
Şeker Fabrikası Burdurluda kalsın; özelleştirme söylentilerine son verilsin!
Burdur, kuraklık nedeniyle afet bölgesi ilan edilsin!
Kuraklık geçene kadar yemin yüzde 50’sini devlet karşılasın!
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özer Meclis’te yaptığı günlük olağan basın toplantısını, Antalya’ya Milletvekili Göker’in kızının düğününe giderken uğradığı Burdur’da, partisinin il binasında yaptı. Konuşmasının büyük bölümünü Burdur’un önemli meselelerine ayıran Başkanvekili Özer, özelleştirme ipinden dönen Burdur Şeker Fabrikası ile besi ve süt hayvancılığı arasındaki hayati bağlantılara, bu süreçteki denklemlere, mevcut şartlarda kuraklığın vurduğu ilimizde çıkış yolunu gösterdi.
ŞEKER İTTİFAKI
Konuşmasına Şeker fabrikalarının özelleştirilme sürecinde büyük mücadeleler verildiğini, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın 20’nin üzerinde milletvekiliyle birlikte şeker fabrikalarının satışını protesto etmek için bütün Türkiye’yi gezdiğini vurgulayarak başlayan Başkanvekili Özer, “daha sonra CHP’nin yola çıkan otobüsü Şeker İttifakına dönüştü. Bilindiği gibi Şeker İttifakı, Millet İttifakı’ndan da Cumhur İttifakı’ndan da etkiliydi. Şeker İttifakı ilk kez CHP’lileri, İYİ Partilileri, Saadet Partilileri biraraya getiren ve orada Adalet ve Kalkınma Partisi’ne itiraz eden herkesi, hatta bazı şehirlerde MHP’lileri dahi içine almış olan önemli bir ittifaktı” dedi.

BURDUR ŞEKER FABRİKASININ SATIŞ SÜRECİNDE YAŞANLAR TAM BİR LABARATUVARDI
“14 Şeker Fabrikası gözümüzün içine baka baka satıldı. Bunlardan bir tanesi de Burdur’daki Şeker Fabrika’mızdı” diyen Başkanvekili Özeri, “Daha sonra bunların 10’u el değiştirdi, 4’ü el değiştiremedi, yükümlülüklerini yerine getiremeyenler nedeniyle. Burdur’da bu açıdan bir şansı yaşadı.
Biz şeker fabrikalarının Cumhuriyet tarihi açısından önemini biliyoruz. Ama Burdur’un sanayisi için, küçük esnafı için, hayvancılık için önemi de burada hep anlatıldı. Burdur Şeker Fabrikası’nın satışı, Burdur milletvekillerinin Cumhurbaşkanından üç kez süre uzatımı istemeleri ve o sırada yaşananlar tam bir laboratuvardı” ifadelerini kullandı.
BAŞARILI FABRİKA BAŞARISIZLARLA DEĞERLENDİRİLİNCE ZARAR ETTİ DENİYOR

Burdur Şeker Fabrikası’nın özelliklerine de değinen Özer, fabrikanın en kaliteli, polerizasyonu en yüksek şekeri ürettiğinin, diğer şeker fabrikalarıyla birlikte toptan değerlendirilmese de tek başına bırakılmış olsa “acayip karlı” bir fabrika olduğunun altını çizerek, “Toplamın içinde değerlendiriyorlar, zarar oluyor falan, çalıştırılmayan yerlerle… Burdur Şeker Fabrikası son derece karlı, son derece başarılı bir fabrika…” şeklinde konuştu.
ÖZELLEŞTİRME, PANCAR ÜRETİMİNİN ÇAKILMASINA NEDEN OLDU

Ancak özelleştirme söylentilerinin başlamasıyla pancar üretiminin dibe vurduğunu, normal şartlarda 600 bin ton şeker pancarı işleyen fabrikanın özelleştirme tartışmalarının kaosu içinde 400 bin tona kadar düştüğünü vurgulayan Özer, bunun nedenini şöyle açıkladı: “Sebep? Millet ürküyor. Devletin garantisi yok. Pancarı üretirim de ya almazsa! Alırsa paramı vermezse! Dışardan ithal ederse!? Nerden ucuz buldu oradan alır şekeri. Bir bakıyorsunuz Suriye’den zeytinyağı geliyor, Ayvalık’taki zeytin üreticisini vuruyor. İnsanlar korktular. Ve devletin güvencesi ortadan kalktığı için şeker pancarı üretimi o kaoslu günlerde 400 bin tona düştü. Daha iyi olacaktı ya, daha düzgün olacaktı ya; 400 bin tona düştü üretim.”
Başkanvekili Özer, fabrikanın özeleştirilmesiyle üretimin düşmesi arasındaki ilişki ve denklem hakkında şu görüşleri savundu:

FABRİKANIN KAMUYA GERİ DÖNMESİYLE PATLAYAN ÜRETİM, ÜRETİCİNİN KAMUYA GÜVENDİĞİNİN KANITIDIR
“Ama satış iptal oluyor. Fabrikanın devlette olacağı belli oluyor. Köylü fabrikanın kamunun olmasına güveniyor, bunu önemsiyor; bu sene 817 ton alım, 705 bin ton işlenmişte rekor… 92 bin ton şeker üretmiş bu fabrika. Kendi tarihinde rekor kırmış. Kimin elinde, devletin elinde. Tedirginlik yok; satılmadı, el değiştirmeyecek, tıkır tıkır çalışıyor. Türkiye’nin en kaliteli, en güzel, polerizasyonu en yüksek şekerini rekor kırarak üretiyor.
AK PARTİLİLERE ÇAĞRI: “GELİN BU FABRİKA BURDURLUDA KALSIN!”
Bu vakitten sonra Burdur’daki bütün AK partililere söyleyeyim. Aynı hatayı bir kere daha tekrarlamaya gerek var mı? Yeniden özelleştirme söylentilerine gerek var mı? Ne kadar yanlış bir iş olduğu ortaya çıktı. Gelin bu Şeker Fabrikası Burdur’da, Burdurlularda kalsın, Türkiye’de kalsın ve doğru bir şekilde işletilemeye devam edilsin.”
Özer konuşmasının devamında şu görüşlere yer verdi:
İTHAL GİRDİLERE DAYANAN YEMİN DOLAR YÜKSELDİKÇE PAHALANMASI, FABRİKANIN KÜSPESİNİN ÖNEMİNE İŞARET EDER
“Burdur için bir önemi de hayvancılık; küspe üretiyor. Kuraklık var. Dolar yüksek. Yani yeme ihtiyaç var. Yemin maliyeti her gün artıyor. Böyle olunca Şeker Fabrikası’nın ürettiği küspe ve bu fiyattan halka veriliyor olması Burdur’daki hayvancılık açısından çok önemli.
SÜT HAYVANCILIĞI, SÜT/YEM PARİTESİ 1’E 1,5 DEĞİLSE, SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAKTAN ÇIKAR
“Burdur deyince 1100 ton süt üreten devasa bir tarım işletmesini görüyoruz. Bu son derece önemli. Ama hep bildiğimiz bir şey var. Bütün Türkiye’de bir denklem söylenir. Eğer siz 1 litre süt sattığınızda 1,5 kg yem alamıyorsanız artık süt hayvancılığı karlı değil, sürdürülebilir değil.
BURDUR’U MEVSİMSEL KURAKLIK VURDU
“Şimdi bu sene Burdur’da mevsimsel bir kuraklık yaşanıyor. Yani hayvanların yem dışında beslenmeleri olanaksız; yemle beslenecekler. Bu sefer bu denklem çok daha önemli hale geliyor. Dolar da aldı başını gitti. Yemin içindekiler yüzde 70 dövize bağlı, dışarıdan gelen mineraller, elementler, kimyasallar olduğu için bir bakıyorsunuz yemin fiyatı fırlayıp gidiyor. İnsanlar şu hesabın içine sıkıştılar. 50 kg’lık yemin fiyatı 160 lirayı geçmiş. Kiloya böldüğünüzde 3,2 lira. 1,5 kg’ı 4,8 lira. Sütün 4,8 lira olması lazım ki hayvana yem yedirip süt sağıp para kazanabilesin.

BİLİMSEL PARTİTEDEN 1,9 LİRA DÜŞÜK SÜT FİYATI, SÜT HAYVANLARINI KESİME GÖTÜRÜR
Oysa bugün süt 2,8, desteklemeyle 2,9 lira. 2,9 liraya sattığınız sütü 4,8 liralık yemle karşıladığınızda bu iş olmuyor. Bunun imkânı, mümkünatı yok.
SÜT HAYVANI ZARAR MAKİNESİ: 4,8 YİYOR, 2,9 LİRA VERİYOR!
“Peki, bunun sonucunda ne olur? Bunun sonucunda süt hayvanları kesime gider. Süt hayvanları kesime gidiyorsa ülke açısından çok kötüdür. Hem hayvancılık (açısından ) –bakmayın siz Kovidden dolayı talep yüzde 20 azalmış durumdadır, yoksullaşmadan dolayı ama hayvanların yerine yenisi konulamadığı için –bunlar besi hayvanı değil, süt hayvanı- kurtulmak için kestiriyor, borcunu ödemek için kestiriyor. Çünkü 4,8 lira yiyor, 2,9 lira veriyor. Zarar makinesine dönüşüyor. O yüzden kestiriyor. Bu yarın öbür gün artık kesilecek süt hayvanı kalmayınca talep arttığı sırada bu sefer besiciliğe de zarar verecek. Yine dışardan et ithalinin gündeme geldiği bir süreci de Türkiye’ye yaşatacak. Yem 80 lirayken 38 liraya hayvan kestiriliyordu yem 160 lira yine 39-40 lira. Orada da besicilik açısından çok büyük zarar var. Süt hayvanlarını kestirmek zorunda olanlar açısından ben şunu söylüyorum –ben köylü çocuğuyum Manisa’dan- yıllarca sütünü sağdığı hayvanı artık yaşından dolayı veya başka sebepten o evden kesime götürürlerken bütün ev ağlar. Böyle evden süt ineği kesime giderken evin kadınları ağlar, gözyaşlarını tutamazlar. Böyle acı bir şeyden bahsediyoruz. Burdur’da takır takır süt için yetiştirilen hayvanlar kesime gönderilecek. Çünkü artık sürdürülemez hale gelmiş. Bunu çok önemsiyoruz.
BURDUR, AFET BÖLGESİ İLAN EDİLSİN!
Bu şartlarda kuraklığın vurduğu, süt hayvancılığının sürdürülemez hale geldiği, süt hayvanlarının kesime gitmenin eşiğine geldiği şartlar içinde kıvranan Burdur’dan Hükümete seslenen Başkanvekili Özer, “Burdur’un bu kuraklığı afet noktasına geldi. Burdur’un hızlı bir şekilde afet bölgesi ilan edilip özellikle hayvancılıkla geçinenlere mutlaka hayvanlarını beslemeleri sürdürmeleri için çok önemli bir destek verilmesi lazımdır. Biz yemin yüzde 50’sinin devlet tarafından karşılanmasını istiyoruz. Başka türlü bu işin içinden çıkılmaz. Yemin yüzde 50’sini devlet karşılasın –hiç olmazsa şu kuraklık geçene kadar; bu 2 sene atlatılana kadar; hayvanlarımızı kasapların elinden kurtaralım, hayvanlar kesilmesin. İnsanlar da açlık ve yoksulluk çekmesinler” çağrısında bulunarak sözlerine son verdi.


- BURDUR’u Tıp Fakültesi kuruluş sevinci ve heyecanı sardı
- TÜRK-İŞ süresiz oturma eylemine gidiyor
- Kifayetsiz muhteris yöneticinin ülkesine ve halkına verdiği zarar
- Jandarma yangına yönelik devriye atıyor
- Erdoğan’dan çiftçiye yeni kredi paketi müjdesi
- Cuma’da ders gibi hutbe: “Kamu hakkı dokunulmazdır”
- Yazarımız, Sagalassos’ta tarihi dokudaki tahribatı altı maddede gösterdi
- Hükümet krizin yükünü emekçinin sırtına yükleme kararından vazgeçmiyor