HANGİ ATATÜRK

Bugünlerde eş zamanlı birçok yerde çıkan orman yangınları ülkemizi derin bir kedere sürükledi. Ormanların yanı sıra masum hayvanlar ve diğer canlıların yanarak öldüğünü büyük bir kederle elimizden hiçbir şey gelmeden hüzünle izledik, kahrolduk. Vatansever gönüllü halk, traktörleriyle köylüler, itfaiye ekipleri canla başla çalıştılar. Kimi lastikleri patlamasına rağmen, kimileri zaten 50 derecenin üstünde, yangın yerinde aç susuz 60 derecede yangına müdahale etti. Hepimizin canı çok yandı. Bu yangınların normal olmadığını eş zamanlı birçok yerde aynı zamanda çıkarıldığını artık Meclis’teki vekiller bile itiraf ettiler ama nedense ne iktidar ne muhalefet kimin yaptığını çok iyi bildiği halde bunları deşifre etmekten itina etti. En sonunda KHK’lı İYİ Partili eski bir FETÖ’cünün görüntüleri ve bilgileri ulaştı. Zamanında PKK’nın yangınlara dair tehdit mesajları olmasına rağmen bu konuda devletimizin önlem almaması hepimizi düşündürdü. Kehanetleriyle meşhur çizgi film Simpsonların Türkiye’de yangınlardan bahsetmesi her şeyin planlı programlı yapıldığını gösteriyor. Son zamanlarda İsrail’in Türkiye tehditleri zaten yıllardır ülkemiz üzerine yaptıkları operasyon ve darbeleri biliniyor. Faili meçhuller ve Uğur Mumcu cinayetini de bunlara eklemeliyiz. MHP’nin bölünmesi ve İYİ Parti’nin, Altılı Masanın amaçları hep planların parçasıydı. Muhalif seçmenin “Tayyip gitsin” diye umut bağladığı projeler Atatürkçü seçmeni daha da tuzağa çekti. Modern ve laik yaşamın elden gideceği korkusu Atatürkçü seçmenin kendisine sunulan emperyalizmin bütün FETÖ ve PKK kuklalarını Atatürk ve laiklik maskesiyle seçime zorladı. Ergenekon ve FETÖ davalarını takip edenler FETÖ’nün ve CIA’nın planlarını takip edenler bu gerçeği kandırılmış Atatürk seçmenine anlatmaya çalıştı. O zaman da AKP’li olmakla suçlandılar. Hatta bizzat FETÖ operasyonlarında açığa alınan, tutuklanan çete elemanları çalışmalarına yeni mecra ve partilerde veya yurtdışında devam ettiler. Bu isimlerin şeceresini bilen gerçek ATATÜRKÇÜ aydınlar (Aydınlık grubu) FETÖ’ye yapılan operasyonu destekledikleri için AKP’li olmakla suçlandılar. Aslında ülkede bu operasyondan sonra

farklı gruplar oluştu.

1- Atatürk karşıtı İslamcılar ve tarikatçılar.

2- Cemaatçi laik görünümlü Atatürk maskeliler. (FETÖ’cüler)

3- Gerçek Atatürkçüler (Ulusalcılar)

4- NATO’cular

5- Atatürkçü dindarlar.

Atatürkçü Ulusalcıların, FETÖ ve PKK karşıtlarının AKP’li olarak gösterilmesi ve toplumdan dışlanması için çeşitli sivil toplum örgütleri ve partilerle organize edilmiş, yurtdışı merkezli çeşitli şirketlerle medya, siyaset ve trollerle bir yapılanma. Bu yapılanmaların gazeteci ve siyasetçileri de bu şirketlerin sözcüleri olarak “sol medya” adı altında organizasyonlar yapmaktadır. Atatürkçü seçmen artık gerçeklerden iyice uzaklaşmış bu medyanın etkisinde kendi ülkesine devletine karşı, ülkesine değerlerine bağlılığı tamamen yitirmiş hiçbir vizyonu ve alt yapısı olmayan liderlerle umutsuzca savrulmaktadır. Yangınları çıkaranların kendi itirafları olmasına ve FETÖ geçmişi olmasına rağmen bunlara inanmamaktadır. Gerçekleri dile getirenleri cemaatçilerin kimliklerini deşifre edenleri “sen AKP’li misin” diye susturmaya çalışmaları gerçek vatanseverlerin işlerini zorlaştırmaktadır. İçinde bulunduğumuz ortamın kaypaklığı ve FETÖ’nün ne kadar tehlikeli bir örgüt olduğunu anlamamız için daha kaç yangınla ormanlarımızı kaybetmemiz gerekiyor? PKK’nın silah bırakmasıyla orman yangınları arasında nasıl bir ilişki var? Ormanlarımız Milli Parklar neden bunca tehlikeye rağmen açık bırakıldığını merak ediyoruz. Yangın uçak sayısı ve yapılan söndürme çalışmaları resmi olarak açıklanması gerekiyor. Bu ülkede bu tehlike biliniyorsa yangın söndürme uçaklarının yapımı için harekete geçilmiyor? Hükümetin cevaplaması gereken çok soru var. Bekliyoruz.