Gazilerin şeref aylıkları eşitlensin!

CHP Burdur Milletvekili Dr. Mehmet Göker, gaziler hakkında kanun teklifi hazırladı. Gazilerin şeref aylıkları eşitlensin dedi.

AKP Hükümetleri döneminde kanundan adları ve sıfatları çıkarılan ve kanunda “vazife malulü” şeklinde ifade edilen, gene aynı dönemde çıkarılan kanunlarla (Sağlık Hizmetleri tebliği/ SUT)’a göre kaybedilen uzuvlar için istedikleri protez ya da ortezlerin ve istedikleri tekerlekli sandalyeyi alamayan, yazdırdıkları ilaçlarda katkı payı ödeyen, 12 Temmuz 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6495 sayılı torba yasanın 80’nci maddesine göre, sakatlık dereceleri, emekli oldukları için dikkate alınmayarak, hizmet süreleri sağlıklı biriymiş gibi değerlendirilen gaziler hakkında hazırladığı ve TBMM’ne sunduğu kanun teklifiyle gazilere verilen şeref aylıkları arasındaki farkın kapatılmasını ve eşitlenmesini isteyen CHP Burdur Milletvekili Dr. Mehmet Göker, gazilerin sosyal güvencesi olan ve sosyal güvencesi olmayan şeklinde sınıflandırıldığını, buna göre iki farklı şeref aylığı uygulamasının ortaya çıktığını ileri sürerek bunun ortadan kaldırılmasını istedi.

24 Şubat 1968 tarih ve 1005 sayılı, İstiklal madalyası verilmiş bulunanlara vatani hizmet tertibinden şeref aylığı bağlanması hakkında kanun gereği; İstiklal Savaşı, Kore Savaşı ve Kıbrıs Barış Harekatı’na katılanlara vatani hizmet tertibinden, 4000 gösterge rakamının her yıl bütçe kanunu ile tespit edilen memur maaş kat sayısı ile çarpılmasından bulunacak miktarda aylık bağlandığını hatırlatan Göker, “daha sonra 06 Mart 2007 tarih ve 5595 sayılı, İstiklal Madalyası verilmiş bulunanlara vatani hizmet tertibinden şeref aylığı bağlanması hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair kanunla; gaziler sosyal güvencesi olan ve sosyal güvencesi olmayan şeklinde sınıflandırılmış ve buna göre; iki farklı şeref aylığı uygulaması ortaya çıkmıştır” diye konuştu.

Her iki şeref aylığı arasındaki fark yaklaşık 700 lira olduğunu ve Şeref Aylığının adından da anlaşılacağı üzere sosyal güvenceye yönelik bir maaş olmayıp savaş meydanlarında bu ülkeye hizmet için canını ortaya koyan vatan evlatlarına verilen gazilik ödülü olduğunu hatırlatan CHP’li Vekil, “Şehitlikte ve gazilikte makam ve rütbe farkı aranmaması gerekliliğinden ötürü gazilere verilen şeref aylığında da farklılığının olmaması gerekmektedir. Şeref aylığının günümüzün ekonomik ve sosyal şartları göz önüne alındığında net asgari ücret seviyesine getirilmesi olumlu bir uygulamadır. Ancak bu uygulamadan tüm gazilerin istifade ettirilmemeleri şeref aylığının verilme amacına aykırıdır. Şeref aylığı; gaziye, şeref dolu yaşamında hak ettiği itibarı sağlamaya yöneliktir” dedi.

Diğer taraftan, 1002 sayılı kanuna tabi muharip gazi çocuklarına pozitif ayrımcılık sağlanması gerekliliğinden bahseden GÖKER, “Vatan için çarpışırken gazi olan yurttaşlarımızın çocuklarına kamu kurum ve kuruluşlarında veya belediyelerde gereken niteliklere haiz olmak koşulu ile işe girmeleri konusunda kolaylık sağlanmalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.

İşte kanun teklifi metni!

İSTİKLAL MADALYASI VERİLMİŞ BULUNANLARA VATANI HİZMET TERTİBİNDEN ŞEREF AYLIĞI BAĞLANMASI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ

MADDE 1- 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 1- Milli mücadeleye iştirak eden ve bu sebeple kendilerine İstiklal Madalyası verilmiş bulunan Türk vatandaşları ile 1950 yılında Türk Tugayının Kore’ye ayak bastığı Ekim ayında başlamak ve 1953 yılı Pan-Munjon Ateşkes Anlaşmasına kadar Kore’de fiilen savaşa katılmış olan Türk Vatandaşlarına ve 1974 yılında Temmuz 1 inci ve Ağustos 2 nci Barış Harekâtına Kıbrıs’ta fiilen görev alarak katılmış olan Türk Vatandaşlarına, hayatta bulundukları sürece, vatani hizmet tertibinden, 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan 30 günlük net asgarî ücret tutarında aylık bağlanır. Hak sahibinin ölümü halinde bu aylık dul eşe %75 oranında bağlanır, ancak dul eşin tekrar evlenmesi halinde kesilir.

MADDE 2- 1005 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 2- Genel ve özel bütçeli kurum ve kuruluşlarla mahalli idareler ve sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan her nevi teşebbüs veya bağlı ortaklıklar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memur kadroları ile sözleşmeli personel ve sürekli işçi kadrolarının % 0,5’ini, Milli mücadeleye iştirak eden ve bu sebeple kendilerine İstiklal Madalyası verilmiş bulunan Türk vatandaşları ile 1950 yılında Türk Tugayının Kore’ye ayak bastığı Ekim ayında başlamak ve 1953 yılı Pan-Munjon Ateşkes Anlaşmasına kadar Kore’de fiilen savaşa katılmış olan Türk Vatandaşlarının ve 1974 yılında Temmuz 1 inci ve Ağustos 2 nci Barış Harekâtına Kıbrıs’ta fiilen görev alarak katılmış olan Türk Vatandaşlarının eş veya çocuklarından birisinin, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerinden birisinin istihdamı için ayırmak ve bu fıkra hükümleri çerçevesinde belirlenecek kişileri işe almak veya atamak zorundadırlar.

İçişleri Bakanlığı, yukarıdaki fıkra kapsamına giren kişileri tespit etmek, bunlardan bir işe girmek için istekli olanların nitelikleri ile iş gereklerini göz önüne almak suretiyle, işe alınmaları veya atamalarının yapılması için, durumlarına uygun kadrosu mevcut olan kamu kurum ve kuruluşlarına bildirmekle görevlidir. Bu kişilerin işe alınmaları veya atanmaları sırasında açıktan atama izni alınması gerekmez. Ancak, ilgililerin sınav hariç olmak üzere, kadro veya işin gerektirdiği nitelik, özellik ve şartlan taşımaları zorunludur.

Bu maddede belirtilen kişilerin istihdamında takip edilecek usul ve esaslar; Maliye, Milli Savunma, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları ile Devlet Personel Başkanlığı ve İş ve İşçi Bulma Kurumunun görüşleri alınmak suretiyle, İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 3- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.