19 Eylül Gaziler Günü münasebetiyle Burdur Valiliği’nin düzenlendiği öğle yemeğinde protokolle gazi ve şehir aileleri bir araya geldi.
Gaziler onuruna verdiği yemekte konuşan Vali Arslantaş; “Gazilerimize sunacağımız her türlü hakkın ve sağlayacağımız imkânların onların fedakârlıklarının karşılığı olamayacağının farkındayız.” diyerek minnet ve şükran duygularını ifade ettiği Gazilerin Günü’nü kutladı.
Vali Arslantaş yemek süresince ailelerle sohbet ederek yakından ilgilendi. Düzenlenen yemek İl Müftüsü Enver Türkmen’in yaptığı duanın ardından sona erdi.
Vali Arslantaş burada yaptığı konuşmada;
“Özgürlüğü elinden alınmış insanlar ve milletler sureten varlıklarını sürdürseler bile fiilen ölü mesabesindedirler. Dünya güçlü olanın ayakta kaldığı ve nizamı kendi isteklerine göre şekillendirdiği bir yaşam alanıdır. Haklı olan her zaman güçlü olamayabilir. Bu noktada hakkını can pahasına savunma kararlılığı gösteremeyen insanlar ve uluslar korkaklıklarının bedelini zillet içinde bir yaşam sürerek öderler.
Bakara suresi 30. Ayette Allahu Teâlâ’nın insanı yaratma serencamı anlatılırken, Rabbimizin insanı yaratma iradesini beyan ettiği, bunun üzerine meleklerin: ‘Yeryüzünde bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın’ şeklinde itiraz ettiği bildirilir. Ayetin devamı başka bir bahse mevzu olmakla birlikte ayetin manasını, insanın doğası gereği bozgunculuğa ve kan dökmeye teşne bir fıtrat üzere olduğunu ihbar etmesi cihetiyle anlamak gerekir.
Erdem sathında bir yaşam sürme yolunu seçmeyen insanlar hemcinsleri için daima bir tehdit olmuştur ve aynı husus insanlardan müteşekkil organizasyonların en büyüğü olan devletler için de geçerlidir.Birinci dünya savaşının ardından fiili düşman işgaline maruz kaldığımız karanlık dönemin süresi beş senedir ki binlerce yıllık insanlık tarihiyle beş seneyi kıyasladığımızda esarete tahammül süremizin ne kadar kısa ve tepki hızımızın ne denli yüksek olduğu anlaşılacaktır. Kurtuluş savaşının örgütlenme sürecindeki başarıyı tahlil ettiğimizde, mukaddesatı uğruna al kanlara boyanmaktan şeref duyan Türk ulusunun,
‘Bağımsızlık benim karakterimdir’ diyen bir lider öncülüğünde kenetlendiği görülmektedir.
Savaş Türk’ün düğünüdür. Bizler, şerefli bir ölümü ayağımızda prangalarla korkakça yaşamaya tercih ederiz.
Damarlarında gerçek Türk kanı dolaşan hiç kimse yoktur ki muhannet olsun. Gaza meydanı, bir türkümüzde denildiği gibi ‘Ağaların, beylerin karıştığı, şehadetin cennetlikle buluştuğu’ yerdir. Aziz şehitlerimiz, dudaklarında kelime-i şehadet, gayp perdesi kalkan gözlerinde ebedi mekanları olan Firdevs cennetleri, burunlarında cennet kokusu, zihinlerinde ‘feda olsun!’ kalenderliğiyle özgürlük uğruna vatana canlarını bağışlamış, gazilerimiz dahi şehadet makamına talip iken Mevla’nın ussa sığmaz takdiriyle gazilik payesiyle şerefyap olmuşlardır. Hem şehitlerimiz hem de gazilerimiz Türk’ün şecaat kitabına adlarını kanla yazmışlardır. ‘Vatan sevgisi mayaya benzer, sütü bozuk olanda tutmaz.’ derler. Söylemdeki külhanbeyi edasını görmezden gelerek kelamın muradına odaklanırsak belli bir hakikati ifade ettiğini görürüz. Feda edebilmek gerçekten çok sevmenin yanında sağlam bir karakter gerektirir .Fedakârlıkların en büyüğü de hiç şüphesiz, istiklal ve istikbal uğruna, can pazarında, tatlı canını, haraçmezat satılığa çıkarabilmektir. Bu yiğitliği gösteren şehitlerimize rahmet okumaktan ve gazilerimizin o pak alınlarından öperek milletimiz adına şükranlarımızı sunmaktan başka edilecek kelam
da yoktur.
Sakarya Meydan Muharebesinde kazanılan zaferin ardından, Mustafa Kemal Atatürk’e Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 19 Eylül 1921 günü mareşallik rütbesi ve gazilik unvanı verilmiş, bu münasebetle 19 Eylül günü Gaziler Günü olarak kabul edilmiştir. Malumunuz üzere devletimiz yalnızca bir gün değil her gün sizlerin yanındadır. Her türlü isteğiniz için yedi gün yirmi dört saat sizlere kapımız açıktır. Sizler göz aydınlığımızsınız. Şehitlerimizin aileleri ve kahraman gazilerimiz hem medarı iftiharımız hem de onlardan aldığımız emanetlerimizdir. Emanete sahip çıkmak ise boynumuzun borcudur.
Gazilerimize sunacağımız her türlü hakkın ve sağlayacağımız imkânların onların fedakârlıklarının karşılığı olamayacağının farkındayız. Bununla birlikte Valiliğimizin, sizlere en muteber imkânları sunma noktasındaki sorumluluğunun bilincinde olduğunu bilmenizi istirham ediyorum.
Bu düşüncelerle sözlerimi nihayete erdirirken sizlerin destansı hayat hikâyelerinizin milli hafızamızda daima saklı kalacağını tekrar hatırlatıyor, neredeyse bin yıldır bu topraklarda yaşamamıza vesile olan cesaret ve kahramanlık ruhunun günümüzdeki temsilcileri olmanız sebebiyle sizlerle bir arada bulunmaktan iftihar ettiğimi tekrar belirtiyor, hepinize ailelerinize birlikte sağlıklı mutlu bir ömür diliyorum. Allah’a emanet olun” dedi.
Programa Vali Ali Arslantaş, Milletvekili Bayram Özçelik, Garnizon Komutanı P. Kom. Alb. Yavuz Çankaya, Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Cumhuriyet Başsavcısı Osman Kara, MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, Baro Başkanı Ramazan Gedik, Vali Yardımcısı Mehmet Yıldız, Vali Yardımcısı Ahmet Mailoğlu, Vali Yardımcısı Bahri Gökalp, İl Jandarma Komutanı J. Alb. Mustafa Güder, İl Emniyet Müdürü Ümit Bitirik, İl Genel Meclisi Başkanı Murat Akbıyık, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Asım Ertilav, siyasi parti İl başkanları, kurum müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, şehit aileleri ve gaziler katıldı.