Ekonomik buhran işletmelere kilit vurduruyor

Ahır Hayvancılığına Başladı; Maliyetlerin Ağırlığı Altında Sıfırı Tüketti

Son 30 yılda görülmemiş derecede şiddetli cereyan eden ekonomik buhran üreticilere işletmelerini kapattırıyor. Artan maliyetlere yetişemeyen ve hazırdan yiye yiye kendi kendini tüketen işletmesini kapatan Mevlüt Öz, 9 yıl önce köyünden 22 ton süt çıktığını, bugün ise 4 bin 300 ton çıktığını belirterek, “Neymiş uzaya çıkmışız, neymiş TOGG yapmışız. TOGG’un bana bir faydası yok, uzaya çıkan adamın bana faydası yok. Bana para lazım, ürettiğim malın parası lazım” dedi.

Burdur’da artan maliyetler ve son 30 yılda görülmemiş derecede şiddetli cereyan eden ekonomik buhran nedeniyle işletmesini kapatmak zorunda kalan üretici Kazım Öz, “2015 yılında bu köyden 22 ton süt çıkıyordu. Bugün köyden 4 bin 300 litre süt çıkıyor. Neymiş uzaya çıkmışız, neymiş TOGG yapmışız. TOGG’un bana bir faydası yok, uzaya çıkan adamın bana faydası yok. Bana para lazım, ürettiğim malın parası lazım” diye feryat etti.

Muhammet Fatih Başçı’nın Yenigün’deki haberine göre, Burdur merkeze bağlı Yassıgüme köyünde hayvancılık ve tarımla uğraşan 33 yaşındaki üretici Kazım Öz, artan maliyetler ve ekonomik buhran nedeniyle işletmesini kapatmak zorunda kaldığını belirterek, Süt üretimindeki düşüşe dikkat çekti. Öz, Yassıgüme’de 2015 yılında günlük 22 ton süt üretilirken, bu rakamın bugün 4 bin litreye düştüğünü söyledi. Öz, hükümetin çiftçiyi desteklemediğini, çiftçinin bittiğini ve artık eylem yapmaya başladığını ifade etti.

KÖYLÜ HÜKÜMETİN KÖLESİ OLDU

Köylünün “hükümetin kölesi olduğu”nu vurgulayan Öz, “Barajımızda su yok, havalar kurak gidiyor, ürettiğimiz ürün para etmiyor. Geçen sene arpanın kilosu 6 liraydı, mazotun litresi 8 liraydı. Şu an arpanın kilosu 7 lira, mazotun kilosu 42 lira. Sen gel bu işin içinden çık, çıkamazsın çıkacak bir yeri kalmadı. Bundan 8-9 sene önce bizim köyden Mardin’e, Urfa’ya düve gidiyordu. Ama şimdi Hollanda’dan oradan buradan ithal düve geliyor. Bu iş çıkmaza girdi, biz bittik.” diye feryat etti.

Üretim yapmalarının gerektiğini, üretim olmadan bu işin olmayacağını belirten Öz, “Şu an üretim var ama para kazanan insan yok. İnsuyu ovasında fasulyenin kilosu 8 lira. Toplattığın fasulye işçinin parasını kurtarmıyor. Mustafa Kemal Atatürk ne diyordu; ‘köylü milletin efendisidir’ şimdi köylü hükümetin kölesi. Köylü milletin efendisinden köylü hükümetin kölesi oldu. Bu işin sonu bu. Ben kendi işletmemi kapattım, 40 tane malım vardı sattım. Bu iş böyle üretim yapamıyoruz, battık biz.” şeklinde konuştu.

ÜRETİM YAPMADAN AÇ KALIRIZ

Hükümetin köylüyü, çiftçiyi bitirmeye geldiğini iddia eden Öz, “Bir tavuk, bir inek biz yine hayatımıza devam ederiz. Ben üzerimdeki gömleği 10 sene giysem de benim zoruma gitmez. Pandemi yaşadık, gördük. Pandemi döneminde bir sağlıkçı çalıştı, bir köylü çalıştı. Ama bizim hükümetimiz bizi bitirmeye gelmiş, bu çiftçiyi bitirmeye gelmiş. Bize destek vermez bunlar. Mısır desteği 10 sene önce 100 liraydı 2024 yılındayız daha hala 100 lira. 10 sene önce enflasyona göre 100 liraydı şimdi de 100 lira. Bu çiftçi para kazanır mı? Kazanmaz. Kavunun kilosu 5 lira alan, satan yok. Biz 5 liraya satıyoruz ama bu kavun yerinde 1-2 lira. Adamlar hep mahsullerini kapattı. Üretim yapmamız lazım yoksa milletimiz aç kalır. Ekmek bulup yiyemeyiz, aç kalırız. Onun için de üretim yapmamız lazım. Üretim yapıyoruz ama biz değerini alamıyoruz. Önümüzü göremiyoruz, yem fiyatlarını göremiyoruz. Süt bundan 2 ay önce 16 liraydı sütü 15 liraya geri çektiler. 2 ay önceki yem fiyatıyla şimdiki yem fiyatı aynı mı? Sütün

litresi 22-23 lira olması lazım. Biz 22-25 lirayla para kazandık diye de olmaz. Asgari ücretlisi de para kazanacak ki sirkülasyon olacak. Şimdi süt çekmiyor. Yaz günün de süt çekmez mi ya? Ülkede turist yok turist. Süt çekmiyor, ülke süt krizine girdi. Neden girdi? Turist olmadığından, millette para olmadığından girdi. 1 kilo peynir 260 lira. Asgari ücretli alıp yiyemez. 17 bin lira maaş ile adam bunu alıp yiyemez. Bir tek benim para kazanmamın anlamı yok. Ben çiftçilikten aylık 400 bin lira para kazanmışım önemli değil. Sirkülasyon olması lazım. Asgari ücretli gidecek o raftan peynir alacak. Ben 3 ay para kazanırım ama 4 ay sonra tıkanır. Neden? Asgari ücretli, memur bizim mahsullerimizi alamadığından. Burdur Salı Pazarı’nda üreticiden fazla satıcı var. Bu ülkenin durumu bu. Ne olursa olsun bu hükümet bizi bitirmeye gelmiştir. Devlet, Devletimizdir. Ama hükümet bizi bitirmeye gelmiştir. Hiçbir çiftçiden terörist çıkmaz. Biz eylem yapıyorsak ürettiğimiz mal için eylem yapıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

2015’TE YASSIGÜME’DEN 22 TON ÇIKAN SÜT BUGÜN 4 TONA KADAR DÜŞTÜ

Dokuz yıl önce Yassıgüme Köyü’nde günde 22 ton süt üretildiğini, bugün ise 4 ton 300 kg’a kadar düştüğünün altını çizen Öz, “Neymiş uzaya çıkmışız, neymiş TOGG yapmışız. TOGG’un bana bir faydası yok, uzaya çıkan adamın bana faydası yok. Bana para lazım, ürettiğim malın parası lazım. Ben her zaman söylüyorum; bize hiçbir şey olmaz. Biz malımızı satarız yine geçiniriz. Tarlamıza ekeriz domatesi, biberi, salatalığı kendi geçimimize bakarız. Ben üzerimdeki gömleği, ayakkabıyı 10 sene giysem zoruma gitmez. Ama bizim için asgari ücretli, emekli, memur önemli. Süt çekilmemesinin nedeni bu adamların para kazanamaması, raftan peynir, zeytin alamaması. Benim ayda 500 bin lira para kazanmam hiç önemli değil. Memur, emekli, asgari ücretli adamlar gidecekler raftan malzeme alacaklar.

O malzemeyi almadığı sürece nereye gidersek gidelim çıkmaz sokak. Burada 40 tane, benim gibi yüz binlerce. Benden sonra bu işi yapacak gençlik yok. Gençlik kumara düşmüş, bataklığın içinde. Bizden sonra bu işi yapacak insan yok. Burada bir gence günlük 1000 lira para ver gidip arazide çalışmaz. Çünkü öyle bir nesil kalmadı. Bizim nesil son, bizden sonra yok. Benim 2 tane evladım var. Hadi beni boş ver. O çocukların 20 senesini borçlandırdılar. Bu ülkeyi 20 sene borçlandırdılar. Ekipman almıştım 7 bin liraya. Şu an bu ekipman 200-300 bin lira. Biz bu ekipmanları para kazanmak için değil, ben bunu 5 liraya almışım 15 liraya satayım değil. 5 liraya aldım 2 sene sonra 3 liraya satayım, ben bunun sırtından para yedim. Ben bunu sattığımda gidip mal alamıyorum.” diye yakındı.

“ÇİFTÇİ ÇIKMAZA GİRDİ, ÇİFTÇİ ÖLDÜ”

İthal düve geldiğini, bunun bir anlamı olmadığını, üreticinin malını kesime gönderdiğini belirten Öz sözlerine, “Bu ülkede 5-6 aylık mallar kesildi. Bunu işi bilen de yaptı, bilmeyen de yaptı. Adam ineği aldı 12 ay süt sağmaya kalktı. İnek 12 ay süt sağılmaz. Parası olan bu devirde para kazanıyor. Bu ülkenin zengini zengin, fakiri fakir. Ama ne olursa olsun bu çiftçi çıkmaza girdi, bu çiftçi öldü. Çiftçi artık eylem yapıyor. Bu ülkede çiftçi hiçbir zaman eylem yapmadı. Tırnağından kazıdı ama artık çiftçi bitti. Asgari ücretli adam 25 bin lira alsın, 30 bin lira alsın bununla bir şey olmaz. 25 bin lira alsın, bir sene sonra ev kirası da 25 bin lira oluyor. Bu köyde 22 ton süt üretiliyordu, şu an 4 bin ton

süt üretiliyor. Bizim TOGG yapmamıza, uçak, gemi yapmamıza gerek yok. Biz kendi malımızı üretemiyoruz ki. Biz bu ülkede kendi malımızı üretemiyoruz. Biz nasıl kalkınacağız. Buraya 10 tane araba getirsen benim gözümde olmaz. Benim üretim yapmam lazım, hayvanı ahıra katmam lazım. Bende fabrikatör olabilirdim ama köylüyüm. Ben köylülükten, üreticilikten pişman değilim. Ama sattığım ürünü kazanamadığım için pişmanım. Bu ülkede tarlalar satılıyor ve kimin aldığı belli değil. Bu üretici, çiftçi para kazansa arazisini satmaz. Adam tarlasını, arazisini satıyor Burdur’dan ev alıyor. Ne olursa olsun bu ülke satılmaz. Allah sonumuzu hayır etsin.” diye son verdi.

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.