
“Arkaya bakmadan yürüme”nin huzuru
İnsanlık ve toplumlar tarihinde göl kenarlarında ve ırmak boylarında tarım devrimini gerçekleştirerek medeniyete geçen ancak devlet kurmada beceri sahibi olamayan sahil halklarının tepesine çökerek tarihte ilk defa olarak medeniyeti devletle taçlandıran Öntürk atalarımızdır. Bu becerinin kaynağı Karadeniz ve Hazar Denizi’nden bugünkü Moğolistan topraklarına kadar uzanan uçsuz bucaksız “ilkel sınırsızlığı”nda uzayıp giden bozkır coğrafyasında MÖ 4. bin yıllarında, günümüzden 6.000 yılı aşkın bir süre önce vahşi at sürülerini evcilleştirmeye başlayan antik Türkler, “kök atalarımız” İskit-Sakalar göçebe toplumun en üst ve son şaması olan atlı çoban kültürünü yaşıyorlardı. Devlet kuruculuğu ustalığının dinamizmi işte bu toplumsal ekonomik hakikattir. Ve insanlık tarihinde bu gelişme yalnızca Türklere özgü bir olaydır. Ve ünlü tarihçi, Türkolog Roşanyi’nin de belirttiği gibi, “Atlı nomad (göçebe) kültürü yerleşmiş kültürden üstündü.” (Laszlo Rasonyi, Doğu Avrupa’da Türklük, S. 32) Medeniyeti yaratmış, tarım devrimini gerçekleştirmiş, köyler, kentler inşa etmiş, devletsiz sahil halkları atlı çoban kültürüne 1500-2000 yıl sonra ulaşabilmiştir.
İşte kök atalarımızdan başlayarak tarihte ilk devlet kuruluşunu gerçekleştirmiş Öntürk atalarımız, Orta Asya’da askeri demokrasi döneminde (Kahramanlık çağında) kurulup dağılan kabile konfederasyonlarında hakim etnisitenin gözü herdaim kentler üzerinde olmuştur. Toplumsal ve siyasi hakimiyet için öncelikle kentlerin ele geçirilmesinin belirleyiciliği dönemin şeflerinin (konfederasyon başkanının, hanının, Şanyünün vs.) önceliği olmuştur. Çünkü zenginlikler ordadır. Ve toplumsal ilerlemenin gidişatı da ordadır.
Hiç kuşkusuz bir kenti inşa etmek kadar onun varlığını sağ salim, sulh ve sükun içinde sürdürmesini sağlamak da beka için belirleyici önemdedir.
Türkler inşa ettikleri kentlerin temizliğine, tertip düzenine, düzgün ve huzurlu olmasına olduğu kadar özellikle güvenliğine de özel olarak dikkat etmişlerdir.
Ama günümüzdeki belediye başkanları aşırı derecede hoşgörülü tutum takınıyorlar.
Örneğin kaldırımların yayalara ait olması kuralı sürekli ihlal edilen, sürekli çiğnenen bir kuraldır bizim kentlerimizde.
Burdur’da ve kentlerimizin çoğunda, sokaklarda ve caddelerde yayaların rahat ve güvenli hareket etmesi için ayrılmış yol olmasına rağmen kaldırımlarda ya esnafın ürünlerinin işgali altındadır ya da yayalarla birlikte motosiklet, bisiklet, hatta bazen araçlar bile kullanabilmektedir. Özellikle elektrikli elektriksiz bisikletler ve mobilet ve motosikletler yayalar için çok büyük hayati tehlike yaratmaktadırlar. Kaldırımların işgali ve usulüne uygun kullanılmaması hem kamu güvenliği hem de yayaların rahat hareket etmesi açısından önemli bir meseledir.
Necip Fazıl,
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Diyen “Kaldırımlar” şiirinde, “arkaya bakmadan yürüme”nin mümkün olması kaldırımın sadece ama sadece yayalara mahsus olmasındandır.
Burdur kaldırımlarında yürürken Necip Fazıl’ın şirindeki “arkaya bakmadan yürüme” rahatlığına ve huzuruna ulaşmak imkansızdır. Çevrenden ansızın geçen bir bisikletlinin, bir motosikletlinin çarpmayacağının teminatı yoktur. Yanından habersiz ansızın geçivermesinin verdiği tedirginlik ve ürperti, korku cabası! Bu konuda Trafik Polis Müdürlüğü de Belediye Başkanlığı da görevini yapmamaktadır. Polisin görevini savsaklamasının nedenlerini bilemiyorum ama Belediye Başkanlığının oy kaygılarıyla göz yumduğu somut bir gerçektir.
Belediyelerin Kabahatler Kanunu`na göre kaldırımları işgal etme, yaya kaldırımını bisiklet ya da motosikletle kullanma gibi durumlar için 200 lira ila 9 bin lira arasında cezaî işlem uygulaması gerekiyor.
Motorlu araç kullanımı ise, trafik güvenliğini tehlikeye sokmak ve yayaların hakkını ihlal etmesi gerekçesiyle 3.000 TL ile 6.000 TL arasında idari para cezası ile cezalandırılabilir.
Kaldırım işgali ve benzeri durumlar Belediyeler Kanunu, Kabahatler Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Zabıta Yönetmeliği gibi birçok mevzuatı ilgilendirmektedir.
Bu konuda örnek belediye olarak Midyat Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’nün kaldırımlarla ilgili bir uygulamasının videosu medyada trend yapmıştı.
Daha önce yapılan uyarılara rağmen kaldırımları işgal eden “unsurlar”ın, Midyat Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekiplerince toplatıldığının videosu takdire şayandı.
Zabıta Müdürlüğü ekiplerinin yaya güvenliğini ve kent düzenini korumak adına gerekli işlemleri yapması, Midyatlı vatandaşların kent içinde rahat ve güvenli hareket edebilmesi için denetimleri kararlılıkla süreceklerini belirten Zabıta Müdürünün sözleri insana huzur vermektedir.
Darısı Burdur’umuzun başına!

- ANTGİAD YENİ OFİSİNİ TÖRENLE AÇTI
- Yaya güvenliği ve kent düzeninde belediyenin rolü ve önemi
- “NATO’culuk bu ülkenin zinciridir”
- Burdur Belediyesi’ne ödül
- Fakir Baykurt’a, Akçaköy’den vefa
