AK Parti Hükümeti Çayırhan işçilerini kandıramadı

Çayırhan işçileri gene Ankara yollarında

Çayırhan yürüyüşçüleri: ‘Sadece Çayırhan değil, vatan satılıyor’

AK Parti Hükümeti’nin ve Bakanlığın vurdumduymazlığı ve oyalamacı tutumları üzerine Ankara yürüyüşüne yeniden başlayan Çayırhan işçileri bugün Beypazarı çıkışında açıklamalarda bulundu.  Maden-İş Genel Başkanı Nurettin Akçul ve TES-İŞ Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu’nun yaptıkları açıklamalarda, Akçul, Soma’dan, Eskişehir’den, Konya’dan, Sivas’tan destek için gelen madencilere teşekkür ederken, Kabaoğlu da satış iptal edilmeden mücadelenin sonlanmayacağını belirtti.

Çayırhan Termik Santrali ile maden sahalarının satışı ve özelleşmesine karşı Ankara’ya yürüyüş başlatan işçilerin örgütlü olduğu sendika başkanlarından yeni bir açıklama geldi. Yürüyüşün başında bulunan Türkiye Maden İşçileri Sendikası (Maden-İş) Genel Başkanı Nurettin Akçul ve Türkiye Enerji Su Gaz İşçileri Sendikası (TES-İŞ) Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu, Beypazarı çıkışında açıklamalarda bulundu.

Türkiye Maden İşçileri Sendikası (Maden-İş) Genel Başkanı Nurettin Akçu

‘OLUMLU CEVAP ALMADAN MÜCADELEYİ SONLANDIRMAYACAĞIZ’

“Soma’dan, Eskişehir Kırka’dan, Konya’dan, Sivas’tan destek için gelen madenciler teşekkür eden Maden-İş Başkanı Akçul, “80 güne yaklaştı, bir mücadele başlattık. İşçilerin birliği sayesinde dağılmadan, çözülmeden bugünlere kadar geldik. Mücadelemiz günden güne hız kazandı. Bu hız kazanmanın temelinde üretimden gelen gücümüz var, işçiler var, halkın desteği var, hepimiz varız. Beypazarı sınırlarını geçmek üzereyiz. Yolumuz belli, hedefimiz belli. Sesimizi duyurmak için Ankara yollarına düştük. Bunu işin başında söylemiş, ‘Bizi yollara düşürmeyin, bu çığlığımızı

duyun’ demiştik. Bu çığlığa olumlu bir cevap verilmedi, verileceğe de benzemiyor. Dolayısıyla, bir olumlu cevap almadan bu haklı mücadeleyi sonlandırmayacağız. Bunu herkes bilsin. Kararlıyız, dirençliyiz, şu andaki birlikteliğimiz bunu gösteriyor.” dedi.

“SADECE ÇAYIRHAN DEĞİL, VATAN SATILIYOR”

Akçul, “Mücadelemiz ekmek meselesi, memleket meselesi, vatan meselesi. Sadece Çayırhan satılmıyor, Vatan satılıyor, Vatanın bir parçası satılıyor. Bizim mücadelemiz buna karşı olmaktır, karşı olmaya da devam edeceğiz.” ifadelerine yer verdi.

Türkiye Enerji Su Gaz İşçileri Sendikası (TES-İŞ) Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu

‘ERTELEMEYLE MÜCADELEYİ SONLANDIRACAKLARINI ZANNETTİLER’ Hükümetin satışı ertelemeyle mücadeleyi sonlandıracağını zannettiğini söyleyen TES-İŞ Başkanı İrfan Kabaloğlu da “Evet, biz mücadeleyi bitirebilirdik ama beklediğimiz sonuçları elde edemedik. Neydi beklediğimiz: Bir kere varlık satışından vazgeçilmesiydi. Çalışanların hakkını hukukunu koruyan yeni bir düzenleme ortaya koymaları gerekiyordu. Bunların hiçbiri olmadı. Rötuş denilebilecek birkaç düzenlemeyle işte

‘lojmanlarda 1 yıl daha kalabilirsiniz, 2050 çalışanı koruyacağız’ dediler. Bu kabul edilir bir şey değil. 2050 kişi mevcudu koruyacağız demek, şu an çalışanlar olmasa da başkasını getireceğiz ama bu sayının altına düşmeyeceğiz demektir. O yüzden bu mücadelemize hem maden hem enerji işçileri olarak devam edeceğiz. Sesimizi duyurana, bu dava sonuçlanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Yaşasın maden işçileri, yaşasın enerji işçileri, yaşasın işçilerin birliği!” diye konuştu.

TÜRK-İŞ BAŞKANI DA KATILDI

Maden ve enerji işçilerinin Ankara yürüyüşüne Akkaya koyu girişinde TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay da katıldı. Açıklamalarda bulunan ve işçilere desteğe gelmeden önce saat 14.30’da Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’la görüştüğünü ve bir daha konuyu anlattığını ifade eden Ergün Atalay, “Buraya geleceğimi de ifade ettim. ‘Bu düzenlemede (satış şartnamesinin bazı maddelerinde yapılan değişiklikler) yeni bir şey yok. Yapılan yeni düzenlemenin eski düzenlemeden bir farkı yok. Onun için bu işten vazgeçin. Milletin huzurunu bozmayın’ dedim.” ifadelerine yer verdi.

‘ÖZELLEŞTİRMENİN ZARARLARINI KOVİD’DE ANLADILAR’

Özelleştirmenin bu ülkeye bir fayda getirmediğini kaydeden TÜRK-İŞ Başkanı Atalay sözlerini,“Örnekleri ortada bas bas bağırıyor. Özellikle şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı 10 sene mücadele ettik. Kamuoyunun büyük bölümü bize yanlış yaptığımızı söyledi. Şu anda o 17 şeker fabrikası olmasaydı şekeri 20 misli fazla yiyecektik. Covid salgını olmasa bunu anlamazlardı özelleştirmenin başında, maliyenin başında olanlar. Bugün burada bir daha ifade ediyorum: Yanımda olan işçi kardeşlerimiz çalıştıkları yerden üç kuruş ücret alıyorlar. Diyorlar ki ‘bizim huzurumuzu bozmayın, bu

işten vazgeçin!’ Sendika başkanları aynı ifadeyi kullanıyorlar. Ben de TÜRK-İŞ Başkanı olarak ülkeyi yönetenlere huzurunuzda aynı şeyi ifade ediyorum.” diye sürdürdü.

‘İNŞALLAH TALEPLERE OLUMLU CEVAP VERİRLER’

Atalay konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü:

“Arkadaşlarımız bugün akşam burada kalacaklar. Yarın da 20-25 kilometre yürüyüp akşam Ayaş’ta kalacaklar. Ertesi gün Yenikent’te kalacaklar. Sonra Ankara’ya gelecekler. Duymayanlara bir de Ankara’da anlatmaya çalışacaklar. İnşallah bizim bu haklı taleplerimize kulak verirler. Yeteri kadar ülkede problem var zaten. Bu uygun bir iş değil, doğru bir iş değil. Ülkeye de bölgeye de hiçbir faydası yok. Başta Maliye Bakanı ve Enerji Bakanı olmak üzere vazgeçsinler. İşçinin de, bölgenin de bizim de huzurumuzu bozmasınlar. Bu kış kıyamette arkadaşlarımızla canımız sıkıldı da pikniğe, deniz kenarına, tatile filan gitmiyoruz. Bu bölgenin sıkıntısını anlatmaya gayret sarfediyoruz. İnşallah gözleri görür, kulakları duyar da bizim, arkadaşlarımızın haklı taleplerine olumlu bir cevap verirler.”

‘ARKADAŞLARIMIZI ANKARA’DA BEKLİYORUZ’

Atalay, sözlerini “Arkadaşlar, Allah yardımcınız, yardımcımız olsun. Ankara’da görüşmek üzere, haydi bakalım.” diyerek tamamladı.

BÖLGE HALKINDAN TAM DESTEK

YÜRÜYÜŞE halktan da büyük destek geldi. Kadınlar, evlatlarına, kocalarına destek vermek için Türk bayraklarıyla yürüyüş kolunda yerini aldı. Bunlardan biri de Solmaz Bulca’ydı. Bulca, şunları dile getirdi:

“Yavrularımız için yürüyüşe katıldık. Allah’ım güç kuvvet versin. İnşallah, satılmaz. Ankara’ya kadar yürüyeceğiz, kararlıyız. Bölge halkı da satılmasın istiyor. Kim ister iş yerimiz, ekmek kapımız satılsın? Devlette kalsın, devlet eliyle işletilsin istiyoruz. Özel sektörün insafına bırakmasınlar burayı.”

UTKU REYHAN: ‘ÜLKENİN MİLLİ GÜVENLİĞİYLE İLGİLİ SORUNDUR’

İŞÇİLERİN yürüyüşüne katılarak en ön saftan destek veren Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara İl Başkanı Utku Reyhan, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Eylemin ertelendiği süreçte hükûmetten özelleştirmeyle ilgili herhangi bir geri adım olmadı. Özelleştirmede kararlı olduklarını açıkladılar. Bu tabii akıl almaz bir özelleştirme. Hem termik santral hem de kömür madenleri, her iki işletme de kamu elinde kâr eden kuruluşlar. Kaldı ki burada daha önce 20 yıl Ciner Grubu’na özelleştirme de yapıldı ve deyim yerindeyse posası çıkarıldı.

“Ülkemizin etrafı bu kadar ateş çemberiyken, bu kadar tehdit ve tehlike altındayken, ABD ve İsrail tehditleri hükûmetin ağzından dillendiriliyorken, enerji sektörümüzün özelleştirilmesi ve kalanların da özelleştirme kapsamına alınması akıl almaz bir şey. Dolayısıyla burada işçilerimizin haklarından da daha öne çıkan ülkenin milli güvenliğiyle ilgili sorundur. Zaten burada işçilerin attığı slogan da ‘KİT’ler vatandır vatan satılmaz!’, ‘Maden vatandır vatan satılmaz!’, ‘Enerji vatandır vatan satılmaz!’ ki bu işçi sınıfımızın meseleyi doğru anladığını gösteriyor.

‘HÜKÛMETİN KARŞI KOYMA İHTİMALİ YOK’“Şimdi hedef Ankara! Bu yürüyüş yaklaşık 3 ya da 4 gün sürecek. Biz de Vatan Partisi olarak özelleştirme kararı Resmi Gazete’de yayınlandığından bu yana işçilerimizle beraber Çayırhan’dayız. Şimdi de yürüyüşün Beypazarı’ndan başlayan ikinci etabında, parti yönetici ve üyelerimizle birlikte işçilerimizle beraberiz. Bu enerjiye AK Parti

Hükûmeti’nin karşı koyma ihtimalini pek görmüyorum. Onlar zannetti ki, ‘ihaleyi 4 Aralık’ta 4 Mart’ta erteleyince işçiler ve sendika gevşer, tavsama olur, biraz da sözleşmede işçilere sadaka gibi birkaç hak daha verir durumu kurtarırız, sendikalar da havlu atar.’ Ama hem sendika hem işçiler hem de bölge insanı büyük bir kararlılıkla yoluna devam ediyor. Öyle zannediyorum ki Ankara’ya varmadan bu iş bitmiş olacak ve hükûmet Çayırhan özelleştirmesinden geri adım atacak.”

‘ZARAR EDİYOR LAFI BİR MASAL’

Hükûmet tarafından ‘özelleştirme programına alınan devlet kurumlarının zarar ettiği, Çayırhan’ın da zarar ettiği’ yönündeki söylemlere de değinen Reyhan, şöyle konuştu:

“Bu bir masal ama artık bu masal kimseyi uyutmuyor. Çayırhan’da da hem santral hem de madenler zarar etmiyor, rakamlar ortada. Kaldı ki zarar ediyorsa bile bugünün Türkiye’sinde bir enerji işletmesinin kâr etmesini sağlamak çok mümkün. Türkiye, enerji talebi yükselen bir ülke. Devletin alım garantisi altında. Zaten öyle olduğu için büyük holdingler enerji sektöründe. Bu son derece kârlı bir iş. Zarar eden bir yere neden 17 şirket teklif versin, özel sektör deli mi bu kadar ihaleye saldırıyor? Burayı 20 yıl işleten Ciner, Türkiye’nin sayılı holdinglerinden birine dönüştü. Burayı işletirken tek bir çivi çakmadı. 4 yıldır buranın bakım onarımı devlet tarafından yapıldı, şimdi tekrar özelleştiriyorlar. Bu tamamen milletin kaynaklarının, muslukların birkaç kişiye akıtılması demektir. Bu vatanseverlikle de milliyetçilikle de açıklanamaz. İşçilerimizin bu akılsız, vicdansız girişimi durduracağına inanıyoruz.”

NE OLMUŞTU?

Hükümet, kar getiren ve enerji alanında Türkiye’ye önemli katkısı olan Çayırhan Termik Santrali’nin varlık satışını, santrale kömür sağlayan madenlerin de 50 yıllığına yok pahasına özelleştirilmesine karar verdi. Santralin bünyesinde işçilerin kaldığı 850 lojman, sosyal tesisler ve Çayırhan’ın topraklarının üçte ikisi de alan şirkete devredilecek. Sözleşmede toplam 2050 işçinin iş güvenliği de bulunmuyor.

Bunun üzerine yaklaşık 80 gün önce özelleştirme kararına karşı önce madene kapanarak direniş, ardından Ankara’ya yürüyüş başlatan Çayırhan Termik Santrali ve Linyit Madeni İşletmesinde çalışan işçiler, kamuoyunun da yoğun desteğiyle 4 Aralık 2024’de yapılması planlanan özelleştirme ihalesini durdurmayı ve hükümete geri adım artırmayı başarmışlardı. Şimdiye kadar yapılan görüşmelerde özelleştirme kararının geri çekilmemesi ve 4 Mart 2025’de ihalenin yapılma kararı nedeniyle maden ve santralde çalışan işçiler bir kez daha Ankara yoluna düştü. İşçiler, yürüyüş sonunda başlarındaki Maden-İş ve Tes-İş sendikalarının başkanlarıyla birlikte Ankara’da Özelleştirme İdaresi Bakanlığı’nın kapısına dayanacak.

Kaynak: Aydınlık

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.