Aşı ve aşılamanın, yeni tip Koronavirüs (Kovid19) üzerinden bozgunculuk yapan çevrelerin taptıkları Batı’daki durumu, Batı’da yaşayan bir Türk vatandaşının yaşadıklarıyla gözler önüne seriliyor. Belçika’da oturan Fevzi Bursalı, aşı ve aşılama konusunda yaşadıklarını anlatırken “aşı için Türkiye’ye mi gidelim?” sorgulaması yapıyor.
AŞI İÇİN TÜRKİYE’YE Mİ GİDELİM?
Avrupa, salgının ilk aylarında olduğu gibi aşılama sürecini de maalesef iyi yönetemiyor.
Aşı yetersizliği bir taraftan büyük bir sorun oluştururken, diğer taraftan da aşı seçimi nedeniyle aşılar çöpe de gidebiliyor.
Pfizer aşısının -70 derecede saklanma zorunluluğu var. Kullanıma hazır hale getirmek için çözüldüğü zaman da aynı saatlerde kullanma zorunluluğu olan bir aşı. Aşı için yapılan randevuya gelmeyenler olduğu zaman hemen orada yeterli insan bulunup aşı değerlendirilemez ise geriye tek seçenek kalıyor! Aşıyı çöpe atmak!
Üstelik Pfizer aşısı yeterli miktarlarda üretilmiyor. Diğer aşılara göre pahalı olması da cabası!
Ayrıca aşı konusunda sunulan iki seçenekten bir tanesi canlı aşı türü olduğundan otoimmün (bağışıklık sistemi) hastalarının bu aşıyı kullanımı çok sakıncalı ve hatta yasak!
İki seçenekten bir tanesi de -70 derecede saklanma zorunluluğu olan Pfizer aşısı ve yeterli miktarlarda yok!
Pfizer aşısının çöpe gitmesini engellemek ve hem de canlı aşı yaptıramayacak olan risk gruplarına yönelik olarak bu aşının disiplin içinde kontrollü kullanımı, nedense devleti yönetenlerin aklına hiç gelmiyor!
Risk grubundaki hastaların önceden bilinmesini ve aşı programına dahil edilmesini sağlayacak ve bunu sorgulayacak bir elektronik sistem de yok!
Örneğin, sağlık sigortasına bu konuda attığım bilgi amaçlı iletiye, bunu kendilerinin bilmesinin mümkün olmadığını ve aile hekimiyle ilişki kurarak risk grubunda olup olmadığımın belgelenmesi ve ilgili yerlere iletilmesi gerektiği şeklinde cevap geldi.
Aile hekimine zaten aylar öncesinden bilgi vermiştim. İlk önce aldığım cevap bu konuda devletin bize verdiği bir bilgi henüz elimizde yok şeklindeydi. İkinci başvurduğum zaman da dosyanın zaten sigortanın elinde olduğu ve bildikleri yönündeydi!
Ne mi yaptım?
Önce Türkiye’de var olan e-nabız programını cep telefonuna yükledim. Daha sonra e-nabız hesabımı açmak için formu doldurdum. Belçika numaram üzerinden onay kodum SMS ile geldi ve hesabımı açtım.
Açtığım hesap üzerinden durumumu sorguladım. Gelen cevap randevunuzu alın aşınızı yaptırın şeklinde oldu.
Bu işlemlerin tamamı 3-4 dakika içinde gerçekleşti.
Türkiye’nin Belçika’da yaşayan yurttaşı için de aşısı var ama Belçika’nın Belçika’da yaşayan kendi vatandaşı için aşısı henüz yok!
Ayrıca Çin aşısı, İnaktif tür yani canlı aşı olmadığı için her risk grubunun rahatlıkla yaptırabileceği aşı türüdür! Bilginize.
- “Dijital dünya çocukları ‘ev genci’ yapıyor”
- ‘İŞKUR Gençlik Programı’ protokolü imzalandı
- Turistik tarihi Likya Yolu ranta kurban edilme tehlikesi devam ediyor
- Gazze, Gazzelilerindir
- Şeytanı kıskandıracak oyun: Motosiklet Kazası İhbarının Enteresan Sonu
- MAKÜ öğrencilerinden büyük başarı
- Gözleriniz kuruyor, yanıyor ve batıyorsa…
- Rektör Dalgar, Emitt 2025 Fuarında
