
Temmuz zammı memur ve emekliye çare olmuyor, refah payı şart

Sıcak para ekonomisi çerçevesinde faiz çetelerine trilyonlarca lira para aktaran AK Parti Hükümeti’nin memur ve emekliye verdiği temmuz zammına sert eleştiri getiren KamuSen İl Temsilcisi ve Türk EğitimSen Şube Başkanı Orhan Akın, “temmuz zammı memur ve emekliye çare olmuyor, refah payı şart” dedi.
Çevremiz ateş çemberi…
Dört bir yanımızdan silahları ülkemize çevrilmiş ABD-NATO üsleriyle kuşatılmışız.
İsrail açık açık İran’dan sonra sıra Türkiye’de olduğunu ilan ediyor.

Cumhurbaşkanı iç cepheyi sağlam tutmak ve birlikten bahsediyor.
Ancak bu ne perhiz bu ne lahana turşusu deyimine uygun olarak ekonomik buhranın yükünü halk kitlelerinin sırtına yıkma politikası uygulanıyor.
TÜİK’in bilinçli bir şekilde ocak ve temmuz zam aylarına doğru aniden enflasyonu düşürmesi sayesinde “kaynak yok!” gerekçesini ileri sürerek maaş ve ücretlere sefalet zammı yapıldı.
Yüksek faiz politikası uygulanarak faiz çetelerine yüzde 1,2 trilyon lira ödeniyor; memur ve emekliye “kaynak yok” gerekçesiyle yüzde 15 zam yapılıyor. Emekli ile çalışan maaşı arasındaki makas da emeklinin bir maaş tutarına çıkarılıyor.
Bu kapsamda Türk Eğitim Sen Burdur Şube Başkanı ve KamuSen İl Temsilcisi Orhan Akın yaptığı yazılı açıklamayla TÜİK’in düşük enflasyon oranları operasyonuyla düşük maaş zammına sert tepki göstererek, “Temmuz zammı memur ve emekliye çare olmuyor, refah payı şart” dedi.

TÜİK’in haziran ayı enflasyon verilerinin yayınlandığını, buna göre haziran ayı enflasyonun aylık yüzde 1,37 olarak gerçekleştiğini, dolayısıyla 2025 yılının ilk altı ayında toplam enflasyon yüzde 16,67 seviyesine ulaştığını ifade eden Başkan Akın, “Ocak ayında memur ve emekli maaşlarına yalnızca %6 oranında zam yapılmıştı. Bu tablo, memur maaşlarının yılın ilk yarısında enflasyon karşısında %10,67 oranında eridiğini ortaya koyuyor” dedi.
Akın açıklamasına şöyle devam etti:
“Mevcut mevzuata göre, kamu görevlilerinin maaşlarına enflasyon farkı uygulanmakta ve ardından toplu sözleşme ile belirlenen zam oranı maaşlara yansıtılmaktadır. Bu doğrultuda temmuz ayında memur ve emekli maaşlarına önce yaklaşık %10,06 oranında enflasyon farkı eklenecek, ardından da 2023 yılında yapılan toplu sözleşme kapsamında belirlenen %5’lik ikinci yarıyıl zammı uygulanacaktır. Böylece temmuz ayında memur maaşlarında toplamda kümülatif yaklaşık %15,56’lIk bir artış yapılması öngörülmektedir.”
MEMUR VE EMEKLİLERİN REEL ALIM GÜCÜ DÜŞMEKTEDİR

“Ancak bu artışın %10,06’lık kısmı, sadece geçmiş 6 aylık enflasyonun gecikmeli bir telafisidir ve önümüzdeki altı aylık dönem için yapılan %5’lik artış, mevcut ekonomik koşullarda yetersiz kalmaktadır. Enflasyonun yüksek seyretmeye devam ettiği bir ortamda maaşlar altı ayda bir güncellendiği için, çalışanlar her dönemde ciddi bir alım gücü kaybı yaşamaktadır. Maaşlara yapılan artışlar, fiyatlardaki sürekli yükseliş karşısında zamanla etkisiz hale gelmekte ve reel gelirlerde düşüşe yol açmaktadır.”
“Bugün itibarıyla (eş yardımı ve çocuk parası hariç) en düşük memur maaşı net 41.600 TL, ortalama memur maaşı ise yaklaşık 49.800 TL seviyesindedir. Temmuz ayında yapılacak %15,56’lık zam, en düşük memur maaşında yaklaşık 6.660 TL, ortalama memur maaşında ise 7.970 TL civarında bir artış anlamına gelmektedir.”
Memur ve emeklilere yapılan mevcut artışın temel ihtiyaçlarının karşılanmasına yetmediğini, özellikle kira, ulaşım, gıda ve enerji harcamalarındaki yükse fiyat artışlarının maaş artışlarını gölgede bıraktığını belirten Başkan Akın, “çalışanların ve emeklilerin yaşam standartlarını her geçen gün daha da aşağı çekmektedir. Bu nedenle, mevcut artışın yeterli olmadığı açıktır. Hem kamu görevlilerinin hem de emeklilerin reel gelir kaybını önlemek adına ek zam yapılması kaçınılmaz hale gelmiştir. Hükümetin ve ilgili kamu otoritelerinin bu konuda adım atması, çalışanların yaşadığı ekonomik sıkıntıları hafifletmek açısından büyük önem taşımaktadır” ifadelerine yer verdi.
8. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ KRİTİK ÖNEMDE

2025 yılında 8’inci Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri yapılacağını belirten Akın, bu görüşmelerin, “sadece önümüzdeki iki yılın maaş zamlarını değil, aynı zamanda memur ve emeklilerin refah düzeylerini koruyacak yapısal düzenlemelerin de belirlenmesi açısından kritik önemde olduğu”nun altını çizdi.
Başkan Akın açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü:
SÜREÇ ADİL VE HAKKANİYETLİ BİÇİMDE YÜRÜTÜLMELİDİR
“Bu süreçte Türkiye Kamu-Sen olarak masada kamu çalışanlarının haklarını etkin biçimde savunmak adına sorumluluk alacak ve refah payı başta olmak üzere taleplerimizi dile getireceğiz. Aynı şekilde siyasi iradenin de bu süreci sosyal diyalog zemininde, adil ve hakkaniyetli biçimde yürütmesi beklenmektedir.”
EK ZAM BEKLENTİSİ KAMU ÇALIŞANLARI İÇİN HAYATİ ÖNEMDEDİR
“Sonuç olarak, memur ve emekli maaşlarında yapılan düzenlemeler, mevcut enflasyonist ortamda alım gücünü korumaktan uzak kalmaktadır. Yıl ortasında yapılan zamlar geçici bir rahatlama sunsa da sürekli fiyat artışları karşısında maaşlar hızla erimekte, çalışanlar ve emekliler geçim sıkıntısı yaşamaktadır” diyen Başkan Akın sözlerine, “Kalıcı bir çözüm için enflasyona endeksli zam sisteminden vazgeçilmesi, enflasyon farkının aylık olarak maaşlara yansıtılması, refah payının kalıcı bir biçimde mevzuata eklenmesi ve piyasa gerçekleri ile örtüşen bir maaş artışının sağlanması gerekmektedir. Bu bağlamda hem toplu sözleşme süreci hem de ek zam beklentisi, kamu çalışanlarının geleceği açısından hayati önemdedir” şeklinde son verdi.