BAROLAR YÜRÜYÜŞÜ ve GERÇEKLER-1

1-İSTANBUL BARO BAŞKANI TASARIYA DEĞİL, METİN FEYZİOĞLU’NA SALDIRIYOR                                                                                                                                  Barolar yürüyüşünde İstanbul Baro Başkanının tutumu ve konumu çok dikkat çekti. İstanbul Baro Başkanı yürüyüşün başından sonuna kadar, AKP’nin gündeme getirdiği tasarıyı bir yana bırakıp, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na saldırdı.

İstanbul Baro Başkanı, derdinin, AKP’nin hazırladığı tasarının önlenmesi olmadığı gözüküyor.

Böyle bir derdi olmadığı için, bu tasarıyı geri çektirmede belirleyici rol oynama yeteneğine ve etki gücüne sahip Metin Feyzioğlu’na ve izlediği çizgiye saldırıyor. Feyzioğlu’na karşı ORANTISIZ BİR DÜŞMANLIK sergiledi ve sergiliyor.

DİKKAT BİR: İstanbul Baro Başkanı, Metin Feyzioğlu’nu ELEŞTİRMİYOR. Eleştirisi haklı veya haksız olabilir, ama eleştirmiyor. Feyzioğlu’na SALDIRIYOR!

Üstelik Feyzioğlu ile farklı siyasi görüşlere sahip olması ya da Barolar Birliği Başkanlığında rakip olması gibi nedenlerle açıklanamayacak bir düşmanlıkla; ORANTISIZ bir DÜŞMANLIKLA SALDIRIYOR.

DİKKAT İKİ: İstanbul Baro Başkanı 10 gündür, AKP’nin tasarısını torpillemeye çalışmıyor. Tam tersine, bu tasarıyı geri çektirmede etkin olacak Metin Feyzioğlu’nu torpillemeye çalışıyor.

Açıklayalım…

2-TASARI NASIL ENGELLENEBİLİR?                                                                                        

AKP yönetiminin tasarısı, CHP+İYİ P+HDP+SP gücüyle engellenemez. Bilumum Amerikancı muhalefet gücüyle de engellenemez. Bunu herkes biliyor. En başta İstanbul Baro Başkanı biliyor.

Bu tasarı bugün ancak AKP ve MHP Meclis Grupları içinden tasarıya karşı çıkacak milletvekili kazanılarak engellenebilir.

Ama İstanbul Baro Başkanının sözcülüğünü yaptığı yürüyüşçü kesimi, AKP ve MHP içinden müttefik bulmayı hedeflemiyor.

Tam tersine, AKP ve MHP içinden tasarıya çıkacak siyasetçileri tasarıyı savunanlar cephesine itiyor.

Feyzioğlu’nun AKP, MHP içinden kazandığı gizli açık müttefikleri:

  • Bilinçli bir şekilde Tayyip Erdoğan nefreti körükleyerek karşı safa itiyor.
  • Adalet Bakanının görüşme önerisine olumsuz yanıt vererek karşı cepheye itiyor.
  • Mecliste düzenlenen toplantıya gitmeyerek tasarıyı savunanlar cephesine itiyor.

Feyzioğlu, Adalet Bakanını bile, baroları bölücü tasarıyı önleme tarafına çekmeye çalışıyor. İstanbul Baro Başkanı ise, her konuşmasında ağzından köpükler saçarak Feyzioğlu’na saldırıyor ve bu girişimi baltalamaya çalışıyor.

3-AKP ve MHP MECLİS GRUBU İÇİNDEN TASARIYA KARŞI NASIL DESTEK BULUNUR?                                                                                                                                                                 AKP ve MHP milletvekilleri tasarı konusunda:

  1. AKP ve MHP çizgisindeki baro yönetimleri ile avukatları da yürüyüşe ve diğer mücadele biçimlerine katma yoluyla olumlu yönde etkilenebilir.
  2. AKP ve MHP içindeki avukat ve hukukçu milletvekilleri ile mesleki dayanışma çizgisi izlenerek olumlu yönde etkilenebilir.
  3. Baroları bölücü tasarının yasalaşmasının, zamanla mühendis ve tabip odalarını bölecek; ondan sonra esnaf odalarını ve ticaret-sanayi odalarını bölecek tasarıları tetikleyeceği ve milletin bu çapta bir bölücülük ve kamplaşmacılığı sırtından atacağı gerçeği anlatılarak olumlu yönde etkilenebilir.

Metin Feyzioğlu bu çizgiyi izlerken, yürüyüşçülerin, başını İstanbul Baro Başkanının çektiği kanadının bu çizgiyi baltalamaya; dolayısıyla da bölücü tasarının engellenmesine değil, gerçekleşmesine hizmet ettiklerini görüyoruz.

4-BAROLAR YÜRÜYÜŞÜNDE İSTANBUL BARO

BAŞKANIN KİŞİSEL; SÖZCÜLÜĞÜNÜ YAPTIĞI KESİMİN ÖZEL AMACI                                                             

Tasarının yasalaşmasını engellemeye değil; ters yönden kışkırtmalarla yasalaştırılması eğilimini güçlendirmeye çalışan İstanbul Baro Başkanı ile sözcülüğünü yaptığı kesimin gerçek amacı nedir?

İkincilerin amacından başlayalım.

Yürüyüşçülerin tamamından değil;                                                                                                                                            

  • Her türlü müttefik bulma ve kazanmayı reddeden,                                                                           
  • Bu amaçla yapılacak görüşmeler ve aydınlatma çalışmalarını reddeden, esas olarak İstanbul, Ankara, İzmir Baroları yönetimlerine çöreklenmiş bir kesiminden söz ediyoruz.

Bunlar baro yönetimlerini ve delegeliklerini:                                                                                     

  1. AB ve ABD’nin “hukuk”, “insan hakları”, “demokrasi” kanallarından sunulan himmeti sayesinde ele geçirmiş turunculardır.                                                                                          
  2. Mebusluk kontenjanı, belediye makamları ve olanakları gibi araçları havuç gibi kullanan Y-CHP yönetiminin değnekçileri olarak ele geçirmiş siyaset esnafıdır.
  3. HDP + FETÖ desteğine yaslanarak ele geçirmiş etnik ve mezhepsel kimlik pazarlamacılarıdır.                                                                                                                              
  4. HDP kuyrukçuluğu ile AB desteğine mazhar olarak ayakta kalabilen kıytırık “sol”un “eli mahkûmluğunu” değerlendirerek kapan parsa toplayıcılardır.                                                      
  5. Meslek örgütünü kimin yöneteceği ile ilgisi, ülkeye kimin yöneteceğine olan ilgisinden farksız olan avukat kesiminin “gelen ağam giden paşam” tutumundan güç alarak ele geçiren fırsatçılardır.                                                                                                                                              
  6. Cemiyetçilik deneyiminden gelen seçim kazanma oyunlarındaki becerilerini kullanarak kapan iş bilir, iş becerir sarılardır.

Ele geçirdikleri baro yöneticiliği ve delege ağalığı ile siyasi ve kişisel ikbal peşinde koşan bu kesim, bu yürüyüşü, himmet ve desteğini aldıkları güçlere yaranma ve selam gönderme aracı olarak kullandılar. Onların planlarına hizmet eden bir eylem olarak yürütmek için ellerinden geleni yaptılar.

Önümüzdeki dönemde Y-CHP yönetimindeki HDP lobisinin desteği ile mebus olma; bu olmazsa, yukarıdaki sıraladığımız unsurlar sayesinde Türkiye Barolar Birliği Başkanı olma kişisel hesapları yapan İstanbul Baro Başkanı, bu yürüyüşü, Y-CHP yönetimi ile HDP’ye selam çakma eylemi olarak gerçekleştirmek için bütün “artistlik” yeteneğini kullandı.

İstanbul Baro Başkanının yürüyüşteki uzlaşmaz görüntülü, salt Feyzioğlu’nu hedef alan, tasarıyı engellemekten çok yasalaşmasını kışkırtan tutumunun nedeni, bu bireyci hesaplarıdır.

5- AKP YÖNETİMİNİN BAROLARI BÖLME ve YANDAŞ BARO YARATMA

GİRİŞİMİ AMERİKANCI MUHALEFET CEPHESİNİ GENİŞLETMEYE HİZMET EDİYOR                                                                                                                                              AKP’nin Cumhur İttifakı hükümeti güç kaybediyor. Güç kaybettikçe, Türkiye’yi tek başına yönetemez duruma düşüyor.

Güç ve tek başına iktidar kaybını önlemek için ise, baroları bölerek yandaş baro örgütleri yaratma gibi yapay ve meslek örgütlerini hurdaya çıkaracak yöntemlere başvuruyor.

AKP 18 yıldır, önemli Cumhuriyet kurumlarını yıktı; yıkmayı başardı. Ama ne kendi sistemini, ne de kendi kurumlarını kurabildi. Sadece Cumhuriyetin kurum ve yapılarını bozdu. Yıkıyor, bozuyor; ama yapamıyor.

Baroların yapısını bozarak “yandaş baro” yaratma girişimi de, aynı çerçevede kalmaya mahkûmdur.

Dikkat çekici olan, bütün bu Cumhuriyet karşıtı gerici eylemlerinde müttefiklerinin, şimdi karşısında olan FETÖ, HDP ve mandacı liberaller olmasıdır.

Bugün baroların yapısını bozmaya kalkışma eylemi de, yine en başta FETÖ’ye, HDP’ye yarayacak bir girişimdir. Meslek ve kitle örgütlerini etnik ve mezhepsel/dinsel kimlikler temelinde bölmeyi ve böylece milli yapılarını bozmaya öngören emperyalist merkezlere yarayacak bir girişimdir.

AKP’nin geçmişteki bu hükümet ve “açılım” ortakları bugün karşıt konumda bulunması, “çoklu baro”, “yandaş baro” yaratmada anlayış birliği içinde olmaları gerçeğini değiştirmiyor.

AKP’nin eski müttefikleri baroların milli yapısını bozma girişiminde, şimdi karşıt oldukları AKP’yi karşı cepheden kışkırtma rolü ile ortaklık yapıyorlar. AKP giriştiği bu işte, hem onların nihai hedefine hizmet ederek, hem de bir uğursuz işi önleyen kahraman olma rolü oynamalarına fırsat vererek karşı cepheye hizmet etmektedir.

Amerikancı muhalefete, haklılık ve meşruiyet kazanma fırsatı sunmaktadır.

Barolar yürüyüşünün başlamasından beri, 5 gün önce başlamış kendi yürüyüşü toplumdan en küçük bir ilgi görmemiş HDP el ovuşturmaktadır.

Amerika’dan gazel okuyan FETÖ sözcüleri sevinçten oynamaktadır.

CHP’deki Amerikancı HDP-FETÖ lobisi memnuniyetini, eylemli olarak göstermekle kalmayıp, İstanbul Baro Başkanı ve ekibini Feyzioğlu’na saldırtmak için, medya desteği başta olmak üzere bütün imkânlarını seferber etmektedir.

AKP bütün bu hizmetleri ile, milli duruş sahibi hukukçu ve meslek örgütü başkanı Metin Feyzioğlu’nu onlara dövdürmektedir.

AKP’nin dar görüşlü çıkarcılığı baroları, daha tasarıyı yasalaştırmadan bölmüş bulunmaktadır. Metin Feyzioğlu’nun temsil ettiği birlikçi çizgiyi, onun yıpratılmasına yol açarak, İstanbul, Ankara ve İzmir Baro yönetimlerinin temsil ettiği bölücülüğe çiğnetmektedir.

6-BAROLARIN MİLLİ YAPILARINI BOZARAK YANDAŞ BARO, ETNİK

ve MEZEHPESEL KİMLİKLİ BARO YARATMA GİRİŞİMİNDEN HEMEN VAZGEÇİLMELİDİR                                                                                                                 AKP’nin Cumhur İttifakı hükümetinin, böylesi yapay yöntemlerle gündemi değiştirme ve yönetemezliğini gizleme girişimleri, ters tepecektir.

Bugün Türkiye’nin esas gündemi:

a) Büyüyen ve genişleyen ABD merkezli dış tehditlerin üstesinden gelmektir.

b) AKP’nin 18 yıldır uyguladığı ve krizini korona virüsün krizini daha da büyüttüğü  “borçlanma + yüksek kent rantları + özelleştirme” üçlüsüne dayalı hastalıklı ekonomisini aşmaktır.

Bu iki sorunun, içerde bir milli hükümet; dışarda Rusya-İran-Türkiye-Suriye-Irak ittifakı merkezli bir strateji ile aşılması zorunludur. Dikkatleri bu gerçeklerden saptıran her yapay ve zorlama girişim, AKP’nin ayağına dolaşacak; bu sorunları daha da ağırlaştıracaktır.

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.