1915 SAVAŞ SUÇLUSU

“Harb-i Umumi’nin yegâne sebebi Türkleri Boğazlardan atmaktır”(İngiliz başbakanı Lloyd George)

“Bu savaşı seviyorum. Her saniye binlerce kişinin hayatını parçalayıp mahvettiğini biliyorum. Elden bir şey gelmez. Her saniyenin tadını çıkarıyorum.” (W. Churchill)

BBC’nin 2007’de yaptığı ankette “EN BÜYÜK İNGİLİZ” seçilmişti. Beyaz ırkın üstünlüğü inancını hiç gizlememiş, Hintlileri aşağı bir ırk olarak görmüştü. Ayrıca, Kürtlere, Afganlara ve “medenileşmiş kabilelere“ karşı zehirli gaz kullanımını savunmuştu.

1915’de Galler’deki grevci madencilerin gösterilerini ezmek için asker yollamıştı. Toynpandy’de 1910 yılında 500 madencinin yaralandığı ve bir madencinin öldüğü olaylarda sendika karşıtı tutumu da eleştiri almıştı. İskoç Parlemento’sunun bir üyesi de Churchill’in “soykırımcı olduğunu” “beyazların üstünlüğüne” inandığını ve Bengal’de (günümüzde Bangladeş ve Hindistan’ın bir kısmı) 1943’de 3 milyon kişinin ölmesine yol açan büyük açlıkta şahsen sorumluluğu bulunduğunu söyledi. “Secret War-Gizli Savaş” kitabına göre Churchill, Hindistan’ın tahıl ihtiyacını gidermeyi reddetmiş ve savaşa yardımcı olması için tahıl ihraç etmesinde ısrarcı olmuştu. Churchill Filistin’den sorumlu Devlet Bakanı Leopold Amery’ye “Hintlilerden nefret ediyorum. Berbat bir dine sahip, berbat bir halk, tavşan gibi ürüyorlar” demişti.

25 Nisan 1915’de başlayan deniz yoluyla boğazı geçemeyip, Gelibolu Yarımadası’na çıkartma yapmış olan İttifak devletleri Mustafa Kemal’in üstün sevk ve idareleri sonucunda acı bir şekilde yenilmiştir.

Guardian Gazetesi’nden Jhon Henley, Churchill önderliğindeki Gelibolu çıkarması için “Birinci Dünya Savaşı’nın en kötü tasarlanmış, en zayıf yönetilmiş ve en anlamsız çıkarması” ifadelerini kullanmıştır.

Dokuz ay kanlı kıyımın yaşandığı Gelibolu Yarımadası’nı almak için düzenlenen talihsiz operasyonda 29 bin İngiliz ve İrlandalı ile 11 bin Avusturya ve Yeni Zelandalı asker dâhil yaklaşık 58 bin asker hayatını kaybetti. Kendi vatanlarını savunan 87 bin Osmanlı askeri de bu anlamsız savaşta yaşamını yitirdi. Her iki taraftan en az 300 bin asker de ağır yaralandı.

Avustralya Başbakanı Abbot, Çanakkale için “bir bakıma bizim ulusal kimliğimizin yaratıldığı yerdi, fakat çok korkunç yaralar bıraktı. Ulusumuzun ilk kötü deneyimiydi. 8 bin Avustralyalı asker geri gelmedi” dedi.

Guardian Gazetesi, Çanakkale Savaşı’nı Churchill’in kariyerinde “uzun yıllar kötü iz bırakan büyük bir askeri bozgun” olarak tanımlarken Türkiye için de  “ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün Zaferi” diye niteliyor. Bu söz tabiki vatan savunması için yapılmıştır. Başka ülkelerin toprakları ve içişlerine burnumuzu sokmak maksadıyla yapılmadığının da altını çizmemiz gerekir.

Gelibolu Yarımadası’na çıkarma yapan düşman kuvvetleri askerlerinin milliyetleri de son derece enteresandır. İngiliz ve Fransızların yanı sıra Cezayir Berberileri, Senegal Zencileri, Avustralyalı, Kanadalı, Yeni Zelandalı ve Hintliler ne hikmetse üstümüze saldırmıştır. İstiklal Marşımızın Yazarı Mehmet Akif’i de burada anmadan geçmeyelim.

“Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvam-ı beşer kaynıyor kum gibi, tufan gibi. Mahşer mi hakikat mahşer, çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk. Sade bir hadise var ortada; vahşetler denk. Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela” diyerek günümüzde de “özgürlük savaşçıları” adı altında emperyalistlerin maaşlı elemanlarıyla silahlı çeteler kurup ülkelere çıkarma yapıldığını ne güzel anlatmış!

Bütün Emperyalist Devletler üzerimize saldırırken Anafartalar ve Arıburnu cephelerinde Yarbay Mustafa Kemal,  Ordu Komutanı Alman General Liman Von Sanders’e bütün mevcut kuvvetlerin emrine verilmesini istemiş, Alman General “çok gelmez mi?”  diye sorduğunda Mustafa Kemal  “az bile” diye cevap vermiştir.

Çanakkale Savaşı’nda bazı çevreler tarafından yok sayılmaya çalışılan MUSTAFA KEMAL ATATÜRK üstün savaş ve taktik becerileriyle büyük dehasını tüm dünyaya ilan etmiştir.

Çanakkale Savaşı’nda İtilaf Devletleri yenilgisinden sonra dünya tarihini etkileyen sonuçlar ne olmuştur? Esas bu kısmına bakmak lazım;

İtilaf devletlerinin bu yenilgisiyle “bitti tükendi” denilen Türkler için yeni bir dönem açılarak, Kurtuluş Savaşı başlamış,  emperyalizm ve ülkemizi bölme parçalama planları suya düşmüştür. İtilaf devletlerinin Çarlık Rusya’sına yardım ve lojistik destek götürme imkânları bitmiş, Lenin önderliğinde Bolşevik iktidarı kurulmuştur.

Filistin’i işgal edecek olan İsrail Devletinin kuruluşu 1948 yılına kadar ertelenmiştir. İtilaf devletlerine desteğe giden gönüllülerden oluşan SİYON KATIR BİRLİĞİ “ilk İsrail ordusu” Filistin’de kendilerine bir yurt kazanmak için bu savaşa katılmıştı. Siyon Katır Birliği Komutanı İrlandalı Yarbay J. Henry Patterson eşliğinde Gelibolu’da ağır yenilgiye uğramıştır. (Halen Netanyahu Patterson’un mezarını ziyaret eder, anma toplantıları düzenler.)

Tüm dünya milletleri, vatanını savunan milletlerin uluslararası mahkemelerde kanıtlanmış mücadelelerini parlamentolarında yargılayacağına (sözde Ermeni Soykırımı yalanlarıyla uğraşacağına) Çanakkale yenilgisinden sonra hiçbir orduevine sokulmayan ırkçı Churchill’in kendi zevkleri ve çıkarları için yarattığı kaos ve insanlık tarihinin en büyük dramı büyük katliam ve gereksiz savaş için sorgulama başlatmalıdır.

ÇANAKKALE MAZLUM MİLLETLERİN İNSANLIĞA DÜŞMAN EMPERYALİZME KARŞI ZAFERİDİR.

[3d-flip-book mode="thumbnail-lightbox" urlparam="fb3d-page" 
id="12654" title="false" lightbox="dark"]
Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.