Resmi nikâh kıyma yetkisinin imamlara da verilmesine sert tepki

Burdur ADD Şubesi Yönetim Kurulu, Atatürk Cumhuriyeti’nin kazanımlarını, ilke ve devrimlerini yoketmeye kararlı zihniyetin yeni bir saldırısı olarak değerlendirdiği, il ve ilçe müftülüklerine, dolayısıyla imamlara da nikâh kıyma yetkisini veren yasa tasarısına sert tepki gösterdi.

EN ÇOK KADINLAR HAK KAYBINA UĞRAYACAK

Laikliğin içini oyan, Devrim Kanunları’na aykırı düşen, en çok kadınların hak kaybına uğramasına sebep olacağı belirtilen il ve ilçe müftülerine nikâh kıyma yetkisi verilmesi girişimine sosyal medya hesabından sert tepki gösteren Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Burdur Şube yönetimi, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ile il ve ilçe müftülerinin evlendirme memurları arasına eklenmesi ve kendilerine evlendirme yetkisi verilmesi söz konusudur. Amaç, müftülükler tarafından kıyılacak nikâhın da resmileştirilmesi ve giderek belediye nikâhının yerini alacak olmasıyla ilgilidir” şeklinde görüş belirtti.

ANAYASA’NIN DEĞİŞTİRİLEMEZ, DEĞİŞTİRİLMESİ

TEKLİF DAHİ EDİLEMEZ 2’NCİ MADDESİNİN İHLALİ OLACAKTIR

Tasarının yasalaşması halinde, Anayasa’sının, Türkiye Cumhuriyeti’nin, “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” olduğu belirtilen ve değişmez, değişmesi dahi teklif edilemez 2’nci maddesinin açıkça ihlal edilmiş olacağı ileri sürüldü.

ADD Burdur Şube Yönetim Kurulu, dinsel nikâhı resmileştiren, Anayasa’nın 174/4’ncü maddesiyle koruma altına alınmış olan Devrim Kanunları’na, dolayısıyla Anayasa’nın özüne aykırı olduğu ileri sürdüğü bu düzenleme hakkında şu görüşleri ileri sürdü:

TÜRKİYE’NİN MEVCUT EVLENME İŞLEMLERİYLE İLGİLİ BİR MESELESİ YOKTUR

“Bütün il ve ilçelerde belediyelerin evlendirme işlemlerini gerçekleştirmeye yetkili memurlarının mevcut olduğu, köylerde de bu yetkinin muhtarlara ait olduğu bir gerçektir. Ayrıca da bu güne kadar evlenme işlemleri ile ilgili olarak toplumda bir sıkıntı olduğuna ilişkin bir tablo da bulunmamaktadır.

Ülkenin böyle bir sorunu bulunmamaktadır.

Müftülerin görev ve yetkileri yasa ile düzenlenmiştir. Müftüler, İslam dinine ilişkin olarak din işlerine bakan, fetvaları insanlara bildirmekle görevli memurlarıdır. İslam dini görevlisi olan müftülere nikâh kıyma yetkisi verilmesi, laiklik ilkesi ile asla bağdaşmaz.

Müftülük nikâhını resmileştirmek laik düzeni doğrudan tehdit etmektir.

Yineleyelim; Bu tasarı ile amaç, devlet idaresine din kurallarını dâhil etme çabası ve din ile devlet işlerini iç içe sokma niyetidir.”

AMAÇ, DİNSEL NİKAHIN RESMİLEŞTİRİLMESİDİR

Hedefin Cumhuriyet’in temel ilkelerinden olan laiklik olduğunu, amacın “belediye memurları ve muhtarlara ait olan resmi nikâh kıyma yetkisinin müftülere de verilmesi suretiyle dini nikâha resmi nitelik kazandırmak olduğu”nun altını çizen açıklamada, “ayrıca önemle vurgulanması gereken bir nokta da, evlenmenin yapıldığına dair bildirme yükümlülüğü de ortadan kalkacağı için kutsal aile kavramı da yok edilmektedir” denildi.

AİLE VE EVLİLİK KURUMU, MEDENİ

KANUN’UNLA SAĞLANAN GÜVENCELERDEN MAHRUM KALACAKTIR

Tasarının yasalaşması sonucu, “hukuki ve idari sorunların doğmasına yol açacağı ve toplumun temeli olan aile ve evlilik müessesesinin Türk Medeni Kanunu’nun sağladığı güvencelerden uzaklaşacağı, şer’i hukuka teslim olacağı” belirtilen açıklamada, “ayrıca bu tasarı, Kadınlarımızın Cumhuriyet Yasaları ile edinmiş olduğu erkeklerle eşit hakların da, bir dizi uygulama ile ellerinden alınacağının göstergesidir” şeklinde değerlendirmede bulunuldu.

Açıklamada şu görüşlere yer verildi:

ÇOCUK GELİNLERİ YAYGINLAŞTIRACAK BİR UYGULAMA OLACAKTIR

“Günümüz Türkiye’sinde kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesi gibi, TCK’da suç sayılan bir büyük toplumsal problem ile karşı karşıya olduğumuz halde, bu problemin dayanağı olan yasaların suç saydığı bir eylem, “din kurallarına dayalı evlilik birliği” resmileştirilerek, bu ve bunun gibi sorunlara yasal kılıf uydurulması esef vericidir.

“Resmi nikâh ile dini nikâhın yarıştırılacağı bir ortam yaratılacağı da açıktır.

“Laik Devlet ve toplum düzenini tahrip etmeye yönelik, Anayasaya açık aykırı bu taslak Meclis’te yasalaşmadan derhal geri çekilmelidir.”

Muhalefet partilerini, taslağın Genel Kurul’a gelmesinin önlenmesi için ortak mücadeleye, bütün Cumhuriyetçilere, vatanseverlere mücadele çağrısı yapan açıklama, 2019 yılının, “demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin devrimci yapısıyla yeniden kazanacağı bir yıl olmalı” isteğinin ilanıyla son buldu.

 

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.