Unutulan zafer: Kutul Amare

Türk ordusu 29 Nisan 1916 günü Irak topraklarında büyük bir zafere daha imza attı: Kutul Amare! Çanakkale Zaferi’nden sonra elde edilen en büyük zafer olan Kutul Amare’de 13 bin İngiliz askeri ile 500’e yakın içinde generalin de bulunduğu subay büyük bir kuşatmadan sonra esir alındı. Dünyayı şaşkına çeviren bu başarı, “İngilizlere, Çanakkale’den sonra atılmış ikinci büyük tokat” olarak nitelendirildi.

HEDEF BAĞDAT

Büyük kuvvetlerle Çanakkale’ye saldıran İngilizler, aynı tarihlerde de Arap topraklarında adım adım ilerledi. Çanakkale yenilgisinden sonra ağırlıklı olarak Arap Cephelerine kuvvet kaydıran İngilizler, bölgenin kalbi Bağdat’ı ele geçirmek istiyordu. General Tawshend komutasındaki İngiliz birlikleri, 24 Temmuz 1915 günü Bağdat’a doğru hücuma geçti. Bu ilerleyiş karşısında Irak Umum Kumandanı Nurettin Bey komutasındaki birlikler, 28 Eylül 1915 tarihinde İngiliz birlikleri karşısında Kutul Amare’den çekildi ve İngilizler burayı işgal ettiler. 22 Ekim günü ise İngiliz birlikleri Bağdat üzerine iki koldan yürümeye başladı. Bu birlikler Selman Pakt’ta, Nurettin Bey komutasındaki birlikler tarafından 22 Kasım günü durduruldu. İngilizler tekrar Kutul Amare’ye geri çekilmek zorunda kaldılar. 23 Kasım günü de Türk birlikleri hücuma kalktı. Akabinde şiddetli çatışmalar başladı. Zaman zaman Türk birlikleri geri çekilse de çatışma tüm şiddetiyle sürdü. Türk birlikleri 5 Aralık günü de Kutul Amare önlerine geldi. Aralık ayı boyunca çetin çatışmalar sürdü.

İNGİLİZLER KUŞATILDI

Türk birlikleri bu süre içinde İngilizleri tam manasıyla kuşatarak çember içine aldı. Bunu yarmak için İngiliz birlikleri zaman zaman takviye aldıysa da başarılı olamadı. Mart ayına kadar süren bu kuşatma sırasında İngilizler büyük kayıp vermeye başladı. Nehirlerden yapılan cephane ve yiyecek yardımı da yeterli olmadı. Buraların kontrolü de Türk birliklerinin elindeydi. İngilizler içinde huzursuzluk artmaya başladı. İngiltere’nin yeterince işi ciddiye almadığından da yakınıyorlardı. Bu yarma sırasında, Sabis bölgesinde Ali İhsan Bey komutasındaki birliklerle de çarpışmalar meydana geldi. Sabis Meydan Muharebesi olarak da tarihe geçen bu çatışmalarda, Türkler büyük başarı elde etti. 10 Mart 1916 günü zor durumda kalan İngiliz birliklerine, Türk Komutanlığı tarafından “teslim ol” çağrısı yapıldı. İngilizler buna 6 Nisan günü büyük bir saldırıyla karşılık verdiler. Yarma harekâtına giriştiler, ancak başarılı olamadılar ve çok büyük kayıplar verdiler.

‘BALTACI DEVRİ GERİDE KALDI’

9 Nisan 1916 günü İngiliz Komutanı Tawshend’e, Halil Paşa’nın “teslim ol” çağrısı gitti. General buna, “Türkler muharebe sahasında daima iyi asker ve necip insandırlar; fakat ben henüz teslim olmayı düşünmüyorum” cevabını verdi. İngiliz birlikleri 22 Nisan günü General Tawshend komutasında 5 bin kişilik bir birlikle hücuma geçtiler. Bundan da sonuç alamadılar. 3 bin ölü vererek geri çekildiler. Arada Hali Paşa’ya rüşvet teklif ederek kuşatmanın kaldırılmasını istediler. Hali Paşa da teklife şu anlamlı cevabı verdi: “Baltacı devirleri geride kaldı!”

Bu hücum ve tekliften sonra sonuç alamayacaklarını anlayan İngilizler teslim bayrağını çektiler. General Townshend, 29 Nisan 1919 günü Saat 13.35’te, İngiliz Avrupa Kuvvetleri Karargâhına gönderdiği telgrafta, “Kut’daki muhafızlarımızı almak üzere bir Türk alayı yaklaşmaktadır. Hem kalenin hem de şehrin üzerine beyaz bayrağı çektim. Taburlar saat 2’de Şumran yakınındaki kampa girmeye başlıyorlar. Biz telsizi yavaşça imha ediyoruz ki, bu iş yapılmaya değer. Kut’dan bütün gemiler ve istasyonlara elveda ve hepinize iyi şanslar” dedi.

10 BİN ŞEHİT VERDİK

İngiliz birlikleri ellerindeki topları imha ettikten sonra 13 general, 481’i subay olmak üzere 13 bin 300 kişilik mevcuduyla kayıtsız ve şartsız olarak Türk kuvvetlerine teslim oldular. İngilizler burada 30 bin de kayıp verdiler. Birliklerimiz ise 350 subay ve 10 bin erini şehit verdi.

6’ncı Ordu Kumandanı Mirliva Halil Paşa, ordusuna şu mesajı çeker: “Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale’de, ikinci zaferi burada görüyoruz.” Teslimden sonra ise, “Bugüne ‘Kut Bayramı’ namını veriyorum” der.

KOMUTANLARA İSİM HATIRASI

Türk zaferi Avrupa’da tam manasıyla şok etkisi yarattı. Gazeteler “İngilizler Çanakkale’den sonra en büyük hezimete uğradı” değerlendirmesinde bulundular. Diğer cephelerdeki yenilgiler ve yanlış sevk ve idare bu zaferi başarısızlığa dönüştürdü. Bir süre sonra buradaki Türk birlikleri -Almanya’nın etkisiyle- İran cephesine gönderildi. Zayıf kalan cepheye, İngilizler 1917 yılı başında büyük kuvvetler yığarak hücuma geçti ve 11 Mart 1917 günü Bağdat’ı geri aldı. Musul’a doğru ilerlediler. Petrol bölgesi Musul’u, Türk direnişi karşısında alamadılar. Ta ki mütarekeye kadar… Mütarekede bile buralar elimizdeydi. Mondros Mütarekesi’nden üç gün sonra burayı da oldubittiyle işgal ettiler.

İki büyük zafere imza atan Ali İhsan ve Halil Paşalar, yıllar sonra soy ismi olarak bu bölgenin isimlerini aldılar. Sabis ve Kut!

Kaynaklar:

1- Dr. Kemal Arı, Birinci Dünya Savaşı Kronolojisi, Genelkurmay Başkanlığı Basımevi, Ankara, 1997.

2- Halil Paşa, Bitmeyen Savaş, Yay. Haz.: M. Taylan Sorgun, 7 Gün Yayınları, İstanbul, 1972.

3- Cephelerden Kurtuluş Savaşı’na 1. Dünya Savaşı -Cepheler-, C. 1, T.C. Kültür Bakanlığı, yty.

4- Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi Irak-İran Cephesi 1914-1918, 3’ncü cilt, 2’nci kısım, Genelkurmay ATASE Yayınları, Ankara, 2002.

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.