
Siyasallaşmış ve Bağımsızlığını Kaybetmiş Adliyenin Kanıtı
Başsavcılık, soruşturma dosyasını tamamlamak için ODATV gazetesine bir müzekkere gönderiyor. Müzekkerenin içeriği, gazetede 31 Mart 2017 tarihli, iki velinin Bodrum Turgut Reis Anadolu Teknik ve Meslek Lisesi uygulama otelinde iki müdürün hayat kadınlarıyla âlem yaptığını Cumhurbaşkanına şikâyet ettiği haberiyle ilgilidir. Savcı, gazeteciye haber kaynağını soruyor.
Savcılık müzekkerede, gazeteye habere konu olan bilgileri ve malzemeleri nereden ve nasıl elde ettiğini soruyor. Yani gazeteye kaynağını soruyor. Başsavcılık, yüz kızartıcı suçu araştıracağına ve soruşturacağına, habere konu olan bilgileri ve kimlik bilgilerini de içerecek evrakın Başsavcılığa gönderilmesini, aksi takdirde gazete hakkında adli işlem başlatılacağı “uyarı”sı da yapıyor.
GAZETE VE GAZETECİNİN
KAYNAĞI NAMUSUDUR; ONUN GİZLİLİĞİNİ KORUR
Bir gazete ve gazetecinin kaynağı namusudur. Namusunu korumazsa ciddiye alınmaz.
Basın meslek ilkelerinin 10’uncusu, gazetecinin, “kamuoyunu kişisel, siyasal, ekonomik vb nedenlerle yanıltmayı amaçlayan”lar hariç “kaynaklarının gizliliği”ni koruması mecburiyetidir.
GAZETECİ AHLAKININ DÜSTÜRLARI
Türk gazetecilerinin anayasası niteliğindeki Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde, Gazetecinin temel görevleri ve ilkeleri bölümünün 9’ncu maddesinde de, “gazeteci kendisine güvenilerek verilmiş bilgilerin, belgelerin kaynaklarını, kendileri izin vermediği sürece, mesleki gizlilik ilkesi uyarınca, hiçbir şekilde açıklamaz” denilmektedir.
Bunlar gazeteci ahlakının düsturlarıdır.
5187/12. MADDE: “GAZETECİ, HABER KAYNAKLARINI
AÇIKLAMAYA VE BU KONUDA TANIKLIK YAPMAYA ZORLANAMAZ”
Öte yandan Başsavcılığın bizden iyi bilmesi gerekir. 5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 12’nci maddesinde, “süreli yayın sahibi, sorumlu müdür ve eser sahibi, bilgi ve belge dâhil her türlü haber kaynaklarını açıklamaya ve bu konuda tanıklık yapmaya zorlanamaz” denilmektedir.
Adliye, FETÖ tasallutundan kurtarıldı derken şimdi de siyasallaşmış ve AKP’leşmiş bir adliye ile karşı karşıyayız. Basın organlarında, Türk adliyesindeki toplam 18 bin hakim ve savcının yarısı tutarında yeni tayin edilenlerin büyük çoğunluğunun geçmişte şu veya bu şekilde AKP örgütlerinde çalıştıkları, AKP il ve ilçe başkanlıkları yaptıkları yazılıp çiziliyor. En son olarak birkaç hafta önce Atatürkçü hâkim ve savcıların atamasının engellendiği iddiasıyla çıkan yoğun tartışma sonucu 1000 hâkim ve savcı atamasının ertelendiği haberleri de görüşümüzü kanıtlar niteliktedir.
Bana ceza veren hâkim, haberleri kimden ve nasıl aldığımı sorduğunda “gazeteci haber kaynağını söylemez, namusudur” dediğimde hiç ses çıkarmamıştı. Olay, 15 Temmuz öncesindeydi ve toplum ve adliye kaynıyordu.