
Basın mensuplarının eylemleri yayılıyor; gazeteciler Dündar ve Gül için yürüdüler
Suriye’deki teröristlere silah ve mühimmat götürdüğü iddia edilen MİT turları haberi nedeniyle, “silahlı terör örgütü üyeliği, siyasi ve askeri casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açığa çıkarmak” suçlarından dolayı, AKP Hükümeti’nin yumuşak karnı olduğu ve yenilerinin çıkmasının önlenmesi amacıyla sert tepkiler göze alınarak tutuklanan ve Silivri Hapishanesine konan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül için basın mensupları yürüyüş yaptı.
29 Mayıs 2015 tarihinde , “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşeti ve “Kirli Operasyon” haberi nedeniyle “silahlı terör örgütü üyeliği, siyasi ve askeri casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açığa çıkarmak” suçlarından dolayı, AKP Hükümeti’nin yumuşak karnı olduğu ve yenilerinin çıkmasının önlenmesi amacıyla sert tepkiler göze alınarak tutuklanan ve Silivri Hapishanesine konan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül için Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun (GÖP) önderliğinde basın mensupları yürüyüş yaptı. Cumhuriyet Gazetesi’nin Şişli’deki binası önüne “özgür basın susturulamaz” sloganını atarak yürüyen basın mensuplarının gazete binası önünde toplanması sırasında Silivri’de tutuklu bulunan Dündar ve Gül’ün mektupları okunduğunun belirtildiği Aydınlık Gazetesi haberine göre, eyleme gazetecilerin yanı sıra CHP’li vekiller ve çok sayıda vatandaş destek verdi. CHP lideri Kılıçdaroğlu da gazete binasına gelerek destek ziyaretinde bulundu. Kılıçdaroğlu, “gazetecinin görevi haber yapmaktır. Haberin doğru olduğunu kabul ediyorlar. Bizler demokrasimize, medyaya, hukukun üstünlüğüne sahip çıkacağız” diye konuştu.
Meslektaşlarının tutuklanmasına tepki gösteren gazeteciler adına basın açıklamasını Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Uğur Güç okudu. “Doğruları yazmaya ve gerçekleri halka aktarmaya devam edecekleri”ni, “Türkiye basın tarihine kara bir leke sürüldüğü”nü belirten Gök, “Tayyip Erdoğan’ın yargısı gereğini yaptı. Yargının bağımsız olmadığını hem suçlayıcı sorularıyla hem de tutuklama kararıyla bir kez daha gösterdiler. Gazetecilik tarihimiz böyle baskıları gördü ama yılmadık. Bundan sonra da daha fazla mücadele edeceğiz” diye konuştu.
Açıklamanın ardından Dündar ve Gül’ün cezaevinden yazdıkları mektuplar okundu.
CAN DÜNDAR’IN MEKTUBU
Sevgili Meslektaşlarım
Silivri’deki ilk gecemde televizyonum yoktu. Tatsız bir karanlığa yapayalnızdım. Ertesi gün televizyon verdiler. Sizleri gördüm. ‘Özgürlük’ diye haykıran sesiniz doldurdu hücremi. Işığınızla aydınlandım. Yapayalnız da olsam yürümeye kararlı olduğum bu yolda yapayalnız olmadığımı gördüm. Hücrem sizinle dolu, öylesine kalabalık şimdi. Bugün de sesinizi duyuyor olacağım. O ses, bu dayanışma tutsak gazetecileri dışarıya, Türkiye’yi aydınlığa çıkaracak.
ERDEM GÜL’ÜN MEKTUBU
Dışarıdaki arkadaşlara;
Hapiste 2. günümü şu saatler itibariyle tamamlamış durumundayım. Yani cezaevinde hiyerarşik olarak yükselme havalarındayım. Yani mahpus olarak kıdem basıyorum. Bütün mesaimi usta bir mahpus olmaya verdiğim için siz dışarıdakilerin halini o kadar çok almayacağımı kabul edersiniz.
(…) Belki bu ödediğimiz bedeller bu kayıpların durdurulmasına katkı yapar diye kendimi de avutmak istiyorum. Korkmayan, umutsuzluğa kapılmadan bir araya gelip sesini yükselten ve ülkenin geleceği için iyi şeyler söyleyen tüm dostlara en içten selam ve sevgiler.