Salda Gölü’nde bilimsel çalışmalar yapan Türkiye’nin önemli göl uzmanlarından Dr. Erol Kesici, göl kıyısındaki beyaz kumulların taşınmasına tepki göstererek, “Yok edilen o beyaz kumlar taşındıkları yerde kararacak ve restore edilmesi artık mümkün olmayacak” dedi.
Turkuaz rengi ve beyaz kumsallarıyla Türkiye’nin nazar boncuğu göllerinden biri olan Salda Gölü’nde Millet Bahçesi yapma uğruna başlatılan kumul talanı büyük tepki çekti. Bölgedeki göllerde yaklaşık 30 yıldır bilimsel çalışmalar yürüten Türkiye’nin önemli göl uzmanlarından Dr. Erol Kesici, canlı niteliğindeki biyomineralizasyonla oluşan kumların iş makineleriyle kamyonlara yüklenerek taşınmasının milyonlarca canlının ezilerek yok edilmesi anlamına geldiğine dikkat çekerek, “Kumların alındığı yerler adeta bir canlının vücudunda açılan yaralar gibi kalacak. Yok edilen o beyaz kumlar taşındıkları yerde kararacak ve restore edilmesi mümkün olmayacak. Bu yapılanların kabul edilmesi mümkün değildir” diye konuştu.
Burdur’un Yeşilova ilçesinde bulunan Salda Gölü, turkuaz suları ve beyaz kumsallarıyla büyüleyici bir doğal güzelliğe sahipti. Doğal sit alanı ve ulusal öneme haiz sulak alan statüleriyle koruma altında olan göl, Maldivleri aratmayan görüntüsüyle son yıllarda sosyal medya kullanıcıları tarafından da keşfedilince ziyaretçi baskısı artmaya başladı. Bu ilgiyi fırsata çevirmek isteyen yerel yetkililer Salda Gölü’nün tanıtılması ve bölgeye turist çekmek için girişimlerini sürdürürken geçtiğimiz yıl Şubat ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Salda Gölü kıyısında Millet Bahçesi yapılacağını duyurdu.
GÖLÜN KORUNMASI BEKLENİRKEN MİLLET BAHÇESİ GÜNDEME GELDİ
Bu açıklamanın hemen ardından ise Salda Gölü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildi. Bir yandan kuraklık riski bir yandan da insan kaynaklı kirlilik baskısıyla karşı karşıya olan Salda Gölü’nün daha sıkı korunması beklenirken göl kıyısında inşa edilmesi planlanan Millet Bahçesi projesi için de düğmeye basılması kamuoyunda tepkiyle karşılandı.
YEŞİLOVALI YURTTAŞLAR İHALEYE KARŞI DAVA AÇTI
TOKİ’nin alanla ilgili imar planlarıyla ilgili askı süreci tamamlanmadan yaptığı ihaleyi yargıya taşıyan Yeşilovalı yurttaşların açtığı dava ise önce yerel mahkemeden döndü ardından ise Ankara 16. Mahkemesi tarafından reddedildi. Mahkeme, Kasım 2019’da yürütmeyi durdurma ve iptal talebini reddetti, davanın avukatları ise kararı temyiz edeceklerini duyurdular.
İNSAN GİRİŞİ YASAKLANDI, İŞ MAKİNELERİ TAHRİBATA BAŞLADI
Ancak yerel halkın ve kamuoyunun Millet Bahçesi yapılması girişimine tepkileri sürerken geçtiğimiz Mart ayında Salda Gölü kıyısın konteynerler yerleştirilerek inşaat çalışmaları için düğmeye basıldı. Başta Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum olmak üzere yetkililer Salda Gölü’nün korunacağını, göl kıyısındaki koruma alanında çivi bile çakılmayacağını savunurken, Türkiye’nin COVİD-19 salgınıyla mücadele kapsamında evde kaldığı bir dönemde hep korkulan o gelişme yaşanmaya başladı. 12 Nisan’da salgınla mücadele kapsamında Salda Gölü kıyısına girişlerin yasaklandığı duyuruldu. 13 Nisan’da ise göl kıyısından gelen görüntülerde beyaz adalar olarak anılan beyaz kumsala iş makineleri ve dev kamyonlarla girilerek tahribatın başladığı yansıdı.
AYAKLA BİLE BASILMAMASI GEREKEN CANLI YAPILAR YOK EDİLİYOR
Ayakkabılarla bile üzerine basılması durumunda zarar göreceği belirtilen canlı niteliğinde hidromanyezit yapılardan oluşan kumulların iş makineleriyle kamyonlara doldurularak gölün güney kıyısındaki Halk Plajı’na taşındığı öğrenildi. Millet Bahçesi projesi kapsamındaki yapılaşmanın bir bölümünün planlandığı bu bölgede oluşturulan yürüyüş yolunun zemininde kullanılacağı iddia edilen beyaz kumulların taşınarak kıyının tahrip edilmesi tepki çekti.
DR. EROL KESİCİ: ‘ARTIK ORAYI RESTORE ETMEK OLANAKSIZ’
Doğa ve Sürdürülebilirlik Derneği ile Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanlığını yürüten Türkiye’nin önemli göl uzmanlarından Dr. Erol Kesici, “Ayakkabıyla basılması durumunda bile zarar göreceği söylenen bir alanda, hangi akıl izin verdiyse iş makineleriyle girip kumları adeta ezerek taşıyorlar, yollara saçıyorlar. Fotoğrafları gördükçe gözlerimin önüne milyonlarca canlının vahşice ezilip yok edilmesi geldi. Bu kumların yaklaşık 30 yıldır o bölgede yaptığımız çalışmalarla belirlenen biyomineralizasyon sonucu oluşan canlı yapılar olduğunu hep dile getirdik. Yok ettikleri bu doğal yapı, taşıdıkları yerde kararacak. Kumların alındığı yerler adeta bir canlının vücudunda açılan yaralar gibidir. Artık orayı restore etmek olanaksız. Hiçbir bilim insanı o kumların taşınmasına onay vermez. Veren olursa da maalesef Salda Gölü’nün oluşumundan haberdar değildir, bilgisi yoktur” diye konuştu.
‘BU YAPILANA SÖYLEYECEK SÖZ BULAMIYORUM’
Göl kıyısındaki biyomineralizayon oluşumların saçılacak kadar bol olmadığının altını çizen Kesici, “Ben bu yapılana söyleyecek söz bulamıyorum. İnanın çok ama çok üzüntü duyuyorum. Yazık. Salda Gölü’yle ilgili yetkililerin talebi üzerine hazırladığımız, 5 dilde yazılmış bir kılavuz kitap var ortada. Göl için nelerin yapılması gerektiği, nelerin asla yapılmaması gerektiği bu kitapta ortaya konuldu. Şimdi bu yapılanları gördükçe bunca emeğe, bilimsel çabalara yazık olduğunu düşünüyorum. Bu kitabı neden hazırlattınız, neden 5 dilde yayınladınız ve sonra neden bugünkü hale getirdiniz gölü?” ifadelerini kullandı.
‘SALDA GÖLÜ DOĞAL HALİYLE GELECEĞE TAŞINMALIYDI’
Salda Gölü kıyısına girişlerin salgınla mücadele tedbirleri kapsamında yasaklanmasına ilişkin haberlerin yanıltıcı olduğunu savunan Dr. Erol Kesici, girişi yasaklanan kumsalın iş makineleri ve kamyonlarla tahrip edilmesinin kabul edilemez olduğun belirterek, “Bunun kabul edilmesi mümkün değildir. Dünyanın eşsiz bir doğal alanı yok ediliyor. Oysa Salda Gölü doğal haliyle değerliydi ve geleceğe bu haliyle taşınmalıydı” dedi.
‘GÖL 10 METRE ÇEKİLDİ, TUZLULUK ARTACAK, KUMULLAR KARARACAK’
Bölgede yapılan son araştırmalara göre Salda Gölü’ndeki su seviyesinin ortalama 10 metre civarında çekildiğinin tespit edildiğine de işaret eden Kesici, gölün kuraklık riskiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, “Gölü besleyen yeraltı sularının kuyu ve sondajlarla daha da çok çekileceğini, yağış ve yüzey suları da azalacak. Salda Gölü’ne turkuaz rengini veren suyun kalitesi bütün bunlardan olumsuz etkilenecek. İnsan baskısından kaynaklanan kirlilik ve yapılaşma yüzünden kumlardaki beyazlıklar giderek kararmaya başlayacak. Bir başka deyişle bütün bu baskılar biyomineralizasyon oluşumunu kısıtlayacak ve göldeki tuzluluk oranı artacak” görüşünü dile getirdi.
‘YAPILANLAR ÖÇK STATÜSÜNE UYMUYOR’
Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) ilan edilen Salda Gölü’ndeki yapılan uygulamaların, ÖÇK statüsü ile bağdaşmadığını belirten Kesici, “ÖÇK, ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi haiz, çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı, biyolojik çeşitliliğin, doğal kaynakların ve bunlarla ilgili kültürel kaynak değerlerinin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekli olan kara, su ve deniz alanları. Bugün Salda kıyısında yapılanlar bu tanımlara kesinlikle uymuyor” dedi.
‘BU YAPILANLAR TIPKI VİRÜS GİBİ GÖLE ZARAR VERECEK’
İnşaat alanına dönüştürülen bölgedeki önemli bitki türlerinin çiçeklenme döneminde olduğu için çalışmalardan zarar görebileceğini belirten Kesici, “Önümüzdeki süreçte yağışlarla birlikte alandan taşınan kumların olduğu alanları ciddi sorunlar da bekliyor. Bu biyomineralizasyon yapılar tıpkı bir ağaç ya da bitki kökü gibi tomurcuklar oluşturuyor. Bunların asla kazılmaması, taşınmaması gerekiyordu. Bunun geri dönüşü yok. Daha da açık anlatmak gerekirse bugün gündemimizde olan virüs nasıl zarar veriyorsa, Salda Gölü’ne yapılan bu uygulamada benzer bir zarar verecek göle. Burada kazılan, karartılan, köklenen yerler, her tarafa kararma olarak yayılacaktır. Nereden bakarsanız bakın biyolojik bir facia. Bu haliyle Salda Gölü’nün biyolojik çeşitliliğin, doğal kaynakların ve bunlarla ilgili kültürel kaynak değerlerinin korunması ve sürdürülebilirliği sağlanamaz. Bu yapılaşma ve yok ediş başka türlü bir yöntem olarak tarihe geçecektir. Bu yapılanların adı koruma değil, yok etmedir” diye konuştu.
BAKAN KURUM, ARAÇ GİRİŞİNİ ENGELLEDİKLERİNİ AÇIKLAMIŞTI
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Salda Gölü’nde yapılaşma tartışmalarının gündeme geldiği dönemde yaptığı açıklamada, araçların kıyıya kadar girdiği, çöplerin dağ oluşturduğu ve vatandaşların günlük ihtiyaçlarını giderecekleri hiçbir alanın olmadığını tespit ettiklerini belirterek, “Araçlar kıyıya kadar gelip hem doğal güzelliklere zarar veriyorlardı hem de gelenlerin burada o doğal güzellikleri görmesine maalesef mani oluyorlardı. Hemen valiliğimize ve genel müdürlüklerimize talimatlarımızı verdik. İlk önce bu araçların buraya girmesini engelleyecek doğal ahşap bariyerler koyduk. Şu an itibarıyla bu alana hiçbir şekilde araçlar giremiyor” ifadelerini kullanmıştı.
‘BU BÖLGE İÇİNDE HİÇ BİR ŞEKİLDE YAPILAŞMA YAPAMAZSINIZ’
Salda Gölü’nün çevresiyle birlikte Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan ettiklerini dile getiren Bakan Kurum, “Bu bölge içinde hiçbir şekilde yapılaşma yapamazsınız, bina dikemezsiniz, beton atamazsınız, asfalt dökemezsiniz ki biz ÖÇKB içinde, gölümüzün kıyı kenar çizgileri içinde kalan alanda hiçbir şekilde ne bir asfalt ne bir beton ne bir yapılaşma yapmayacağız, yaptırmayacağız, yapılmasına da müsaade etmeyeceğiz. Ne yapacağız? Biz, bu kıyı kenar çizgisi içinde kalan o doğal güzelliklerin korunması amacıyla yaklaşık 500-600 metrelik bandı tamamen koruma altına alıyoruz. Buraya hiçbir şekilde hiçbir yapılaşma yapılmasına müsaade etmiyoruz” açıklamasında bulunmuştu.
[3d-flip-book mode="thumbnail-lightbox" urlparam="fb3d-page"
id="12654" title="false" lightbox="dark"]