100 bin imza tartışması yayılıyor

Vatan Partisi’nden 100 Bin imza açıklaması: Dilekçe hakkımız gasp edilemez

Ülke şimdiden seçim sathına girmiş durumda. Yasada, 2019!daki Cumhurbaşkanlığı seçiminde, parti üyesi olmayanların 100 bin imza toplayarak Cumhurbaşkanı adayı olabilecekleri belirtiliyor. İmzalara noter şartı getirilmesi halinde 15 milyon liraya kadar devasa bir masraf ortaya çıkarabileceği ileri sürülüyor. Bu durum kamuoyunda tartışma yarattı.

Konu Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaretinde gündeme geldi. Karamollaoğlu, Saadet Partisi’nin uyum yasalarında bu konuyla ilgili teklifini, “Cumhurbaşkanı adayı göstermek için 100 bin imzanın gerekli olmasıyla ilgili öneri şeffaf ve kolay olmalı. Seçme hakkı olan herkes adaylık için imza verebilmeli, imza süreçleri ilçe seçim kurulları tarafından yürütülmeli, imza verenler hiçbir mali ve siyasi sorumluluğa sokulmamalı ve imza verenlerin kişisel bilgileri hiçbir makam ile paylaşılmamalıdır” şeklinde formüle etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa’ya hareketi öncesi Atatürk Havalimanı’nda gazetecilerin bu konuyla ilgili sorularını, “eğer 100 bin imzası toplamaktan uzaksa bir siyasi hareket, o zaman bunu yapmasına da gerek yok. 100 bin imza toplayamıyorsa, zaten bu yolda bu mücadeleyi vermek de zor bir iş, yürümez” cevabını verdi.

Saadet Partisi’nin 100 bin imzaya noter şartının külfetli ve altından kalkılmaz olduğu konusundaki eleştirisine de değinen Erdoğan, “maliyetleri çok yüksek filan… Buradan olaya giriyorsa maliyet konusunda noter masrafları filan onların sorunu. Bu konuda kararı iktidar partisi tek başına vermedi ki, ziyaret ettiği kişi de bu işin içinde. Parlamentoda tartışıldı edildi, karar bu şekilde verildi” diye konuştu.

Hukukçular ise bu konuda düzenlemenin yapılmasının zorunluluğuna dikkat çekiyor.

NOTER ŞARTI SEÇMEN VE SEÇİLME HAKKINI ENGELLER

DHA’nın yaptığı bir soruşturmada, Ceza hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen, 100 bin seçmenin adayını nasıl göstereceği konusunda henüz bir uyum kanunun çıkmadığını ifade etti. Şen, “biz şu anda kanunu görmedik. Buna uyum kanunu diyebiliriz. Yani o 100 binin ne şekilde ortaya koyulacağı, ne şekilde o imzaların toplanacağı, yedieminler vasıtasıyla mı toplanacak, noter vasıtasıyla olabilme ihtimali var veya yok. Var evet ama çok pahalı olabilir, masraflı olabilir. Bu seçme hakkını, seçilme hakkını engeller” dedi.

Tartışmaya Vatan Partisi de müdahil oldu.

Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan, Tayyip Erdoğan’ın 100 bin imza toplanması konusundaki sözlerini değerlendiriyor.

Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan, TÜRK-İŞ Genel Merkezi’nde düzenlediği basın açıklamasında Erdoğan’ın dün yaptığı açıklamalara yanıt verdi.

ANAYASANIN MADDESİ AÇIKTIR

Sosyal medyada canlı yayın da yapılan basın açıklamasında Utku Reyhan, 16 Nisan halkoylamasını müteakiben Anayasa’da Cumhurbaşkanı adayının nasıl gösterilebileceğine dair üç metot belirlendiğini belirterek bu metotları şöyle sıraladı:

“Birincisi, mecliste grubu bulanan partiler aday gösterebilmektedir.

“İkincisi, son genel seçimde geçerli oyların en az %5’ini almış partiler tek başına ya da ortaklaşa aday gösterebilir.

“Üçüncüsü ise, Anayasa’nın 101’nci Maddesinden aynen aktarırsak, ‘En az 100 bin seçmen aday gösterebilir.’”

İlk iki metodun son derece açık olduğunu, uygulanacağıyla şekliyle ilgili bir tartışmanın bulunmadığını belirten Reyhan, “ancak en az 100 bin seçmenin hangi usulle bir kişiyi Cumhurbaşkanı adayı göstereceğine ilişkin henüz bir uyum yasası çıkartılmamıştır. Dolayısıyla buradaki belirsizlik sürmektedir. Partimizin 100 bin imzanın nasıl toplanacağına ilişkin önerisine geçmeden önce bazı noktaları belirtmek istiyoruz” şeklinde konuştu.

Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan konuşmasının devamında şunları söyledi:

VATAN PARTİSİ 100 BİN İMZANIN KAT KAT FAZLASINI TOPLAYACAKTIR

Vatan Partisi, hangi usulle olursa olsun, Cumhurbaşkanı adayı olmak için gerekli en az 100 bin imzanın kat kat fazlasını toplayacak ve milletimize millî bir iktidar seçeneğini sunacaktır. Vatan Partisi, Türkiye’nin Atlantikçi adaylarla Tayyip Erdoğan’a mahkûm edilmesine izin vermeyecektir. Bu tuzağı bozacağız!

Vatan Partisi’nin geçmişi başarılarla doludur.

Ergenekon ve Balyoz tertiplerinin çökmesi Vatan Partisi’nin başarısıdır!

Silivri duvarlarının yıkılıp Türk Ordusunun esaretten kurtarılması ve esaretten kurtulan ordumuzun PKK’yı hendeklere gömüp, Suriye’nin kuzeyinde Amerikan koridorunu yarması Vatan Partisi’nin başarısıdır!

Ermeni soykırımı yalanının Avrupa İnsan Hakları mahkemesi kararıyla tarihe gömülmesi Vatan Partisi’nin başarısıdır!

15 Temmuz 2016 gecesi hükümetten de önce kamuoyunun önüne çıkarak millete ve orduya güven vererek, ABD-FETÖ darbesinin bastırılmasını sağlamak milletimiz ve ordumuzla birlikte Vatan Partisi’nin başarısıdır!

FETÖ ile 40 yıl mücadele ederek, gladyonun ipliğini pazara çıkararak FETÖ’nün üzerine yürünmesini sağlamak Vatan Partisi’nin başarısıdır!

Türkiye’nin komşularıyla kanlı bıçaklı olduğu koşullarda, uçakların düşürüldüğü dönemlerde, komşularımızla yeniden işbirliğinin sağlanması Vatan Partisi’nin başarısıdır!

Türkiye’nin yönünü Atlantik’ten Avrasya’ya çevirmesi Vatan Partisi’nin başarısıdır!

Türkiye’de, bağımsızlığımızı hedef alan ABD’ye karşıtlığın yükselmesi Vatan Partisi’nin başarısıdır!

Atatürk’e sağdan soldan sövmenin serbest olduğu koşullardan, herkesin Atatürk’e sarıldığı günlere gelmemiz Vatan Partisi’nin başarısıdır!

TÜRKİYE’NİN TEK ÇIKIŞI VATAN PARTİSİ

Partimizin başarıları saymakla bitmez. Şimdi Türkiye’nin önünde Vatan Partisi’nin 5 maddelik programı durmaktadır.

1 – Vatan bütünlüğü sağlanacak, terörün kökü kazınacak.

2 – Borçlanma ekonomisinin yerini üretim ekonomisi alacak.

3 – Komşularımızla başta güvenlik ve ticaret olmak üzere her konuda işbirliği sağlanacak.

4 – Cumhuriyet devrimleri ve Aydınlanma her koşulda uygulanacak.

5 – Türkiye, Avrasya’da yükselen yeni insanlık dünyasında bağımsız ve özgür bir biçimde yerini alacak.

Bu 5 maddelik program Türkiye için zorunluluktur. Bu programı Vatan Partisi dışında kararlılıkla ve yalpalamadan uygulayabilecek bir siyasi güç yoktur. Milletimizin tamamını talebi olan bu zorunlu program, kendisini hayata geçirecek geçmişi başarılarla dolu partiyi ve Cumhurbaşkanını iktidara geçirecektir. Yani Vatan Partisi’ni!

ERDOĞAN, DEĞİŞTİRDİĞİ ANAYASAYI BİLMİYOR!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün yaptığı açıklamada 100 bin imzanın noter kanalıyla toplanması fikrine ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştur. Erdoğan, 100 bin imzanın noter kanalıyla toplanacağını ve bunun resmileştiğini belirtmiştir.

Hâlbuki 16 Nisan’da gerçekleştirilen Anayasa değişikliğinde 100 bin seçmenin “noter kanalıyla” aday gösterebileceğine ilişkin bir ifade bulunmamaktadır. 100 bin seçmenin hangi yolla aday göstereceğine ilişkin bir usul Anayasada belirtilmemiştir. Peki, Erdoğan neye dayanarak “noter” kararından bahsetmektedir? Yaptıkları anayasayı da mı okumamıştır?

ERDOĞAN’IN TBMM GÜNDEMİNDEN DE HABERİ YOK!

100 bin imzanın toplanma yöntemi, anayasamıza göre halkoylamasından sonra 6 ay içerisinde çıkartılması zorunlu olan uyum yasasıyla belirlenecektir. Oysa 16 Nisan halkoylamasının üzerinden 8 ayı aşkın bir süre geçmesine karşın uyum yasaları çıkartılmamıştır. Bırakın yasa çıkarmayı, ortada bir teklif, tasarı ya da taslak da yoktur.

Erdoğan, CHP dâhil meclisteki partilerin “noter” konusunda anlaştığını ve ortak karar verdiğini ilan ediyor. Ortada TBMM’ye gelen bir uyum yasası teklifi dahi olmadığı halde, Erdoğan hangi karardan bahsediyor? Öyle anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanı, Anayasayı bilmediği gibi, TBMM gündeminden de habersizdir.

DİLEKÇE HAKKINA ŞART KOŞULAMAZ

Seçmenlerin 100 bin imza toplayarak Cumhurbaşkanı adayı gösterme hakkına “noter şartı” konulamaz.

Anayasamızın dilekçe hakkını düzenleyen 74. Maddesi, vatandaşların kendileriyle ilgili dileklerini, örneğin dilediği Cumhurbaşkanı adayını göstermek gibi, ilgili makama iletme hakkını hiçbir koşula bağlamaksızın güvence altına almıştır.

“Noter şartı” Anayasamızın 10. Maddesinde belirtilen eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır.

“Noter şartı” Anayasamızın seçme ve seçilme hakkını düzenleyen 67. Maddesinin eşitlik şartına da açıkça aykırıdır. Seçmen, dilediği adayı gösterebilmek için noter ücreti ödemeye zorlanmaz. Yani seçmenin demokratik sürece katılımı, para verme şartına bağlanmaz.

Dolayısıyla “Noter şartı” neresinden bakarsanız bakın Anayasaya aykırıdır. Hükümeti Anayasa Mahkemesinden döneceği kesin olan böyle bir düzenlemeye gitmemesi konusunda uyarıyoruz.

VATAN PARTİSİNİN ÖNERİS

100 bin seçmenin Cumhurbaşkanı adayı göstermesi “dilekçe hakkı” kapsamında ele alınmalıdır. Anayasamızın 10, 67 ve 74. Maddelerine uygun olan budur. 100 bin imza toplama işinin, demokratik işleyişin bir gereği olarak en kolay yöntemle gerçekleştirilmesi ve uygulanabilir olması hukukun gereğidir.

Cumhurbaşkanı adayı olmak isteyen kişi, gerekli şart olan en az 100 bin adet imzalı dilekçeyi seçmenden toplayarak seçim takvimi içerisinde Yüksek Seçim Kurulu’na teslim etmelidir. Dilekçelerin altındaki imzaları denetlemek ilgili kurumun görevidir. Ayrıca dilekçe sahiplerinin bilgileri ilgili kurum tarafından başka kurumlarla paylaşılmamalıdır.

Bu yöntem, Anayasamızın eşitlik, seçme-seçilme ve dilekçe hakkı ilkelerine uygun biricik yöntemdir. Ancak bu yöntemle millet iradesi tecelli edebilir. Hükümeti, TBMM’de grubu bulunan partileri ve bütün milletvekillerini seçmenin iradesine ipotek koyacak, seçmenin haklarını kullanmasını yasa dışı şartlara bağlayacak antidemokratik önerilerden uzak durmaya çağırıyoruz.

Tekrar ediyoruz, Vatan Partisi, hangi yöntemle olursa olsun en az 100 bin imzayı toplayarak Türkiye’yi seçeneksiz bırakmayacak ve Milli Hükümete kavuşturacaktır.

 

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.