Vatan Partisi Antalya İl Başkanı Ahmet Özbay’la röportaj

“Ülkemizde saflaşma sağ -sol değil, milli -gayrimilli cepheleşmedir”

Ülkemiz, ekonomik buhranı çözmek için Batı’nın tefeci bankerlerine dilenenlerin Suriye’de ABD-İsrail-İngiltere stratejisinde rol aldıkları, Suriye’de ABD-İsrail-İngiliz stratejisine teslim olanların, Öcalan’ı Meclis’e davet etmeye, hapse attığı terörist başından medet ummaya mahkûm oldukları, umudunu ve geleceğini Öcalan’a havale edenlerin Mehmetçiğinden korktukları ve ona düşman oldukları derin bir karanlığın kör çıkmazında ilerlemektedir. Rusya ve İran sınırı hariç her tarafından, üzerindeki silahların Türkiye’ye çevrili olduğu askeri üslerle kuşatıldığı şartlarda bütün siyasi çevrelerin kendi içine yumulduğu, iç sorunların girdabında debelenip durduğu, deyim yerindeyse surlarını Fatih’in devasa Şahilerinin dövüp durduğu ve kentin düşmesinin an meselesi olduğu şartlarda Bizans’ın papazlarının bir toplu iğnenin başında kaç perinin dansedebileceğini tartışmalarına benzer şekilde tutumlar gösterdiği ülkemizde temel meselelere tek çözüm odaklı faaliyet gösteren bir tek parti gözükmektedir. O da Vatan Partisi’dir. Ülkemizin temel meseleler ve güncel problemleri O’nun Antalya İl Başkanı, emekli eğitimci Ahmet Özbay KıvılcımHaber okuyucu ve izleyicileri için konuştu.

Başkan Özbay, sorularımızı partisinin Muratpaşa İlçe binasında kamera karşısında cevaplamıştı. Ama ses düzenindeki teknik bir arıza nedeniyle söyleşiyi yazılı yapmak zorunda kaldık.   

Vatan Partisi Antalya İl Başkanı Ahmet Özbay
  1. Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

Ahmet Özbay: Antalya’nın yerlisiyim. Emekli felsefe öğretmeniyim. 1975’ten bu yana Vatan Partiliyim. Kızım ressam-seramik sanatçısı, oğlum piyanist. Bir de torunum var.

  • Çoğu kişinin evine istirahate çekileceği önemli rahatsızlıklarınız olduğu halde Vatan Partisi İl Başkanlığını üstlenmişsiniz. Bu enerjiyi ve kararlılığı nereden alıyorsunuz?

Ahmet Özbay: Kartacalı Filozof Terentius “Ben bir insanım ve insana dair hiçbir şey bana yabancı değildir.” der.  Sağlık da hastalık da insana dair… “Hoş geldin cefa getirdin.” dedim, savaştım ve hastalığı yendim. İyiyim şimdi. Partimin bana verdiği her görevi inançla ve azimle yerine getirmeye hazırım. Mezara kadar.

  • Vatan Partisi’nin, bir asırdır Türkiye’nin başının belası olan ve devletin bir türlü üstesinden gelemediği Ermeni soykırımı yalanını ortadan kaldırması, 2015 Kasım’ında uçağının düşürülmesi nedeniyle savaşın eşiğine gelinen Rusya’yla Türkiye’nin arasının bulunması, KKTC’nin uluslararasında tanınması çalışmalarındaki katkıları gibi deyim yerindeyse “boyundan büyük işler” gerçekleştirmesiyle siyasi yelpazedeki konumu arasındaki çelişkiyi nasıl açıklarsınız?

BARAJ, HAYATIN İÇİNDE DEĞİL, SEÇMENİN ZİHNİNDE

Ahmet Özbay: Bu başarı listesine 2014’te Silivri duvarlarını yıkarak Türk ordusunun komutanlarını tutsaklıktan kurtarmamız ve 15 Temmuz gecesi Genel Başkanımız Doğu Perinçek’in Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yaptığı çağrıyla Amerikancı darbe girişimini boşa çıkartmamız da eklenmeli. Sorunuza gelince; ortada bir çelişki yok. Çünkü biz Türkiye’nin en büyük partisiyiz. Büyük işleri ancak büyük partiler yapar. Seçimlerde hak ettiğimiz oyu alamıyoruz, çelişki burada. Uygarlık tarihi boyunca hep böyle olmuş zaten. Biz, sistem dışı öncü bir partiyiz. Koşulların sistem tarafından belirlendiği seçimlerde hak ettiğimiz oyları alamıyoruz. Milyonlarca insanın gönlünde yatan ikinci partinin Vatan Partisi olduğunu çok iyi biliyoruz. Halkımız bizim için bunlar nasılsa % 7 barajını geçemez, oyum boşa gitmesin diye düşünerek, sonrasında elim kırılaydı da vermeseydim pişmanlığını yaşayarak oyunu gönülsüz bir şekilde de olsa sistem partilerine veriyor. Oysa baraj hayatın içinde değil seçmenin zihninde, ama bunun farkında değil.  İktidar olmayı sadece seçimlere indirgemiyoruz. Mustafa Kemal seçimle mi iktidar olmuştu? Ama gün gelir seçim yoluyla iktidar olursak buna da hayır demeyiz elbette. Bizim gibi devrimci partiler seçimden ziyade bir halk hareketi sonucunda hükümet ya da hükümet ortağı olurlar. Seçimleri yok saymıyoruz. Her seçime iddialı bir şekilde hazırlanmaya ve katılmaya devam edeceğiz.

  • Vatan Partisi neden kendilerini solda tanımlayan, “Atatürk’ün Partisi” diye anılan CHP ile değil de AK Parti ve MHP ile ittifakı savunuyor? Bunu nasıl açıklıyorsunuz?

GÜNÜMÜZDE SOMUT CEPHELEŞME MİLLİ-GAYRİMİLLİ ŞEKLİNDEDİR

Ahmet Özbay: Günümüzdeki cepheleşme 1980 öncesinde olduğu gibi Sağ-Sol değil Milli-Gayrı Milli şeklinde. CHP yönetimi özellikle 2010’dan sonra Gayrı Milli siyasetler izliyor, HDP/DEM Parti’yle her yerde her konuda ittifak yapıyor, FETÖ’ye kol kanat geriyor. Sistem partileri son süreçte kendi içlerinde ikiye ayrıldı. ABD güdümlü olanlar ve ABD’den korktukları için ABD uyumlu olanlar. CHP 2010’dan sonra giderek artan bir şekilde ABD güdümüne girdi. Bu nedenle ne yazık ki birçok konuda tam karşımızda konumlanıyor. Hiç olmazsa ABD güdümlü değil ABD uyumlu dediğimiz AK Parti ve MHP’yi antiemperyalist mevzide tutmak istiyoruz. Öyle koşulsuz bir ittifak hiçbir zaman olmadı, bundan sonra da olmayacak. Bahçeli’nin Öcalan çıkışı bu cepheye büyük zarar verdi mesela. Umarım bu yanlıştan dönülür. Dönmezlerse Vatan Partisi önderliğinde Türk milleti yanlıştan döndürür.

PKK, ABD “KARA KUVVETİDİR”; TÜRKİYE’NİN YANINDA YER ALAMAZ

  • MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Öcalan açılımı” konusunda ne düşünüyorsunuz?

Ahmet Özbay: Gerçekleşmeyecek ama Türkiye’yi bölünmeye götürecek stratejik bir hata olarak görüyorum. Amerikan hükümetine bağlı Rand Corporation adlı düşünce kuruluşu raporlarında açıkça ilan edildiği üzere ABD Sayın Erdoğan’ı devirmek istiyor. 15 Temmuz 2016 gecesi amacı Erdoğan’ı yıkmak olan bir kalkışmada bulundu ama başarılı olamadı. Bu plan ABD’nin sürekli olarak gündeminde… Vatan Partisi olarak biz Sayın Erdoğan’ı bu tehdit konusunda sürekli uyardık, Türkiye’nin Suriye (ne yazık ki artık böyle bir devlet yok), Irak, İran ve Rusya’yla ortak askeri operasyon düzenleyip PKK/PYD’nin kökünü kazımasını önerdik. Doğru strateji budur ve hâlâ yürürlüktedir. Ancak Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli olası bir ABD-İsrail saldırısına karşı önlem almak amacıyla “terörsüz Türkiye”, “iç cephede birlik”, “normalleşme” gibi sloganlarla PKK’yı ABD tarafından kendi taraflarına çekme hesabı yapıyorlar. Fakat bu olmayacak duaya “Âmin” demektir. PKK, ABD’nin Batı Asya’daki stratejik piyonudur ve emirleri sadece ABD’den alır. Yani PKK Amerikan planlarındaki rolünü terk edip vatan savunmasında Türkiye’nin yanında yer alamaz. Böyle bir beklenti eşyanın tabiatına aykırıdır. Öcalan’ın Tülay Hatimioğulları aracılığıyla İmralı’dan gönderdiği mesaj çok açıktır. Ne diyor Öcalan: “Türkiye demokratikleşmeli, İran demokratikleşmeli.” Yani ‘önce Türkiye’deki sonra da İran’daki hükümeti yıkacağız’ demek istiyor. ABD’den gelen emir böyle… Sayın Cumhurbaşkanımızı bir an önce bu yanlıştan dönmeye, Irak, İran ve Rusya’yla işbirliği yaparak PKK/PYD’nin kökünü kazımaya davet ediyoruz. Öyle ki Türk Ordusu bu işi tek başına dahi yapabilecek güçtedir. Türkiye’yi tehditlerden kurtaracak, şehit haberlerine son verecek, huzur ve esenliğe kavuşturacak biricik çözüm budur.

  • Dünyadaki somut saflaşmayı ve gidişat hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ahmet Özbay: Dünyadaki saflaşma 20’inci yüzyılın başlarından itibaren Emperyalizm ile Mazlum Milletler arasında. Günümüzde de aynı. Şöyle de ifade edebiliriz: Günümüzdeki saflaşma “Atlantik” ile “Afrika-Avrasya” arasındadır. Bu savaşı önünde sonunda Mazlum Milletler yani “Afrika-Avrasya” halkları yani haklı olan taraf kazanacaktır.

  • Türkiye’yi dört bir yanından üstündeki silahların namlularının Türkiye’ye çevrili olduğu üslerle kuşatan, Türkiye’ye karşı İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs ile ittifaklar kuran ABD ile Türkiye arasında silahlı bir çatışma tehlikesi ne kadar gerçekçidir? Fikirlerinizi alabilir miyiz?

ABD, KENDİNE UYUMLU OLDUĞU HALDE AK PARTİ

HÜKÜMETİ’Nİ YIKMAYI, ABD’YE TAM BAĞIMLI BİR HÜKÜMET KURMAYI PLANLIYOR

Ahmet Özbay: Trump’ın son demeçlerine bakıldığında ABD’nin Rusya ile Ukrayna’da, Çin ile Tayvan’da savaşma eğiliminde olmadığını görüyoruz. Bu durumda ABD için savaşın ön cephesinin Doğu Akdeniz olma ihtimali oldukça yüksektir. Cumhur İttifakı’nın ABD’den korkması, ABD uyumlu olması ABD’ye yetmemektedir. ABD’nin nihai hedefi Türkiye’deki mevcut hükümeti yıkıp onun yerine CHP/DEM Parti önderliğinde ABD güdümlü bir hükümet kurmaktır. Sonrasında da Türkiye ile İran arasında bir savaş çıkartıp Suriye’de olduğu gibi orada da ABD’ye karşı tavır almayan bir hükümeti iş başına getirmektir. Bu planı bozmanın biricik yolu Türkiye’nin İran, Rusya ve Çin ile hem ekonomik hem de askeri bakımdan güçlü bir ittifak kurmasıdır. Dünyanın, Batı Asya’nın ve Türkiye’nin mecburiyetleri önünde sonunda bu ittifakın gerçekleşmesini sağlayacak ve bu ittifak Atlantik kampını büyük bir yenilgiye uğratacaktır.

  • Türkiye’deki ekonomik, politik ve toplumsal somut durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ahmet Erbay: Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi  “Türk milleti zekidir, Türk milleti çalışkandır.” Hükümetin hiçbir çabası olmamasına rağmen zeki ve çalışkan mobilya üreticilerimiz 213 ülkeye 40 milyar dolar hacminde ihracat yapmışlardır. Buna benzer çok sayıda örnek var. Yani Türkiye, AK Parti hükümetinin bazı konulardaki yanlış politikalarına rağmen üretmekte ve büyümektedir. Bu ve benzeri nedenlerle ülkemizin geleceği hakkında çok umutluyuz. Önümüzdeki süreçte Türkiye, merkezinde Vatan Partisi’nin bulunduğu bir hükümet tarafından yönetilecek, dünyadaki başı dik ve onurlu yerini alacaktır.

  • Güncel bir olay olarak 5 teğmenin ordudan ihracını nasıl değerlendiriyorsunuz? TSK’nin birliğine ve savaş kabiliyetinin gelişmesine katkı yaptı mı bu olay?

ÖCALAN’A MECLİS’E GELÇAĞRISININ

YAPILDIĞI ORTAMDA TEĞMENLERİN İHRACI ABD’YE YARAR

Ahmet Erbay: Üç komutan ve beş teğmenin ordudan ihracı çok yanlış bir karardır. Evet, ortada bir disiplin suçu var. Fakat bu disiplinsizliğin cezası ihraç olmamalıydı. Uyarı cezası ile yetinilebilirdi. İhraç kararı Türkiye’deki etki ajanları tarafından çok yoğun bir şekilde istismar ediliyor. Bu sekiz asker önümüzdeki süreçte ABD güdümlü partilerden milletvekili ya da belediye başkanı adayı olarak gösterilirse şaşmamak gerekir. Terörist başı Öcalan’ın mecliste konuşma yapmaya davet edildiği bir süreçte, bu sekiz asker hakkında ihraç kararı verilmesi, onları ABD güdümlü partilerin kucağına atmaktan başka bir şey değildir.

  1. Antalya özelindeki düşüncelerinizi alabilir miyiz?

SORUNLAR, RANTÇI POLİTİKALARLA DEĞİL

KAMUCU VE HALKÇI UYGULAMALARLA ÇÖZÜLEBİLİR

Ahmet Özbay: Gerek AK Parti hükümeti gerekse CHP’li belediyeler çoklukla rantçı politikalar uyguladıkları için Antalya’mızın trafik,  alt yapı, çarpık kentleşme gibi sorunlarını çözemediler. Aksine var olan sorunlar daha da ağırlaştı.  Söz gelimi benim de doğup büyüdüğüm yer olan Balbey Mahallesi uyuşturucu ticaretinin yapıldığı bir yer haline geldi. Hükümet de Büyükşehir Belediyesi de mevcut durumu seyrediyor. İstanbul’un, Ankara’nın, İzmir’in, Antalya’nın sorunları ancak kamucu ve halkçı politikalarla çözülebilir. Merkezinde Vatan Partisi’nin bulunduğu Milli Hükümet ve Vatan Partisi’nin yönettiği belediyeler ülkemizin, il, ilçe, mahalle ve köylerimizin sorunlarını halkımızın da katılımıyla, kamucu, halkçı bir anlayışla çözecektir.

  1. Son olarak Antalya halkına bir mesajınız var mı?

Ahmet Özbay: Genelde Türk milletine, özelde Antalya halkına şunu söylemek istiyorum: Vatan Partisi; kadroları ve programıyla Türkiye’yi yönetmek için kurulmuştur.  Partimiz 1969 yılında kurulmuştur. Lekesiz ve parlak geçmişiyle Vatan Partisi alıcıların değil, vericilerin partisidir. Tüm halkımızı Vatan Partisi’ne üye olmaya ve milli hükümeti kurma yolunda birlikte mücadele etmeye çağırıyorum.

  1. KıvılcımHaber okuyucu ve izleyicilerine bu imkânı verdiğiniz için teşekkür ederim.

Ahmet Özbay: Bana ve Partime gösterdiğiniz bu imkândan dolayı ben de size ve KıvılcımHaber’e teşekkür ederim.

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.