Kovid19 fırsatçılığı yapan AKP Hükümetine TBB ve 79 barodan ortak çağrı

Önceki gün Kovid19 fırsatçılığı peşinde olan AK Parti Hükümeti’nin Beştepe’de hazırlanan ve basına sızdırılan “çoklu baro ve nispi temsil”i öngören Avukatlık Kanunu yasa teklifi hazırlığına karşı Ankara’da Türkiye Barolar Birliği’nde 80 baronun katılımıyla yapılan 42’nci Baro Başkanları Toplantısı’nda taslak çalışmalarına son verilmesi istendi. Müzakereden yana olduklarını belirten barolar, aksi takdirde demokratik hak arama özgürlüklerini sonuna kadar kullanacaklarını ifade etti. Toplantı sonunda bir bildiri yayınlandı.Konu hakkında Burdur Baro Başkanı Av. Gedik KıvılcımHaber’e konuştu.

ESAS GÜNDEMİN DIŞINA ÇIKILMAMALI

TBB ve baroların 19 Mayıs’taki ortak açıklamasında, Avukatlık Kanunu’nda, barolara ve seçim sistemlerine yönelik değişiklik girişimlerinin doğru bulunmadığının belirtildiği, söz konusu girişimlerin durdurulması, geri çekilmesi çağrısı yapıldığı hatırlatılan bildirgede gayet yapıcı bir üslupla, “19 Mayıs 2020 tarihinde TBB ve 80 baro olarak kamuoyuna yapılan açıklamada; Pandemi süreci nedeniyle esas gündemimizin ülkemizin ve mesleğimizin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal sorunların çözümü için çaba sarf etmek olduğu ve bu nedenle Avukatlık Kanunu’nda Barolara ve seçim sistemlerine yönelik değişiklik girişimlerini doğru bulmadığımızı belirtmiş ve bu girişimlerin durdurularak, geri çekilmesini talep etmiştik. Keza, avukatlarımızın ve barolarımızın ihtiyacı ve beklentisini karşılayacak, Avukatlık Kanunu hazırlanması aşamasında asıl muhatabın barolar ve TBB olması gerektiğini de vurgulamıştık. Aradan geçen sürede çağrımızın dikkate alınmadığı, aksine sürecin devam ettiği görülmektedir” denildi.

TEKLİF GERİ ÇEKİLMELİ

Çağrının dikkate alınmayarak sürecin devam ettirildiği belirtilen ve sadece Antalya Barosunun imza koymadığı öğrenilen bildirge, “ülke koşullarının uygun olmadığı böyle bir dönemde, Avukatlık Yasasında düşünülen tüm çalışmalardan vazgeçilerek ileriki dönemlerde TBB ve barolarla birlikte bir hazırlık yapılması yönündeki talebimizi ve irademizi tekrarlıyoruz. Bu aşamada hazırlanması düşünülen teklifin geri çekilmesi halinde diyalog ve müzakereden yana olacağımızı, konunun tüm muhatapları ile görüşmeye hazır olduğumuzu bir kez daha paylaşıyoruz. Bizler, müzakere ve diyalog kanallarının açılacağına inanıyoruz. Ancak kapalı tutulması halinde demokratik hak arama özgürlüğünün tüm gereklerini yerine getireceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz” ihtarıyla son buldu.

TTB ve 79 Baronun ortak bildirisi Ulusal Kanal’a şöyle yansıdı:

Konu hakkında toplantıya katılan Burdur Baro Başkanı Ramazan Gedik KıvılcımHaber’e konuştu. Burdur Baro Başkanı Av. Ramazan Gedik’e şu soruyu yönelttik:

KıvılcımHaber: Yeni Avukatlık Yasası için Ankara’da toplantınız. Konuya açıklık getirir misiniz?
İkinci olarak, son yıllarda hâkim ve savcıların, siyasal ve inançsal aidiyetlerinin ifşa olduğu, bundan dolayı yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybettiği, şimdi de paralel barolarla avukatların da aynı duruma düşürüleceği, yargının, avukata mensup olduğu baroya göre muamele tehdidinin kapıda olduğu iddialarına ne diyorsunuz?

Av. Gedik, tane tane, Ankara’da 79 Baro’nun imza koyduğu yapıcı, toplumdaki yerleriyle mütenasip ağırbaşlılığa sahip bildirideki üslupla aşağıdaki cevapları verdi.

ASIL GÜNDEMİMİZİN DIŞINA ÇIKILMASIN
İki soru da birbiriyle bağlantılı. Biz Ankara’da toplandık. Avukatlı Yasası’nın değiştirilmesiyle ilgili çalışmaları basından ve AK Parti Genel başkanlarının açıklamalarından duyuyoruz. Ancak konunun içeriği hakkında bilgi sahibi değiliz. Türkiye çapında 80 Baro ve TBB ile Ankara’da bu konuları görüşmek için toplantı yaptık.
80 Baro ile TBB’nin ortak görüşü şudur:
Çoklu Baro, Nispi Temsil, avukatların Baroya kayıt zorunluluğunun kaldırılması, Avukatlık Kanunu’ndaki 75 ve 95’nci maddelerinin (Baroların insan haklarını, hukuku ve demokrasi savunma görevlerinin) kaldırılması, delege sisteminin değiştirilmesi gibi bizim bildiğimiz konular var. Bunların tamamına karşıyız.
Neden karşıyız?
AVUKATLAR ZOR DURUMDA; ÖNCE ONA BAKALIM
Çünkü şu anda ülkemiz pandemi nedeniyle olağanüstü koşullardan geçiyor. Türkiye’nin ve avukatların çok ciddi sıkıntıları var. Ekonomik sıkıntılar var. İşsizlik var. Bu avukatlara da yansıyor. Biz şu anda Avukatlık Yasası’ndaki değişikliklerin çok acil olmadığını düşünüyoruz. Asıl önemli konunun dünyanın ve Türkiye’nin yaşadığı pandemi süreci nedeniyle Türkiye’nin yaşadığı sıkıntıların bir an önce elbirliği ile çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz.
AVUKATLAR AÇISINDAN 2020 YILI ZOR BİR VE KAYIP YILI
Avukatlarımız ekonomik olarak çok zor durumda. 15 Haziran’da duruşmalar başlayacak. Son üç aydır hiçbir şey yapamadık. 15 Haziran’dan sonra da tayinler başlayacak. Ardından 20 Temmuz’da adli tatil gelecek. Yani avukatlar için 2020 yılı kayıp bir yıl olacak. Hele genç meslektaşlarım, hele kirada oturan meslektaşlarım, hele belli borçlara giren meslektaşlarım için çok zor bir dönem geçiriyoruz. Bu sorunlar varken, bu sorunların çözümü için mücadele etmek varken bu Avukatlık Kanunu –evet değişmesi gereken bazı bölümleri var- ama seçim sistemi gibi konuların değiştirilmesi acil değildir. Gereksiz bir gündemdir, gereksiz bir zaman kaybıdır. Gereksiz bir enerji harcamaktır. Biz bunlara tüm Barolar ve TBB olarak karşı çıkıyoruz.
AVUKATLIK KANUINU DEĞİŞMELİDİR AMA ÖNCELİĞİ YOK!
Avukatlık Kanunu değişmeli midir? Değişmelidir. Uygun koşullarda uygun zamanda, bu olağanüstü süreç ortadan kalktıktan sonra Barolar Birliği ev baroların organizasyonunda, partilerin grupları, üniversitelerin ilgili bölümlerinin hocaları ile bir komisyon kurularak bir çalışma yapılarak, ortak akıl ortaya çıkarılarak değişiklik yapılabilir. Avukatlık Kanununda avukatlar açısından bazı kısıtlamalar var. Bunların kaldırılması gerekir. Biz bunlara rağmen şu anda erken şu zamanı değil diyoruz. Şu anda memleket olarak çok büyük sorunlarla mücadele içindeyiz. Bu sorunların en büyük mağdurlarından biri de avukatlardır. Yargı sürecinin, adli iş ve işlemlerin durması nedeniyle, icraların kapanması nedeniyle, duruşmaların ertelenmesi nedeniyle serbest avukatlar çok büyük sıkıntılar yaşamaktadırlar.
ÇOKLU BARO, NİSPİ TEMSİL YARGI VE ADALETE DARBE VURUR
Çok yakın geçmişte görüyoruz. Hala da görmekteyiz. Değişik cemaatler, değişik siyasi görüşte olanlar, değişik etnik kimlikte olanlar eğer bu yol açılırsa birleşerek değişik adlar altında barolar kuracaklar. Her kafadan bir ses çıkacak. Gruplaşmalar olacak. Bu hem bizim için kötü, hem yargı için kötü. Avukatlar yargını kurucu unsurudur; üç eşit ayağından birisidir. Burada bir dağınıklık, birçok seslilik, bir karmaşa en büyük zararı yargıya verecektir. Yargının verdiği kararlar –gerçekte öyle olmasa bile- şu gruptan veya bu gruptan baronun avukatı duruşmaya girdi sonuç aldı diye tartışmaya açılacaktır. Bunlar çok hassas konulardır. Avukatlara bir anlık kızgınlıkla, bir anlık öfkeyle yasa değiştirilmek istenmesi aslında hukuk devletine, yargıya, adalete zarar vermektedir.
AVUKATLARA ZİNCİR VURAYIM DERKEN YARGIYA ZİNCİR VURURSUNUZ
Tekrar söylüyorum. Şu anda bunun zamanı değildir. Asıl sorunlarımız bizim ülkenin ve avukatların içinde bulunduğu zor koşulları nasıl düzeltiriz mücadelesi olmalıdır.
Yargı, hukuk bunlar çok istisnai konulardır. Hukukun üstünlüğü çok istisnai ve çok önemli bir konudur. Avukatları hizaya getireyim derken, avukatlara bir zincir vurayım derken yargıya zarar verirsiniz. Yargıya zincir vurursunuz. Ve bu, altından kalkılamaz bir sonuç doğurur.
Bizim söyleyeceklerimiz bunlar.
Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.