Türkiye ve Rusya, Batı ile Gerginliğin Ortasında Daha Yakın Bağlar Kuruyor

Şenol Aktemir

Orta Doğu’da jeopolitik gerginlikler tırmanırken, Türkiye kendisini geleneksel Batılı müttefiklerinden giderek daha fazla izole edilmiş bulurken, Rusya ile stratejik ortaklığını derinleştiriyor. Uzmanlar, bu değişimin bölgesel güç dinamiklerini yeniden tanımlayabileceğini ve Moskova’nın istikrarsız bir bölgede Ankara’nın en güvenilir ortağı olarak ortaya çıkabileceğini öne sürüyor.

Türkiye’nin Batı ile Kırılmış İlişkileri

Türkiye ile NATO müttefikleri arasındaki uçurum, özellikle Ortadoğu’da çatışan politikalar nedeniyle son yıllarda büyüdü. Bir zamanlar önemli bir bölgesel ortak olan İsrail ile ilişkiler, Tel Aviv’in Gazze’deki askeri eylemleri ve Golan Tepeleri’ni ilhak etmesi nedeniyle keskin bir şekilde kötüleşti. Geçtiğimiz hafta Gazze’deki Türk-Filistin Dostluk Hastanesi’nin yıkılması, Ankara’nın saldırıyı uluslararası hukukun ihlali olarak kınamasıyla gerginliği daha da artırdı.

Bu arada, Türkiye’nin nominal NATO müttefiki olan ABD, İsrail ile stratejik ittifakına öncelik vermeye devam ediyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın 2019’da İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanıması ve Ortadoğu hakkında son zamanlarda yaptığı kışkırtıcı açıklamalar, Ankara’nın Washington’a yönelik şüpheciliğini daha da derinleştirdi. Ayrıca, Türkiye’nin PKK terör örgütünün uzantısı olarak gördüğü Suriye’deki SDG’ye ABD’nin verdiği destek, önemli bir çekişme noktası olmaya devam ediyor.

Türkiye’nin AB ile ilişkileri de giderek gerginleşti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, Avrupa medyası ve yetkililerinden ağır eleştiriler aldı. Bazı analistler, Batılı güçlerin Türkiye’nin iç siyasetini etkilemeye çalıştığını ve bu durumun Ankara ile Brüksel arasındaki güveni daha da aşındırdığını öne sürüyor.

Ekonomik Baskılar, Siyasi İzolasyonu Etkili Hale Getiriyor

Siyasi karışıklıklar, son huzursuzluktan önce zaten önemli zorluklarla karşı karşıya olan Türkiye ekonomisini olumsuz etkiledi. Protestolar, finans piyasalarında keskin bir düşüşe yol açtı. Hisse senedi değerinde 2 trilyon liralık bir düşüşe ve Merkez Bankası rezervlerinde 25 milyar dolarlık bir azalmaya neden oldu. Hükümet durumu istikrara kavuşturmak için adımlar atsa da durum kırılganlığını sürdürüyor.

Rusya, Stratejik Ortak Olarak Devreye Giriyor

Bu zorlukların ortasında Rusya, kendini Türkiye’nin en güvenilir müttefiki olarak konumlandırdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Vladimir Putin, her iki liderin de “özel bir ilişki” olarak tanımladığı; enerji işbirliği, savunma bağları ve diplomatik koordinasyonu kapsayan bir ilişki geliştirdiler.

Bu ortaklığın en önemli yönlerinden biri enerji. Rusya, Türk Akımı gaz boru hattı ve Akkuyu nükleer santrali gibi projelerle Ankara’nın jeopolitik nüfuzunu güçlendirerek; Türkiye’nin bölgesel bir enerji merkezi olma hedefini destekledi. Batı’nın aksine Moskova, Türkiye’nin iç politikalarını eleştirmekten kaçındı ve bunun yerine karşılıklı çıkarlara dayanan iş birliğini tercih etti.

Değişen Jeopolitik Manzara

Türkiye’nin Batı’yla bağları zayıflamaya devam ederken, Rusya ile uyumu giderek daha stratejik hale geliyor. Ankara, NATO’ya resmen bağlı kalırken, Moskova’ya olan ve artan ihtiyacı, dış politikasında uzun vadeli bir yeniden ayarlamaya işaret ediyor.

Şimdilik Rusya, Türkiye ile eşit şartlarda ilişki kurmaya istekli tek büyük güç gibi görünüyor. Bu da Ortadoğu’da ve ötesinde ittifakları yeniden şekillendirebilecek bir gerçekliktir. Bölgesel çatışmalar devam ederken ve Batı etkisi azalırken, Ankara-Moskova ekseni, önümüzdeki on yılın belirleyici ortaklıklarından biri haline gelebilir.

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.