
Kamu işçileri: “Bıçak kemiğe dayandı!”
“Şimşek şaşırma sabrımızı taşırma”,
“Şimşek elini cebimizden çek”,
Yaklaşık 600 bin kamu işçisinin işverenin verdiği yüzde 16’lık sefalet zammı nedeniyle masada biten, geçen gün Maliye ve Çalışma Bakanlığı’na yürüyerek meydanlara taşınan toplu sözleşme süreci kapsamında 81 ilde alınan eylem kararı üzerine bu sabah eş zamanlı yürüyüşler ve basın açıklamaları yapıldı. Bu kapsamda Burdur ve Antalya’da işçi kitleleri “geçinemiyoruz!” sloganıyla yürüyüş ve açıklamalar yaptı.
Türkiye’nin dört bir tarafı ateş çemberi…
ABD ve İsrail’in İran’a saldırısı Türkiye’ye saldırıdır.
Emperyalistler ve Siyonistler İran’a saldırarak Türkiye’ye saldırının provasını yaptılar.
Cumhurbaşkanı iç cepheyi sağlam tutmanın, birlik ve beraberliğin öneminden bahsetmektedir.
Ülkemizde ise ekonomi yangın yerine döndü.
Enflasyon ve hayat pahalılığı halkın canından bezdiriyor.
Maaş ve ücretlerin reel alım kuvveti görülmedik derecede düştü.
İşçiler, memurlar, çiftçiler, emekliler “geçinemiyoruz!” diye çığlık çığlığa feryat ediyor.
Uygulanan Batı güdümlü neoliberal ekonomi politikaları toplumun bütün kesimlerini perişan etti.
Sanayide çarklar dönmez, kırsalda tarlalar sürülmez oldu.
Bu şartlarda 600 bin kamu işçisinin toplu sözleşme görüşmesi işverenin kabul edilmez sefalet zammı nedeniyle masada bitti.
İç cephe, ekonomik buhranın yükünü halkın sırtına yıkarak böyle mi sağlam tutulacak?
Kamuda çalışan 600 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmeleri hükümetin yüzde 16’lık sefalet ücret teklifine karşı ülke çapında eylem kararı alan Türk İş, bu sabah ilk eylemlerini gerçekleştirdi. 17 Temmuz’a kadar birkaç gün arayla yürüyüşler, basın açıklamaları ve AK Parti binaları önünde basın açıklamalarına kadar çeşitli eylem biçimleri kararı alan konfederasyona bağlı Burdur Şeker İş üyesi işçiler fabrika işçi otoparkında toplanarak, Karacaoğlan 1. Sokak ve devamında Yunus Emre Caddesi güzergahı boyunca sloganlarla ortalığı çınlatarak yürüdü. Şeker Fabrikası Nizamiyesinde bir basın açıklaması yaptı.

Türk-İş’in açıkladığı eylem programı kapsamında, Şeker-İş Sendikası Burdur Şubesi’ne bağlı işçiler sabah saatlerinde Burdur Şeker Fabrikası işçi otoparkında toplandı. Yürüyüşe geçen işçiler, Yunus Emre Caddesi güzergahından “Şimşek şaşırma sabrımızı taşırma”, “Şimşek elini cebimizden çek”, “Direne direne kazanacağız”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganları atarak fabrika nizamiye girişine kadar ilerledi. Daha sonra nizamiye önünde basın açıklaması yapıldı.
İşçiler adına açıklama yapan Şeker-İş Burdur Şube Başkanı Mustafa Onay, toplu iş sözleşmesi sürecinde hükümetin sunduğu zam teklifini kabul edilemez bulduklarını söyledi.
Şeker İş Burdur Şube Başkanı Mustafa Onay 81 ildeki eş zamanlı eylemlerde okunan ortak açıklamada şu ifadeler eyer verdi:
“Bugün burada kamuda çalışan işçiler olarak, 2025-2026 yılını kapsayan Toplu İş Sözleşme sürecimizde, hükümet tarafından sunulan kabul edilemez teklifine karşı, tepkimizi hep birlikte dile getirmek için toplanmış bulunuyoruz. Burada, iş yerlerimizin önünden hükümete açık ve net çağrımızdır: Kamu Toplu İş Sözleşme sürecinde biz işçiler, sosyal diyaloğa dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım görmek istedik. Ama ne yazık ki siz, işçinin sabrını sınadınız. Üç ay boyunca masaya hiçbir teklif getirmediniz. Uyardık, “Geçim şartları her geçen gün zorlaşıyor” dedik, görmediniz. Sabırla çözüm bekledik. En sonunda ise zar zor, lütufmuş gibi bir teklif sundunuz. Bu teklifiniz, bırakın kabul etmeyi, emeğimizi yok saymaktır. Bu nedenle, verdiğiniz rakamları burada, dile bile getiremeyeceğiz… Ne siz o teklifi vermiş olun, nede biz duymuş olalım.
“Maaşlarımızla bir ayı değil, bir haftayı bile çıkaramıyoruz. Kiralar uçmuş, faturalar gelirken ellerimiz titriyor. Uykularımız kaçıyor. Çocuklarımızın beslenmesini, kitap defter masrafını karşılayamıyoruz. Geçim sıkıntısı bugün kamu işçisinin en yakıcı sorunu haline gelmiştir. Zordayız geçinemiyoruz. Hazine ve Maliye Bakanı kulaklarını tıkamış, halktan, emekçiden kopmuş, bildiğini okuyor. Geçinemiyoruz dedik, zordayız dedik defalarca anlattık uyardık yine uyarıyoruz; biz bu ülkenin üretim gücüyüz, binlerce çalışan kamu işçisiyiz, görmezden geldiğiniz alın teriyle çalışan işçiler kamu hizmetlerinin temel taşlarıdır. Gece gündüz demeden her koşulda çalışan biz emekçiler sayesinde kamu düzeni aksatılmadan sürdürülmektedir.
“Şu gerçek çok iyi bilinmelidir, bu mesele yalnızca kamu işçisinin meselesi değil herkesin meselesidir. Kamuoyunun da bu adaletsizliğe ve aksayacak olan kamu hizmetlerine sessiz kalmayacağı bilinmelidir. Emekçiyi oyalamak belirsizlik içinde bekletmek sosyal barışa zarar verecektir. Biz işçilerin beklemeye oyalanmaya belirsizliğe tahammülü kalmamıştır. Emekçi üstüne düşen görevini yapmıştır, yapmaya da devam etmektedir. Alın terini dökerek ülkesine, milletine değer katmaktadır. Bizi yönetenlerde sosyal devletin gerektirdiği görevini yerine getirmelidir. Hükümet en kısa zamanda süreci daha fazla uzatmadan, işçinin emekçinin hakkını vermeli adil ve kabul edilebilir bir çözümle sonlandırmalıdır.
“Bu böyle gitmez. Siz duymazdan gelirseniz, biz duyurmayı biliriz. Masa susarsa, meydanlar konuşur. Bu işin sonu greve kadar gider. Artık yeter. Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz. Onurlu bir yaşam, adil bir ücret, güvenceli bir gelecek istiyoruz. Bugün buradayız, iş yerlerimizin önünde bildirilerimizi okuyoruz. Yarın alanlarda olacağız. Geçinemiyoruz, susmuyoruz, geri adım atmıyoruz. Emekten gelen gücümüzü kullanır, gereğini yaparız. Yaşasın örgütlü mücadelemiz. Yaşasın emekçinin onurlu direnişi. Yaşasın Türk-İş.”

Antalya’da da Türk İş’e bağlı sendikaların üyesi işçiler farklı alanlarda farklı gruplar halinde yürüdü. Yol İş Sendikası Çallı Kavşağı’ndan Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü önüne kadar yürüdü. TES İŞ Sendikası 13. Bölge Müdürlüğü önüne kadar yürüdü. Ardından TEİAŞ 19. Bölge Müdürlüğü önünde basın açıklamasında bulundu.

Kamu işçilerinin eylemine Vatan Partisi Antalya İl Başkanı Ahmet Özbay ile Ulusal Kanal da katılarak destek verdi.
Basın açıklamasında 81 ilde eş zamanlı yapılan bütün eylemlerde kullanılan ortak metni, Yol-İş Antalya 1 no.lu Şube Başkanı ve Türk-İş Antalya İl Temsilcisi Cemil Ünal okudu. TES İŞ adına da TES-İş Antalya Şube Başkanı Abdullah Kayser okudu.
Başkan Ünal, “Biz işçilerin beklemeye oyalanmaya belirsizliğe tahammülü kalmamıştır. Emekçi üstüne düşen görevini yapmıştır, yapmaya da devam etmektedir! Alın terini dökerek ülkesine milletine değer katmaktadır” derken, Başkan Kayser, “Siz duymazdan gelirseniz, biz duyurmayı biliriz. Masa susarsa, meydanlar konuşur. Bu işin sonu greve kadar gider. Artık yeter! Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz” ifadelerine yer verdi.
Açıklamalarda, “Bugün burada kamuda çalışan işçiler olarak, 2025-2026 yılını kapsayan Toplu İş Sözleşme sürecimizde, hükümet tarafından sunulan kabul edilemez teklifine karşı, tepkimizi hep birlikte dile getirmek için toplanmış bulunuyoruz. Burada, iş yerlerimizin önünden hükümete açık ve net çağrımızdır: Kamu Toplu iş Sözleşme sürecinde biz işçiler, sosyal diyaloğa dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım görmek istedik. Ama ne yazık ki siz, işçinin sabrını sınadınız. Üç ay boyunca masaya hiçbir teklif getirmediniz. Uyardık: “Geçim şartları her geçen gün zorlaşıyor” dedik, görmezden geldiniz. Sabırla çözüm bekledik. En sonunda ise zar zor, lütufmuş gibi bir teklif sundunuz. Bu teklifiniz, bırakın kabul etmeyi, emeğimizi yok saymaktır. Bu nedenle, verdiğiniz rakamları burada, dile bile getirmeyeceğiz. Ne siz o teklifi vermiş olun, nede biz duymuş olalım! Maaşlarımızla bir ayı değil, bir haftayı bile çıkaramıyoruz. Kiralar uçmuş, faturalar gelirken ellerimiz titriyor. Uykularımız kaçıyor. Çocuklarımızın beslenmesini, kitap defter masrafını karşılayamıyoruz. Geçim sıkıntısı bugün kamu işçisinin en yakıcı sorunu haline gelmiştir. Zordayız Geçinemiyoruz! Hazine ve Maliye Bakanı kulaklarını tıkamış, halktan, emekçiden kopmuş, bildiğini okuyor. Geçinemiyoruz dedik zordayız dedik defalarca anlattık uyardık yine uyarıyoruz: Biz bu ülkenin üretim gücüyüz, binlerce çalışan kamu işçisiyiz, görmezden geldiğiniz alın teriyle çalışan işçiler kamu hizmetlerinin temel taşlarıdır” denildi.