Bekir Bozdağ’ın yeniden Adalet Bakanlığı’na getirilmesi bazı çevrelerce birdenbire hedef tahtasına oturtulmasına, aleyhinde şiddetli bir yıpratma kampanyası açılmasına, özelikle günümüzde mutat olduğu üzere FETÖ’cülükle itham edilmesine neden oldu. Bugünkü tutumu hiç hesaba katılmadan geçmişte Gülen’le ilişkileri ortalığa döküldü.
Bunun nedenleri Bozdağ’ın bütün o çevrelerde görülen derin değişiklikte yatmaktadır.
Dünyada değişmeyen tek gerçeklik değişimdir.
Bozdağ da bunun dışında değildir.
O da değişir.
Nitekim 18-25 Aralık ve özellikle 15 Temmuz ihanetinden derin bir şekilde etkilenmiş olan Bozdağ da değişmiştir. FETÖ ve ABD’ye karşı tutum almıştır.
İşte bugün Bozdağ’ın hedef tahtasına oturtulmasının altında yatan derin sebep bu değim sürecidir.
Bozdağ, 25 Aralık 2013 tarihinden 6 Mart 2015 tarihine, 24 Kasım 2015 tarihinden 19 Temmuz 2017 tarihine kadar iki dönem bakanlık yaptı.
Bozdağ, Ergenekon ve Balyoz tertiplerinden çıkış sürecinin Adalet Bakanı’dır. Feyzioğlu ile birlikte bu süreçteki hukuki hazırlıkların mimarıdır.
Bütün bilinçlerin anası tarih bilincidir.
O netameli günler ne çabuk unutuldu?
“2014’te FETÖ’cülerin HSYK seçimlerini kazanma atağına karşı vatansever güçlerle birlikte oluşturulan ve zafer kazanan Yargıda Birlik hareketinde önemli rol oyna”yan Bakan’dır.
15 Temmuz gecesi Meclis bombalanırken kimilerinin milletvekillerini aşağıya, bodrum kata yönlendirmesi esnasında ortay atılarak, Polatlı’ya kadar gelerek Ankara kapılarını tokmaklayan Yunanlıların karşısında Meclisi Kayseri’ye taşımaya kalkışan milletvekillerine karşısına çıkarak ölmek var gitmek yok diyen Diyap Ağa gibi, “yapacağımız şey burada ölmektir” diyen Bakan’dır.
Buradan da anlaşılıyor ki, yıpratma kampanyası açan ve geçmişini didikleyenlerin de PKK, FETÖ ve bunlarla kolkola olan Baydın muhalefeti olduğu çok açıktır.
