün milletle alay etmektir. Toplam olarak üretici sınıfların bu
kadar ezildiği bir dönem yaşanmamıştır.
‘İŞÇİ GEREKEN YANITI VERECEK GÜÇTE’
“İşçi hareketi iktidarın bu tavrını anlamıştır ve gereken cevabı verecek güç ve kabiliyete fazlasıyla sahiptir. Hükûmet, işçinin son derece iyi niyetli ve yapıcı yaklaşımını yanlış okumaktadır. İşçiyi üretimden gelen gücünü kullanmaya mecbur bırakmaktadır. Türkiye işçi hareketi bunu yapmaktan da asla kaçınmaz. 15-16 Haziranları, 1989 Bahar Hareketlerini, madencilerimizin 1990 Büyük Zonguldak Eylemi’ni, TÜRK- İŞ’in 1991 Genel Grev eylemini başaran işçilerimiz yeni destanlar yazacak güce ve birikime sahiptir.
‘TÜRKİYE BÜYÜK BİR KARARA GİDİYOR’
“Türkiye büyük bir karara gidiyor. Bu sorun bir Hükûmet sorununa dayanmıştır. 500 milyar dolar borca batmış, 1980’lerden beri üretimi durdurmuş emekçiyi, işçiyi ezmiş bir ekonominin sonuna geldik. Üretim Devrimi’ni başaracağımız, bağımsız, başı dik Türkiye’yi kuracağımız bir döneme girdik. Hükûmet işçinin hakkını vermelidir. Üreticiler baş tacı olmalıdır.”