İlk anda kulağa hoş gelen bir slogan!

Darbe, “sloganın ifade ettiği süreçte ilk vuruş”…

Dikta ise bir “sonuç”…  Darbenin sonucu…

Darbe, önce “tiyatro”ydu. Erdoğan’ın “tiyatrosu.”

Ordu (Devlet)- millet birliğinin gerçekleştiği ve bu sayede “tiyatro”nun püskürtüldüğünü gören muhalefet –özellikle 7 Haziran seçimleri öncesinde Amerikan güdümlü bir operasyon olan Parlamentoya 4’ncü bir parti sokarak AKP Hükümetini iktidardan düşürme projesine kapılan, bu nedenle PKK’nin kravatlı siyasi kanadı olan HDP’ye baraj atlatan ve Parlamentoya sokan muhalefet- gün doğarken uyandı.

Ancak gene de siyaset yapma, gündem yaratma ve sürece yön vermede her zaman olduğu gibi sınıfta kaldı. Hiçbir zaman Türkiye’de gündem oluşturan ve temel süreçlere ad veren bağımsız bir hareket geliştiremediler; her zamanki gibi gene Erdoğan’ın kuyruğuna takıldılar.

Sloganın sahiplerince diktatörlüğü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kuracağı iddia ediliyor. Ancak her nedense Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk vuruşa karşı, Amerikan güdümlü bir CİA-MOSSAD operasyonu olan darbe girişimine karşı da canhıraş bir şekilde mücadele ediyor. Burada bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu durumu var. Ayrıca çok derin bir cehalet bulunmaktadır. Çağımız emperyalizm çağı. Bu çağda bizim gibi gelişen ülkelerde dikta ancak emperyalizme dayanılarak kurulabilir. Bu bir 21’nci yüzyıl “tunç kanunu”dur. Şimdi Amerikan güdümlü darbe girişimini hem bastıracak hem de diktatörlük kuracak Erdoğan. Nasıl olacak? Böyle yaman bir çelişki olabilir mi?

Aslında bu sloganı üreten çevreler, “darbeyi Erdoğan tezgâhladı” diyenler… Bu nedenle ilk anda “tiyatro” dendi. Ardından şafak attı kafalarında; devletin ve milletin topyekûn birliği şafak attırdı. Kökleri tarihin derinliklerinde kaybolan Türk milletinin, bölünüp parçalandığı sanılan stratejik-tarihsel köşebaşlarında, bilinçaltı genlerinde bulunan kodlarından hareketle birleşivermesi, beyinlerindeki şafak atmasa sıfırlanacaklarını ihtar etti.

Sloganı üreten esas olarak F Tipi cemaat çevreleri… Hem kendileri “sloganda saklanıyor”lar; hem de milli kuvvetler saflarında parçalanma ve ayrılık yaratıyorlar.

Tarihten de tanıdık geliyor aslında slogan.

Ne Sam Ne Saddam!

Irak’ta Amerikan emperyalizminin işgalini perdeleyen, Saddam’ın diktatörlüğü gibi bir Amerikan propagandasını işleyen, Amerikan insan hakları, demokrasi ve hürriyet sopasını sallayan bir slogan olan Ne Sam Ne Saddam içeriğinde bir slogan.

Ne Şam Ne sam!

Bu slogan da Suriye iç savaşındaki Amerikan parmağını gizleyen ve perdeleyen bir işleve sahip.

Mübarekler, Amerika Türkiye’yi işgal etse, Ne Sam Ne Ankara diyecekler! Zaten Ne Dikta Ne Darbe de buna benzer bir işleve sahip bir slogan.

Ergenekon, Balyoz dönemlerinde Birgün’ün ürettiği ve savunduğu “yesinler birbirlerini, it dalaşı” tabirleriyle gündeme getirdikleri slogan benzeri ne idüğü belirsizlik akışıyor her yanından.

Allah akıl fikir ihsan eylesin inşallah!

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.