Partilerden İdlip krizi açıklamaları

AK Parti İl Başkanı Volkan Mengi’nin şunları söyledi:

Değerli Basın Mensupları

Türkiye’nin milli güvenliğini sağlamak, Suriye’de insani bölge oluşturarak göç dalgalarını önlemek ve aynı zamanda ülkemizin bütünlüğüne kastetmiş terör örgütlerine geçit vermemek için İdlib’de görevli kahraman askerlerimize yönelik hain saldırı milletimizi derinden üzmüştür. Bu saldırıda şehit düşen 33 kahraman askerimize Allah’tan rahmet, yüce Türk milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralı askerlerimize Yüce Rabbimden acil şifalar diliyorum.

İdlib’de meydana gelen bu alçak saldırı nedeniyle ilimizde hafta sonu ziyaretlerini gerçekleştirecek olan Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’un programı, parti programlarımız, belediyelerimizin etkinlik ve programları iptal edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu kalleş saldırının hesabını en ağır şekilde sormaktadır ve sormaya devam edecektir.

Yüce Türk Milletimizin Başı Sağ olsun.

Volkan MENGİ

AK Parti Burdur İl Başkanı

Vatan Partisi İl Başkanı Hayat Harputlu Aşkar ve Yeşilova İl Başkanı İbrahim Kılınç şunları söyledi:

Milletimizin başı sağolsun. Tüm Türkiye ve Türk milleti olarak tek yüreğiz, tek bilinçteyiz.

Ancak bu olağanüstü şartlarda yüreğimizin yanmasından önce devlet aklıyla hareket etmemizin ve soğukkanlı davranmamız gerektiğinin bilincine varmamız gerekmektedir.

Suriye, İdlib’te ABD ve İsrail’in arzu ettikleri yaşanmaktadır.

İdlib, bir ABD-İsrail tuzağıdır.

ABD-İsrail, Türk ordusunu Suriye ve Rusya ile çatıştırma ve Türkiye’yi Astana sürecinden çıkararak yalnızlaştırma, komşularıyla arasına fitne sokma peşinde koşmaktadır.

Türkiye, Suriye krizinde çözümü komşuları İran ve Rusya ile birlikte aramalıdır.

Vurgulama, şehit sayısına ve ölü yarıştırmaya değil, Türk milletinin binlerce yıllık dünya tarihini yönlendirmiş büyük devlet ve insanlık tarihini etkilemiş imparatorluk yönetme aklına, birikim ve bilincine yapmak gerekmektedir.

Türkiye, 2015’ten beri çok zekice politikalarla bugünlere geldi. Karşı karşıya olduğumuz büyük sorunların üstesinden geldi. PKK’yı kazdığı hendeklere ve ilan ettiği “özerklik” çukuruna gömdü. Fırat kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarıyla ABD-İsrail terör koridorunu darmaduman etti. Bunları devlet aklı ve büyük devlet olma bilinciyle yaptı.

Şimdi hamaset ve intikam duygularıyla hareket etme zamanı değildir.

Ordumuza ve milletimize güveniyoruz.

Türkiye’ye yönelik tehdidin nereden geldiğini saptayacak ve ona uygun davranışları geliştirecek kurmaylık bilincine sahip olduğuna inanıyoruz.

Enerjimizi terör örgütlerine, PKK ve FETÖ’ye yönlendirmeliyiz.

Terör örgütlerine karşı mücadelemiz, komşularımıza karşı bir mücadeleye dönüşmemelidir.

Komşularımızla mücadeleden Türkiye’ye hayır gelmez.

İdlib krizinde, ABD ve İsrail, PKK ve FETÖ’nün ellerini ovuşturmakta olduğunu görmeliyiz.

Kudüs’te kararlı ve doğru tavır alan İran, Suriye ve Rusya ile karşı karşıya gelerek Kudüs’teki kırmızıçizgiyi savunamayız?

Basra Körfezi’nden Doğu Akdeniz ve oradan Karadeniz’e kadar oluşan cephe hattında dostu düşmanı doğru saptamak, başarıya odaklanmanın ön şartıdır.

Bu hatta bütünsel bir strateji yerine farklı yerlerde farklı tutum takınmak başarısızlık getirir. Dosta güvensizlik, düşmana sevinç verir.

Bütün cephelerde Türkiye’nin karşısında ABD, İsrail ve üzerimize sürdükleri piyonları var.

ABD, İsrail, GKRY ve Yunanistan askeri bir ortaklık kurarak namlularını vatanımıza döndürmüş durumdalar.

Böyle bir sürece ABD ve NATO’yu davet etmek tuzağa düşmek demektir.

Türkiye, 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi bu krizden de devlet aklıyla, ordu-millet birlikteliği ile bölge ülkeleriyle işbirliği içinde çıkmasını bilecektir.

Türkiye, ABD ve İsrail’in kurduğu tuzağı boşa çıkaracaktır.

Türkiye, krizi, Rusya ve Suriye ile çözme cesaret ve basiretini gösterecek büyük devlet aklı, birikim ve bilincine sahiptir.

Herkesi ABD-İsrail tuzak ve tertiplerine karşı birliğe, Devlet aklına ve kararlılığa çağırıyoruz.