Aşı, varyantlara etkili mi?

Gene, Eylül’de tarih tekerrür mü edecek?

Geçen yıl yaşadığımız normalleşemeye benzer bir süreç yaşamaya başladık.

“Kontrollü Toplumsal Hayat” denilmişti; biz eski normale döndük.

Şimdi de aynı…

Tek bir farkı var güvence olarak;

Bu kez aşı avantajımız var.

Ancak henüz varyantlar üzerinde etkili olup olmadığı bilimsel olarak kanıtlanmış değil.

Gelişmeler ve medyadaki görüntüler insanı korkutuyor.

Bilim insanları da uyarmaya başladı.

Kurban Bayramı öncesi vaka sayısı yeniden artışa geçti, 7 binleri aştı.

Öte yandan toplumda önemlice bir grup aşı karşıtı vatandaş bulunmaktadır.

1 Temmuz Genelgesini vatandaş yanlış algıladı.

Oysa açılımın özünde birtakım ekonomik ve toplumsal kaygılar vardı.

Halk bunu ‘açılın’ diye algıladı.

Bayram öncesi açıldı, saçıldı.

2020 yazındaki görüntüler ortaya çıkmaya başladı.

Tatil mekânlarına akın başladı.

Maske, mesafe tamamen ortadan kalkmış durumda.

İnsanlar, vur patlasın çal oynasın havasında…

Bu gidişin sonu iyiye alamet değil!

Ağustos’un sonlarına doğru yeni bir patlama yaşanabilir.

Delta varyantı ortaya çıkalıberi, durumda hissedilir bir değişmenin yaşandığını ifade ediyor uzmanlar.

Virüsün devamlı yapısal değişiklik içinde olduğu, her değişiklik sonucu bulaşma hızını biraz daha artırdığı belirtiliyor.

Normal Kovid19 virüsünde bulaş riskinin 1’e 1,5 iken, İngiliz mutasyonunda bunun 2’ye çıktığı, delta varyantında bu riskin daha da arttığı ifade ediliyor.

Öte yandan bir ülkeye herhangi bir vaka çeşidi girdiğinde virüsün oraya hâkim olduğu ileri sürülüyor. Bu duruma göre, Türkiye’ye giren deltanın hâkim virüs olma ihtimalinin yüksek olduğu iddia ediliyor.

Aşılamanın henüz yüzde 29’larda seyrettiği Sağlık Bakanlığı verilerinden anlaşılıyor. Yani tam aşılanan vatandaş nüfusu yüzde 29 civarında. Geriye kalan 60-70 milyon insan ya tek aşılı ya da hiç aşı olmamış olduğu ortada.

Bilim insanları, toplumsal bağışıklık sağlansa bile virüsle karşılaşıldığında hasta olunabileceğini belirtiyor. Ancak aşılı olanın hastalandığında hastaneye ya da yoğun bakıma yatma ihtimali daha az oluyor.

Devlet aşılamada belli bir başarı ve trendi tutturmuş durumda. Ağustos sonuna kadar, yani kapanma döneminin başlangıcına kadar aşılamayı sonlandırmamız gerektiği çok açık olarak önümüzde duruyor. Tek sorun, aşı karşıtlığının kırılma yönteminin bulunması…

Aşılamanın yoğun olduğu bölgelerde vaka sayısında ciddi azalmalar görülüyor. Aşılamanın zayıf olduğu ya da hiç olmadığı yerlerde ciddi bir artış yaşanıyor. Bu sağlık Bakanlığı’nın harita verilerinde açıkça görülüyor.

Devletin aşı olup olmama konusunda ciddi bir tavır değişikliğine gitmesi zorunlu gözüküyor.

Enfeksiyon hastalıkları toplum sağlığını ilgilendiren bir durum yaratıyor. Devlet kamu sağlığını korumakla görevli olduğuna, buna uygun yasalar bulunduğuna göre, geç kalmadan aşı karşıtlığını kırmanın yollarını bulmak yasal görevidir.

Bazı toplumsal işlevler, bazı mekânlara giriş çıkışlar, yurt dışına giriş çıkışlar gibi ilişkilerde aşılanma zorunluluğu getirilebilir. Toplu mekânlara ve kamu kurum ve kuruluşlarına girişlerde HES zorunluluğu getirilebildiğine göre aşı olmamış bölgelere seyahatin kısıtlanması gibi yukarıda belirttiğimiz tedbirleri devlet geç kalmadan acilen almalıdır.

Vatandaşlar da sorumlu davranmalı, geçen yılki hatalardan dersler çıkarmalı, maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymalı, toplumsal bağışıklığın oluşmasına kadar sabırlı davranmalıdır.

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.