Öğretmenler diken üstünde

Eğitimde yeni tartışmalar ve çatışmalar getireceği kesin olan, ne kadar bilimsel ve objektif olduğu tartışmalı, öğretmeni her an ‘diken üstünde’ çalıştıracak bir performans değerlendirme uygulaması öğretmen camiasına bir MEB belası olarak musallat edilmek üzere. 100 bine yakın ücretli öğretmenin güvencesiz olarak köle şartlarında çalıştırıldığı, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının olduğu koşullarda ortaya çıkan performans tasarısı öğretmenleri kara kara düşündürüyor. KAMU SEN Burdur İl temsilcisi ve Türk Eğitim Sen (TÜRK EĞİTİM SEN) Şube Başkanı Orhan Akın, öğretmenleri öğrenciler ve velilerle karşı karşıya getirecek, öğrenci ve veliyi “memnun edilecek müşteri”, öğretmeni de “tüccar yamağı” olarak gören bir uygulama olan performans tasarısı üzerine KıvılcımHaber’e konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğretmenlik mesleğini abluka altına alacak, kuşatacak performans sisteminde yönetmelik çalışmalarını tamamladı. Yeni sistemde öğretmenler, her yıl öğrenci, veli ve yöneticilere sorulacak değerlendirme ile karşı karşıya kalacak. Bakanlık 4 yılda bir düzenleyeceği sınavla öğretmenlerin milli ve manevi değerlerini ölçecek. Sınavda Atatürkçülük konuları sadece yüzde 5 oranında olacak. Ayrıca artık sözleşmeli öğretmenlerin sözleşmelerinin yenilenmesinde, okul müdürü atanmasında, ek hizmet puanı verilmesinde, yurt dışı görevlerde, başarı belgesi için ve öğretmenlikte yükselmede performans sistemi kullanılacak. Değerlendirmeden düşük not alan öğretmenler ise hizmet içi eğitimlere katılıp yeniden sınava tabi tutulacak.

Öğretmenlerin nihai performans puanının yüzde 25’ini müdür notunun, yüzde 15’ini veli notunun, yüzde 15’ini öğrenci notunun, yüzde 20’sini zümre öğretmenlerinin notunun, yüzde 15’ini diğer öğretmenler ve yüzde 10’unu da özdeğerlendirme puanının oluşturacağı sistem hakkında KAMU SEN Burdur İl temsilcisi ve Türk Eğitim Sen (TÜRK EĞİTİM SEN) Şube Başkanı Orhan Akın, “gün geçmesin ki öğretmeni huzursuz edecek bir çalışma ortaya konmasın” diye sorguladı.

Öğretmenlere uygulanan şiddete gözlerini yumanların, öğretmenin itibarını ve değerini koruma görevi olanların, öğretmenin itibarını, değerini yerle bir edecek bir uygulama olarak performans sistemini 15 pilot ilde uygulamaya başladığını belirterek, “gelecek yılda bütün ülkede uygulamaya başlayacaklar” dedi.

Akın şu görüşleri savundu:

“Ne demektir bu performans değerlendirme? Okul müdürünün öğretmene not vermesi; yetti mi, yetmedi; veli öğretmene not versin. Bu da yetmedi, öğrenci öğretmene not versin. Aynı branşa giren zümre öğretmenler ve diğer öğretmenler de birbirlerini not olarak değerlendirsin. Şimdi böyle bir çalışma hangi akla hizmet etmektedir sormak lazım!”

Orhan Akın şu görüşleri ileri sürdü:

“Sendikamızın Genel merkezi sistemin uygulandığı pilot illerde hiçbir öğretmen diğer arkadaşına not vermeyeceği bir eylem yapmıştır. Sarı sendikalar performans sistemine karşıyız, biz 100 üzerinden değerlendirme yaparız gibi bir duruş gösterseler de biz buna inanmıyoruz. Kaldı ki bu eylemin uygulama şansının olmadığı aşikârdır.

“Sistem piyasaya sürüldüğü andan itibaren Genel Merkezimizin (toplum arasında öğretmeni şikâyet hattı olarak bilinen) Alo127’ye Türkiye çapında eş zamanlı olarak öğretmenin itibarını zedeleyecek olan performans sistemine hayır diyoruz diyerek hattı kilitlemişti. Katılan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Öğretmenin itibarı aynı zamanda MEB’nın namusudur. MEB, öğretmeninin itibarını ne kadar koruyorsa namusuna o kadar sahip çıkıyor demektir. Şunu tespit etmek lazım. Bu sistemle birçok öğretmen öğretmenler odasında sen bana şunu verdin, sen bana bunu verdin diyerek karşı karşıya gelecektir. Veliyle öğretmen karşı karşıya gelecektir. Öğrenciyle öğretmen karşı karşıya gelecektir. Zaten zor zahmet götürülen eğitim sistemi tamamen işlemez duruma gelecektir.

TES olarak diyoruz ki, uygulamaya çalıştığınız bu sistemin sizin başınıza dert açacağını bilmeniz gerekir. Bütün

 hücrelerinize kadar bu performans sisteminizi uygulatmama noktasında kararlıyız. Bütün illerde ne eylem yapılacaksa yapma noktasında kararlı olduğumuzu ifade etmek istiyoruz.

-Talim Terbiye Kurulu Başkanı bütün sınavların kaldırılmasının doğru olacağını dile getirdi. Ne dersiniz?

“Bir kere bu laflara kendileri de inanmıyorlar. Bir tarafta okulları nitelikli ve niteliksiz olarak ayırırken, şu anda Mayıs ayına doğru 7 tane okulun nitelikli olacağı söyleniyor. Nitelikli dedikleri okullara nasıl bir öğrenci seçme modeli uygulayacaklar? Evine en yakın okul, en iyi okul mu olacak? Sınavların gereksiz olduğunu söyleyen MEB yetkililerinin kendi söylediklerine inanıp inanmadıklarını sormak gerekir. Bu nitelikli okullara mecburen bir seçme sınavı getirecekler. Yüzde 10’luk dilimden bahsediyorlar. Sayın Başbakan onu daha önce ifade etmişti. Bütün sınavlar kalkacak. Hiçbir veli çocuğunu istemediği okulda okutmayacak. Peki, Fen Lisesine neye göre öğrenci alacaksın? Sosyal Bilimlere neye göre öğrenci alacaksınız? Bunu bir açıklaması gerekir. Okulları siz bu şekilde ayırdığınız müddetçe öğrenciyi seçecek sınavlar da olacaktır.”

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.