
Siyasi iktidarın yaman çelişkisi: Bir o yana bir bu yana saat rakkası gibi tutum geleceğimizi karartır
Türkiye, Mavi Vatan’daki ekonomik ve siyasi çıkarlarımız için son yıllarda attığı adımlarla uluslararası alanda dikkat çekti. Mavi Vatan’daki enerji kaynakları uzmanlara göre ülkemizin 570 yıllık enerji ihtiyacını karşılayacak rezervlere sahip. Yani Türkiye’nin önüne geçmişte görülmemiş büyüklükte bir şans durmaktadır. Bu şansı akıllıca kullanırsak kimilerinin hesaplarına göre 2030 yılında dünyanın 5’inci büyük ekonomisine sahip ülke durumuna yükseleceğiz.
Ancak siyasi iktidarın yükleri taşıyamayacağı kadar ağır…
20 yıllık pislik birikimi peşini bir türlü bırakmadığından Türkiye’nin yeni Avrasya rotasındaki ilerleyişi Atlantik dünyasının ağır baskıları nedeniyle duraksamalara, tereddütlere, sallantılara neden oluyor.
Ankara’nın Doğu Akdeniz’de bilimsel çalışmalar için geçen haftalarda ilan ettiği son Navtex bunun son örneği oldu.
SON NAVTEX, DÜŞMANDA MEMNUNİYET YARATTI
Uzmanlara göre, sert tepkilere neden olan, R/V Bilim-2 gemisinin araştırma yapabilmesi için 26 Eylül-8 Ekim tarihlerini kapsayan, uzmanların bu Navtexle Rum Yönetimi’nin Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırlarını fiilen tanıdığımız anlamına geldiği konusunda uyardığı ve Yunan medyasında “Türkler Doğu Akdeniz’de sınırlarımızı kabul ettiler” denilerek memnuniyetle karşılanan bu Navtex (denizcilik bildiriminin) saha koordinatları, ABD, AB ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki tezlerini destekleyen Seville Haritası’nın sınırlarıyla kesişmektedir.

GERİ ADIM ALGISI DÜŞMANI KÜSTAHLAŞTIRDI
Öte yandan Türkiye’nin deniz yetki alanı olarak ilan ettiği Doğu Akdeniz’deki bölgelerde araştırmalar yapan Oruç Reis gemisi aylardır bölgeden çekilmiş, araştırma gemilerimiz Antalya Limanı’nda demirlemiş durumdalar… (Oruç Reis geçenlerde Karadeniz’e açıldı.)
Siyasi iktidarın bu tutumu, Mavi Vatan’da geri anlamına geldi.
Dünya kamuoyunda öyle algılandı.
Nitekim son haftalarda ABD ve Fransa destekli Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) cüretkâr küstahlıklarını artırdı; Doğu Akdeniz’de sondaj adı altında tacizleri çoğaldı.
“DIŞİŞLERİ’NİN NEDEN MEB İLAN ETMEDİĞİNİ ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL”
Mavi Vatan’ın isim babası emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’in son dönemde cereyan eden önemli gelişmelerle ilgili Veryansın Tv’ye yaptığı değerlendirmede, “Türk Dışişleri’nin niye MEB ilan etmediğini anlamış değilim. Küçücük mendil kadar, haydut bir devlet, tek bir ülkeyle yani Mısır ile yaptığı anlaşma üzerine ilan edebiliyor, biz edemiyoruz. Koskoca Türkiye, en uzun kıyı hattı ile bunu ilan etmiyor. Bunu anlamak mümkün değil” ifadelerini kullanması dikkat çekici bulundu.
KITA SAHANLIĞI İLANI YETERLİDİR AMA AKDENİZ’DE DE MÜNHASIR BÖLGE (MEB) İLAN EDİLEBİLİR
Bu görüşe karşılık Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “denizin altındaki zenginlikler için kıta sahanlığı ilan etmenin yeterli olduğu”nu belirterek, “Bu kıta sahanlığımıza izinsiz şekilde girmeye çalışan gemilere fırsat vermedik. Bunun anlamı kıta sahanlığımızı koruyoruz, ihlal etmek isteyen kimseyi sokmuyoruz. Kıta sahanlığımızı ilan ettik, BM’ye kaydettirdik, burayı da iyi koruyoruz. Buna ilaveten münhasır ekonomik bölge ilan etmenin ne faydası var? Suyun içindeki zenginlikler, balıkçılık. Örneğin; Karadeniz’de kıta sahanlığımızı aynı zamanda münhasır ekonomik bölge olarak ilan ettik. Akdeniz’de de bunu ilan edebiliriz. O zaman ilan ettiğimiz zaman kıta sahanlığımızın olduğu bölgeye hiçbir ülkenin, balıkçının girmemesi lazım. Şu anda Akdeniz’de balıkçılık konusunda böyle bir ihtiyaç olmadığı için münhasır ekonomik bölge ilan edilmedi; ama edilebilir. Burada bizim önümüzde hiçbir engel yok fakat ‘münhasır ekonomik bölge ilan edilmeden deniz altındaki zenginliklerimiz ya da kıta sahanlığımız korunamaz’ anlayışı doğru değil” diye konuştu.
KARADENİZ-AKDENİZ DORTLUK VE BARIŞ PLANI STRATEJİK VE TEK DOĞRU ROTADIR
Dünya dengeleri öyle bir hale geldi ki, Türkiye’nin yalpalamalarını, Atlantik kaynaklı tereddütlerini, kimilerinin tanımladığı şekilde Abdülhamid denge politikalarına tahammülü kalmadı. Hem kız evinde hem oğlan evinde oynama durumu Türkiye’ye zarar vermekte ve bütünsel stratejik bir tutum takınmasına engel olmaktadır. Burada Vatan Partisinin bütün taraflarla görüşerek ve ortak mutabakata varılarak ilan ettiği Karadeniz- Akdeniz Dostluk ve Barış Planı stratejik ve tek doğru rotadır.
- Kifayetsiz muhteris yöneticinin ülkesine ve halkına verdiği zarar
- Jandarma yangına yönelik devriye atıyor
- Erdoğan’dan çiftçiye yeni kredi paketi müjdesi
- Cuma’da ders gibi hutbe: “Kamu hakkı dokunulmazdır”
- Yazarımız, Sagalassos’ta tarihi dokudaki tahribatı altı maddede gösterdi
- Hükümet krizin yükünü emekçinin sırtına yükleme kararından vazgeçmiyor
- GÜNAH HARİTAMIZ
- Antalya Valiliği Mermerli Plajı Restorasyon İhalesinde skandallar bitmek bilmiyor