
İbrahim Kasapoğlu
Abdullah Öcalan tam 50 yıl sonra gerçeği itiraf etti. Acı ama hakikat. Fen bilimlerindeki önermelerin doğruluğu laboratuvardaki deneylerle, sosyal bilimlerdeki politikaların doğruluğu ise toplumsal pratikte sınanırmış.
Sömürge teorisinin yanlışlığı ve Türk toplumuna getirdiği yıkım tarihin soğuk ama gerçek duvarına çarparak doğrulandı.
TÜRKİYE SÖMÜRGECİ DEĞİLDİR
Yıl 1975 bahar ayları, yer Ankara Yüksek Öğrenim Derneği. (AYÖD) Ecevit Kıbrıs’a çıkarma yapmış, Demirel Hükümeti de ABD’nin yaptırımlarına karşı Amerikan Üslerini kapatmış. ABD Dışişleri Bakanı Kissinger hükümete baskı yapmak ve üsleri açtırmak için Ankara’ya geliyor.
Ankara’daki bütün öğrenci gruplarının temsilcileri AYÖD’de toplantı yapıyoruz. Toplantıda kimler yok ki. A. Öcalan’dan, Nasuh Miktap’ına, Taner Akçam’dan, Melih Pekdemir’ine kadar bütün şefler orada toplanmış. Konu Kissinger’i protesto edelim mi? Etmeyelim mi?
TİKKO’cular etmeyelim diyor. ‘Türkiye Kıbrıs’ı işgal etmiş, sömürgeleştirmeye çalışıyor. Bizler işgal ve sömürgeciliğin yanında yer alamayız. Bu eylem hâkim sınıfların adamı Demirel Hükümetinin safında yer almak anlamına gelir.’
Arkasından Kürt grupları temsilen Apocular grubundan bir kişi konuşuyor. ’Türkiye sadece Kıbrıs’ı değil Kürdistan’ı da sömürgeleştirdi. Ama eylem konusunda çekimseriz.’ Sonradan öğreniyoruz ki konuşan Abdullah Öcalan’mış.
Uzun tartışmalar oluyor. THKO adına, THKP-C adına konuşmalar yapılıyor.
Aydınlık-Halkın Sesi grubu adına Hukuk Fakültesinden bir öğrenci söz almak istiyor. Aydınlık grubunun ayrı derneği (DGB) varmış, söz alamazmış. Ortalık karışıyor. Herkes konuşmasında ısrar ediyor. Yönetim Kurulu 5 dakikalık izni istiyor.
Nihayet genç Aydınlık adına değil de fakülte adına konuşuyor. Derneğin demokratik olmayan tavrını eleştiriyor. Emperyalizme vurgu yapıyor. ‘ABD’nin safında mı yer alacağız yoksa Türkiye’nin mi? ‘ diye soruyor.
Eğitim Enstitüsü öğrencileri adına ben söz istiyorum. O zamanlar THKPC-ML’ nin sol kanadında yer alıyorum ama birçok konuda farklı düşünüyorum.
Derneği eleştirmekle başlıyorum. ‘Gruplar federasyonu gibi dernek olmaz. Yönetim kime karşı sorumlu? Gruplara mı yoksa üyelerine mi?
İkincisi Türkiye sömürgeci değildir. Çünkü sömürgecilik emperyalizme aittir. Türkiye emperyalist olmadığı için sömürgeci olamaz,
Üçüncüsü eyleme karşı çıkanlar veya çekimser kalanlar ABD emperyalizminin safında yer alan işbirlikçilerdir. Devrimcilik ABD’nin değil Türkiye’nin safında yer almaktır.’
Benim konuşmamdan sonra A. Öcalan itiraz ediyor. Söz istiyor. Sömürge teorisi konusunda uzun süre tartıştık. Eveledi, geveledi. Kapitalist-emperyalist olmayan ülkelerin de sömürgeci olabileceğini söyledi.
Ben de bunun örneğine dünyada rastlanmadığını, bilimsel sosyalizme uymadığını, hiçbir devrimci ustanın yazılarında olmadığını söyledim. Tabii savunamadı. Ancak işbirlikçi ifadesi çok gücüne gitmiş olacak ki eyleme katılacaklarını açıkladı.
Ertesi gün Kızılay Meydanından Zafer Çarşısına kadar 100 bin öğrenci ABD dışişleri Bakanı Kissinger’i izinsiz eylemle protesto ettik.
KÜRT SORUNUNDA SÖMÜRGE TEORİSİNİN ROLÜ
Kürt sorununda 100 bine yaklaşan şehit yurttaşlarımızın ideolojik ve teorik katili sömürge teorisidir.
DDKO’dan, DDKD’ye, PKK’dan KDP’ye, Kawa’dan Denge Kawa’ya, Tekoşincisinden Azadisine, Apoculardan KUK’çulara ne kadar Kürt kökenli örgüt varsa hepsi de sömürge teorisini savunuyordu. İçlerinde en anti revizyonisti Rusya’nın sosyal emperyalizme dönüştüğünü söyleyen Denge Kawa bile aynı teoriden besleniyordu.
SÖMÜRGE TEORİSİ NEDİR?
Sömürge teorisi bir ülkenin işgal ve ilhak edilmesi demektir. Sömürge; siyasi egemenliğin, devletin ve siyasi iradenin olmadığı ülkelerdir.
Feodalizm çağında İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz, Hollanda gibi imparatorlukların Afrika, Asya ve Latin Amerika’da sömürgeleri vardı.
Ama Kapitalizm ve özellikle emperyalizm çağında sömürgecilik feodal devletlerden emperyalist devletlere geçti. Hele ABD gibi emperyalizmin merkezileştiği, süperleştiği, mafyalaştığı bugünkü dönemde her kapitalist veya her emperyalist devlet sömürgeci olamaz. Bugün sömürgecilik ABD süper devletinin ‘hak ve yetkisindedir.’(!) Zaten Afrika’daki Fransız sömürgeciliğinin Afrika’dan kovulmasından belli değil mi? Artık Fransa, İngiltere, Almanya gibi orta düzeydeki emperyalist devletler bile sömürge sahibi olamaz.
SÖMÜRGE TEORİSİ NİÇİN TEHLİKELİ DİR?
12 Eylül 1980 öncesi Türkiye’deki sol örgütlerin çoğu, Kürt kökenlilerin ise neredeyse tamamı ‘Kürdistan Türkiye’nin sömürgesidir’ tezini savunuyordu.
Yani ‘Türkiye Kürdistan’ı işgal ve ilhak etmiş, orayı sömürgeleştirmiştir.’ Sömürge tespiti yaptıktan sonra ona karşı silah kullanmak meşru hale geliyor.
Nasıl 1920’lerde Türkiye emperyalistler tarafından işgal edildiğinde ya da Afrika’da birçok sömürge ülkelerin bağımsızlık için silaha sarılmasında olduğu gibi Kürtlerde TC’ye karşı silaha sarılması meşru bir haktır.
PKK ve bütün Kürt kökenli terör örgütlerinin işlediği cinayetler bu ideolojik temele dayanmaktadır. Onun için vicdanen pişmanlık duymamaktadırlar. Devrimci vicdana ulaşabilmek için fikirsel ideolojik dönüşüme uğramaları gerekir.
TARİH BABADAN DAHA BÜYÜK DERS YOKTUR
Sen küçükte olsa halkları esir, milletleri sömürge edemezsin. Milletler milyonlarca şehit verin ama bağımsızlığından ve özgürlüğünden taviz vermez. İşte Türkiye, işte Hindistan, İşte Cezayir, işte Vietnam.
Ancak bu ülkeler neler çektiler. Türkiye’de ‘biz bu işgalcilerin hakkından gelemeyiz mandacılığı kabul edelim’ dediler.
Hindistan’da ‘İngiltere tanrının yeryüzündeki temsilcisidir onunla savaşmayalım’ dediler.
Mahatma Gandi ‘biz, Türkler İngilizlerin sırtını yere getirinceye kadar Tanrının İngiliz olduğunu sanıyorduk’ dedi.
Ama Tarih baba Türkiye’de mandacıları değil Mustafa Kemal’in tam bağımsızlık düşüncesini, Hindistan’da emperyalizmin tanrı olmadığını ispatladı.
ÇÖZÜM SİLAHI YERE ATMAKLA BAŞLAR
O açıdan eline silah almış veya almamış bütün PKK taraftarlarına 50 yıl önceki gibi bir kez daha sesleniyorum. Lideriniz A. Öcalan çok isabetli bir karar almıştır. Onu dinleyin.
Önce vicdanınızda sorgulayın.
Sonra silahları yere atın.
Bugün en zor ama en doğru ve en vicdani eylem kardeşlerinize doğrulmuş Amerikan silahlarını yere atabilmektir.
Anneniz, babanız, kardeşleriniz, sevgiliniz kısacası bütün Türk milleti sizi bekliyor.
Sakın çok suç işledik diye düşünmeyin. Zararın neresinden dönülürse kârdır. Türk adaletine ve Türk milletinin şefkatli ve bağışlayıcı kucağına teslim olun.
Türk milleti büyük bir millettir. Bağrına taş basar ama vatanına ve devletine helal getirmez. Vatan sağ olsun!