
YSK ile yetki tartışması, İçişleri Bakanı’na şamar gibi bir cevaba sebep oldu
Az gelişmiş ülkenin az gelişmiş insanının ehil olmadan çıktığı yükseklikte başı dönerek ali kıran baş kesen kesilmesi ve “ben her şeyi yaparım” anlayışına kapılmasının bir örneği olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Saadet Partisi’ne karşı YSK karşısında başlattığı yetki tartışması, YSK’dan Soylu’ya etkili bir şamar olarak geri döndü. Soylu’nun, “Yüksek Seçim Kurulu’nun görüp görmemesi beni ilgilendirmez, Yüksek Seçim Kurulu ayrı bir kurum, ben ayrı bir kurumum” sözleri, Saadet Partisi’nin şikâyeti üzerine, YSK, bu konuda tek yetkili kurulun kendisi olduğunu belirtti.
Soylu, seçim kampanyaları boyunca Türkiye’yi yangın yerine çeviren ve hanehalklarının minderini tutuşturan hayat pahalılığını unutturmak amacıyla çok sert bir dil kullanarak halkı adeta terörize etti. Kampanyanın temel dokümanı varsa yoksa terördü. Kendilerinden başka herkesi teröristlikle suçluyordu. Saadet Partisi’ne karşı farklı bir kampanya başlatmış, konuşmaları eleştiri sınırlarını açmıştı.
Bunun üzerine Saadet Partisi Yüksek seçim Kurulu (YSK’ye) şikâyette bulundu.
Partileri aleyhinde yapılan açıklamalara değinilen dilekçede, “Sayın İçişleri Bakanı’nın son dönemde partimiz aleyhine başlattığı kampanya bizi ve bütün kamuoyunu dehşete düşürmüştür. Yaptığı konuşmalar, değil seçim kanunlarını Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını dahi ihlal eder duruma gelmiştir. Konuşmaları eleştiri sınırların aşmış, hakaret, karalama, iftira ve görevini kötüye kullanma aşamasını çoktan geçmiştir. Tek hedefinin Saadet Partisi üzerinde şaibe oluşturmak, seçimlere gölge düşürmek ve kamuoyunu yanlış yönlendirmek olduğundan kimsenin şüphesi kalmamıştır. Ayrıca bütün bunları Türkiye Cumhuriyeti Devletinin İçişleri Bakanı olarak yapmıştır” denildi.
ÜLKE YEREL SEÇİMLERE DEĞİL SANKİ BİR SAVAŞA GİTMEKTEDİR
Dilekçede ayrıca, “seçimlerin yargı denetimi ve gözetiminde değil de Sayın Süleyman Soylu’nun gözetim ve denetiminde yapıldığı kanaati herkeste hâkim olmaya başlamıştır. Bu durum bu seçimlerin sağlıklı bir şekilde yapılamayacağı intibasını oluşturmuştur. Ülke Mahalli İdareler Seçimine değil de sanki bir savaşa gitmektedir. Adaylar hakkında seçilmeye engel bir durum olmamasına rağmen adayları ve partileri tehdit etmek İçişleri bakanının görevini kötüye kullandığının bir göstergesi bir nişanesi olmuştur” ifadelerine yer verildi.
YSK’DAN SOYLU’YA ŞAMAR GİBİ CEVAP
İçişleri Bakanı ile YSK arasındaki “yetki tartışması İçişleri Bakanı’na tokat gibi bir cevapla sonuçlandı. “Yüksek Seçim Kurulu’nun görüp görmemesi beni ilgilendirmez, Yüksek Seçim Kurulu ayrı bir kurum, ben ayrı bir kurumum” sözlerini değerlendiren YSK, Anayasa’nın 2709 sayılı “Seçimlerin genel yönetim ve denetim” başlıklı 79. maddesini hatırlatarak, bu konuda tek yetkili kurulun kendisi olduğunu belirterek şu ifadelere yer verdi: “Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır. Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulu’nundur.”
SEÇİMLERLE İLGİLİ HER KONUDA YETKİ YSK’NIN
Açıklamada, “Yüksek Seçim Kurulu’nun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.” hükmü yer aldığını, Yüksek Seçim Kurulu’nun görev ve yetkilerinin, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 14. maddesinde ve Resmî Gazete’nin 12/12/2017 tarihli, 30268 sayılı nüshasında yayımlanan 7062 sayılı Yüksek Seçim Kurulu’nun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. maddesinde düzenlendiğini belirtmiştir” denildi.
YSK’nın açıklamasında son olarak “Kurulca yapılan değerlendirmeler neticesinde seçimle ilgili iş ve işlemlerin Anayasa’ya ve 298 sayılı kanuna göre Yüksek Seçim Kurulu’nca yürütüldüğünü bir kez daha belirtmiş, seçimlerin yürütülmesinde tek yetkili merci olduğunu bir kez daha ifade etmiştir” sözlerine yer verildi.
KİTABIM: “ATA ETİ, İTE OTU!”
[3d-flip-book mode="thumbnail-lightbox" urlparam="fb3d-page"
id="12654" title="false" lightbox="dark"]