
Ulusal Kanal’da yayınlanan Haber Merkezi programında dış politika konusunda değerlendirmelerde, Kazakistan’daki ABD destekli kalkışma ve Ukrayna-Rusya hattında yaşanan gerilim ve tüm bu olayların bölge ve Türkiye üzerindeki etkileri masaya yatıran Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya İl Başkanı Serdar Üsküplü, Vatan Partisi’nin konuyla ilgili önemli bir açıklamasının olduğunu hatırlatarak, “Bu Amerikancı darbe girişimiydi. Hedeflenen sadece Kazakistan değil, bütün Asya ve Avrasya kuvvetleriydi. Kazakistan’daki darbe girişimi Türkiye’yi de hedeflemekteydi” dedi.
KAZAKİSTAN’DAKİ KALKIŞMA, “BİR AMERİKANCI DARBE GİRİŞİMİYDİ”
Bu turuncu kalkışmanın, “bir Amerikancı darbe girişimi” olduğunu vurgulayarak başladığı konuşmasına, “hedeflenen sadece Kazakistan değil, bütün Asya ve Avrasya kuvvetleri hedeflenmekteydi, düşman tahtasına konmuştu. Dolayısıyla Kazakistan’daki darbe girişimi Türkiye’yi de hedeflemekteydi. Kazakistan önemli bir devlet, tam bir köprü görevi görüyor. Hem Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün üyesi hem Türk Devletleri Teşkilatı’nın üyesi hem Şangay İşbirliği Örgütü’nün üyesi hem de Avrasya’nın bütünleşmesi fikri sayın Nazarbayev tarafından çok kuvvetle savunuluyordu. Birleşik Avrasya, Avrasya’nın birleşmesi fikrinin de savunucusu Kazakistan” dedi.
“TAM BİR TURUNCU DEVRİM ŞABLONU”
Kazakistan’ın hedef alınmasının “şans eseri bir olay” olmadığını belirterek, çok açık bir şekilde “silahların dağıtılması”, “uygulanan turuncu devrimin harekete geçiriliş şekli”,” önce bir ekonomik taleple ortaya çıkması”, “demokrasi söylemiyle ortaya çıkması”, “ardından Batı basınının bunu kuvvetle desteklemesi”, “sokaklardaki şiddet olayları”, “dış destekli terör unsurlarının kullanılması” şeklinde cereyan eden “tam bir turuncu devrim şablonu görüyoruz. Biz bu şablonu daha önce Ukrayna’da görmüştük, çok öncesinde Yugoslavya’da görmüştük. Burada Amerikan derin devletinin bir darbe şablonu adım adım uygulandı. Hedef Avrasya’ydı, hedef aslında bir cepheydi” diye konuştu.
Başkan Üsküplü konuşmasında şu görüşlere yer verdi.
*Bu cephenin Türkiye’de de yansımalarını gördük. Bu olaylar çıktığı anda tıpkı Türkiye’deki 15 Temmuz’da olduğu gibi aynı cephenin aynı yerde konumlandığını gördük. Türkiye’deki Amerikancılar, zihinleri Amerika tarafından işgal edilmiş şahıslar, unsurlar gerek basında gerekse siyasi partilerde hemen öne çıktılar ve bunun bir Rusya’nın işgal harekâtı olduğunu, Kazakistan’daki gösterilerin demokratik bir hak olduğunu, hatta Kazakistan’ın bir otoriter devlet olduğunu söylemeye başladılar. Maalesef hükümetin yanındaymış gibi gözüken bazı unsurların da ABD’ye toz kondurmamak açısından, sistemi karşılarına almamak açısından aynı hatayı yaptıklarını gördük ve bunu şiddetle eleştiriyoruz.
*Öncelikle düşmanı iyi tespit etmek, faili bulmak gerekir. Suç ortada, yanılmıyorsam 16 polis memuru öldürülmüş, kafalar kesilmiş, binlerce insan yaralanmış, 3 milyar dolarlık bir kayıp verilmiş ülkeye. Eğer bu darbe girişimi başarılı olsaydı çok daha büyük kayıplar olacaktı. Böyle bir olayda suç ortada ancak fail gizleniyor. Fail çok açıktır, fail ABD’dir. Bunun arkasında ABD’nin Soros Vakfı’nı, yine ABD’nin Ulusal Demokrasi Vakfı isimli vakfını görüyoruz.
2,5 milyon dolarlık bir katkı yaptığını söylüyorlar. Bunun arkasında ABD’nin derin devletinin fonları vardır. Bunun arkasında Amerikan istihbaratının olduğu çok açıktır.
*Rusya, Çin, Türkiye Kazakistan’ın yanındadır. Darbenin yanında yer alanlara bakınız; ABD, Ukrayna, DEAŞ, Türkistan İslam Partisi adındaki Uygur ayrılıkçıları, Asya’daki cihatçı terör örgütleri de burada Kazakistan’daki darbecilerin arkasında yer aldı. Türkiye’deki Biden Cephesi de Kazakistan’daki darbeci kuvvetlerin arkasında yer almıştır. CHP, HDP, FETÖ, İyi Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi açıkça Kazakistan’daki darbe girişimini desteklemiş, Kazakistan’daki Amerikancı darbecilerin yanında yer almıştır.
*Önümüzdeki dönemde tehdidi doğru saptamak, Türkiye’ye ve komşularımıza yönelik tehdidin nereden geldiğini doğru saptamak, doğru anlamak ve net ifadeler kullanmak çok önemli. Hükümeti ve Sayın Cumhurbaşkanı’nı da uyarıyoruz. Burada ABD’nin yanında tavır almak, Türkiye’nin karşısında tavır almak demektir.
“TÜRKİYE’NİN DERHAL NATO’DAN AYRILMASI GEREKİR”
Öte yandan Başkan Üsküplü, Ukrayna-Rusya gerilimi konusunda da partisinin ortaya koyduğu siyasetleri anlattı. Uygulanan denge siyasetinin Türkiye’ye zarar verdiğini ifade eden Serdar Üsküplü, “Türkiye’nin derhal NATO’dan ayrılması gerekir. NATO’dan ayrılana kadar da Ukrayna konusunda veto hakkını kullanacağını kesin olarak ifade etmesi gerekir” dedi.
Başkan Üsküplü konuyla ilgili açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
*Tek bir cephe var burada. Biz bu cephede hep karşımızda ABD ve İsrail’i görüyoruz. ABD-İsrail cephesi bir taraftadır bir tarafta da Türkiye, Rusya, Çin, Kazakistan, İran, Azerbaycan, Irak ve Suriye gibi büyük insanların temsilcileri var. Tek bir düşman var dolayısıyla tek bir bütüncül stratejinin uygulanması gerekir.
*Savunma stratejisi hazırlıyorsak öncelikle bir düşman tespiti yapmamız gerekir. NATO’nun Türkiye’yi koruyacağı söyleniyor. NATO, Türkiye’yi hangi düşmana karşı korumaktadır? Bugün Yunanistan adeta ABD’nin cephaneliği haline gelmiş. Yunanistan üzerinden Türkiye ve Rusya kuşatılmakta. Amerikan üsleri Türkiye’yi Yunanistan üzerinden tehdit ediyor. NATO, Türkiye’yi bu Amerikan üslerine karşı korumakta mıdır? PKK terör örgütünün arkasındaki kuvvet ABD’dir. NATO, ABD’nin hegemonyasını korumak ve genişletmek amacıyla kurulmuş bir örgüttür.
*Nitekim Türkiye’de 2 darbe gerçekleşti, 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri. NATO darbeleri, Gladyo darbeleriydi. 15 Temmuz Darbesi de bir Gladyo darbesiydi ve bastırıldı. Dünyada bir NATO darbesini ilk bastıran ülkeyiz. 15 Temmuz da Gladyo’yu ezerek Türkiye, NATO’nun Türkiye’yi yönetme yönlendirme kuvvetini de ortadan kaldırmış oldu.
*ABD, Türkiye’yi tehdit unsuru olarak görmektedir. NATO da Türkiye’yi bir tehdit unsuru olarak görmektedir. NATO, Türkiye’yi savunan, koruyan bir örgüt değil, tehdit eden bir örgüttür. Öncelikle bu tehdidi saptamak gerekir.
*NATO, Ukrayna’yı da içine alarak Rusya’ya karşı daha canlı bir tehdit haline gelmek istiyor.
Türkiye’nin burada net ve kararlı bir tutum alması gerekir. Türkiye’nin bugün hemen çıkıp Ukrayna’nın NATO üyeliğini veto edeceğini ve bunu asla kabul etmeyeceğini açıklaması gerekir. Bu denge siyaseti çok büyük zarar vermekte Türkiye’ye. Türkiye hem iç cephedeki birliğini zedelemektedir hem de uluslararası alanda bir güvenilmezlik yaratmaktadır. Çin ve Rusya’da, Türkiye’ye karşı, ”Türkiye NATO üyesidir, bunlarla nasıl ittifak yapacağız” diye bir kuşku ortaya çıktığını görüyoruz. Türkiye’nin derhal NATO’dan ayrılması gerekir. NATO’dan ayrılana kadar da Ukrayna konusunda veto hakkını kullanacağını kesin olarak ifade etmesi gerekir.
*Kırım, Rusya Federasyonu’nun toprağıdır, Türkiye, Rusya’nın toprak bütünlüğüne saygı göstermek durumundadır. Kırım’ın Rusya toprağı olduğunu kabul etmeliyiz. Abhazya Cumhuriyeti bağımsız bir devlettir. Abhazya, Abhaz milletinin devletidir. Abhazya’nın bağımsızlığının kabul edilmesi gerekir. Geçtiğimiz günlerde Abhazya Devleti’nden bir heyet geldi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) gitmek üzere, KKTC’yi tanımak üzere gittiler oraya. Maalesef bizim hükümet yetkililerimiz izin vermedi bu heyetin KKTC’ye gitmesine. İşte buralarda denge siyaseti Türkiye’ye büyük zararlar vermektedir. Vatan Partisi’nin açıkladığı Karadeniz-Akdeniz Dostluk ve Barış Planı, öncelikle Kırım’ın Rusya Federasyonu toprağı olduğunu kabul etmek, Abhazya’nın bağımsız devlet olduğunu kabul etmek, KKTC’nin dünyada tanınmasını sağlamak, bölgemizdeki ABD üslerinin kapatılması için mücadele etmekle başlar. Türkiye’deki İncirlik Üssü’nün de derhal Türk Ordusu’nun denetimine alınması gerekir.
“ABD ELİNDEKİ BÜTÜN UNSURLARI SEÇİME DOĞRU KULLANACAKTIR”
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serdar Üsküplü, ABD tarafından yayınlanan Türkiye karşıtı raporu hatırlatarak, ABD’ye bağlı örgütlenmelerin Türkiye’de Millet İttifakı içerisinde varlığını sürdürdüğünü ifade etti.
ABD’nin seçimlere doğru elindeki bütün unsurlarını kullanacağını söyleyen Serdar Üsküplü, “Türk hükümeti, ciddi bir strateji belirler ve kararlı davranırsa bu kaosun önüne geçilebilir” dedi.
Serdar Üsküplü açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:
ABD’nin 2020 yılında yayınlanan RAND raporu bir strateji belgesi. ABD’nin önümüzdeki dönemde Türkiye üzerine izleyeceği stratejiyi anlatıyordu. Şöyle başlıyordu rapor: “Türkiye ile ABD’nin çıkarları artık uyuşmamaktadır, Türkiye’nin başındaki yönetimin devrilmesi, yerine Amerikancı bir yönetim kurulması gerekir.” İsim isim de sayıyordu kimlerden oluşması gerektiğini yeni kurulacak yönetimin. CHP, İyi Parti, HDP, Babacan ve Davutoğlu’nun da isimleri geliyordu buralarda. O stratejinin devam ettiğini görüyoruz. Biden, Erdoğan’ın devrilmesi gerektiğini söylemişti.
ABD’nin Türkiye’de darbe yapacak kuvveti kalmadı. Amerikan Gladyo’su Türkiye’de ezildi. Fakat ABD’ye bağlı örgütlenmeler varlıklarını sürdürüyorlar. Bu Turuncu Devrim Kuvvetleri, Türkiye’de yoğun olarak faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyorlar. Bunlar ABD’nin kontrolü altındalar, Biden Cephesi’nin içerisindeler, Millet
İttifakı’nın içerisindeler. ABD’nin, Türkiye’nin bugünkü dengeleri içerisinde Millet İttifakı’na bir seçim kazandırması mümkün değil. Millet İttifakı’nın da seçim stratejisi de oy alarak kazanmak üzerine değil. Sürekli ABD’ye yaranmaya çalışan bir strateji izliyorlar, git gide milletten kopan, Türkiye’den kopan bir strateji içerisindeler. Kazakistan’da darbe oluyor, darbecileri destekliyorlar, Türkiye PKK’ya karşı mücadele ediyor, bunlar HDP üzerinden PKK ile ittifak halindeler. Türkiye FETÖ ile mücadele içerisinde, Millet İttifakı, Kılıçdaroğlu defalarca söyledi, ”Devletten atılan 104 bin personeli hepsini geri alacağız” diyor. Yani PKK’lıları ve FETÖ’cüleri geri alacağız diyor. Bunların Türk Milleti’nden aldıkları oyla iktidar olmaları mümkün değil. ABD, elindeki bütün unsurları seçime doğru kullanacaktır. Türk hükümeti, ciddi bir strateji belirler ve kararlı davranırsa bu kaosun önüne geçilebilir.
- TÜRK-İŞ süresiz oturma eylemine gidiyor
- Kifayetsiz muhteris yöneticinin ülkesine ve halkına verdiği zarar
- Jandarma yangına yönelik devriye atıyor
- Erdoğan’dan çiftçiye yeni kredi paketi müjdesi
- Cuma’da ders gibi hutbe: “Kamu hakkı dokunulmazdır”
- Yazarımız, Sagalassos’ta tarihi dokudaki tahribatı altı maddede gösterdi
- Hükümet krizin yükünü emekçinin sırtına yükleme kararından vazgeçmiyor
- GÜNAH HARİTAMIZ