Ormanları PKK yaktı diyemediğiniz için, Ayaz ve Nupelda’nın katili PKK’ya lanet okuyamadığınız için, Diyarbakır annelerini fakatsız savunamadığınız için, haklı haksız her konuda hükümete kafa tutup, muhalefeti yanlış çizgiye hapsedip, PKK’ya HDP aracılığıyla selam durduğunuz için kaybedeceksiniz.
Ege ve Akdeniz’de yüzlerce hektarlık ormanlarımız PKK tarafından yakıldığında hepimiz üzüldük. Fakat herkesten daha fazla çevreci olan bir ekip çıktı ve günlerce ormanların ardından feryat etti. Önce, Hükümetin sorumsuzluğu dediler. Orman Bakanı’na bol keseden yüklendiler. Bir metot olarak karşı ateş tekniği kullanıldı, ormanları bakanlık görevlileri rant için yaktı dediler. Peki, ciğerlerimizi yakanların PKK’lı teröristler olduğu ortaya çıkınca bu ekibin sesi çıktı mı? Çıkmadı. Yani konu hükümete ‘muhalefet’ olduğunda birinciliği kimselere bırakmadılar. Fakat çevre duyarlılıklarında ne kadar samimiyetsiz olduklarını ses çıkarmayarak gösterdiler.
AYAZ VE NUPELDA…
Biri 8 diğeri 4 yaşında küçücük çocuklarımız, Tunceli’nin Ovacık ilçesinde mayına basarak can verince hepimiz kahrolduk. Hükümete kafa tutmada birinciliği kimseye bırakmayan ekip yine çıktı ve büyük usta Nâzım Hikmet’in “Çocuklar ölmesin’’ şiiriyle acımıza kendilerince dahil oldular. Hatta bazıları Ovacık’taki ailelerin yanına kadar gitti. Herhangi birinin ağzından çocuklarımızı katleden mayını PKK’nın döşediğini duyabildik mi? Duyamadık. Konu insan hakları savunucusu gibi görünmek olunca birinciliği kimselere bırakmadılar. Fakat katillerin adını söylemeyerek ne kadar samimiyetsiz olduklarını gösterdiler.
DİYARBAKIR KULP’TA ŞEHİT OLAN VATANDAŞLARIMIZ…
PKK yola bomba döşedi. Bir sivil araç geçerken bombayı patlattı ve biz bu satırları yazarken şehit sayımız 7 idi. Hepimizin ciğeri yandı. Hepimiz üzüldük. ‘Muhalefette’ birinciler yine çıktı ve insan haklarından bahsetti. ‘’Masumlar hedef alınmasın’’ dedi. Masumları hedef alan katil terör örgütü PKK’nın adını andılar mı? Anmadılar. Konu terörle mücadele olduğunda “Her türlü teröre karşıyız’’ dediler. Fakat PKK terörü diyemeyerek samimiyetsizliklerini göstermiş oldular. Ve şimdi…
DİYARBAKIR’DA DİRENEN ANNELER…
Yaklaşık 2 haftadır HDP il binası önünde eylem yapıyorlar. Analar, çocukları ve gelecekleri için direniyor. Çocukları PKK tarafından katledilmiş şehit aileleri ve PKK ile girdiği mücadele sonucu Gazi olan yurttaşlarımız Diyarbakır’da direnen annelere destek veriyor. “Onlar bizim de çocuklarımız’’ diyor. Başta Vatan Partisi olmak üzere birçok siyasi parti eyleme destek veriyor. Devlet ailelerin mücadelelerine sahip çıkıyor.
Cumhurbaşkanı destek açıklaması yapıyor. Aile Bakanı, İçişleri Bakanı ziyaret ediyor… Mardin. anneler ve şehitlerimiz için yürüdü. Tunceli Valiliği ve bölge illeri dün teröre lanet yürüşü düzenledi. Bütün bunlar yaşanırken, direnen analar Türkiye’yi teröre karşı birleştirirken, her koşulda hükümete ‘muhalefette’ ve insan hakları savunuculuğunda birinciliği elden bırakmayanlar ne yapıyor?
BİRİLERİ NE YAPIYOR?
Birileri “Çözüm kapısı siyasi parti değil Meclis’tir’’ diyerek ihanet açılımını yeniden doğurmaya çalışıyor. Bir diğeri “Analar hükümete sorsun’’diye analara akıl veriyor ama destek vermiyor. Bazıları “Eylemi hükümet planlıyor. Bu bir devlet operasyonu’’ diyerek HDP/PKK’yı aklamaya çalışıyor. Sosyal medya ve bazı medya kuruluşlarında ise ailelere destek açıklaması yapan sanatçılarımız, aydınlarımız linç ediliyor. Ama bütün bunların yanında, annelere destek veren Aile bakanına “Bakan sığamamış’’ diye tivitler atarak aklı sıra bakan hanımın kilosuyla dalga geçmeye çalışan Cumhuriyet yazarı Mine Kırıkkanat’a kimsenin sesi çıkmıyor.
Mine Kırıkkanat’ın ayıbına gıkını dahi çıkarmayan bu kendine ‘muhalif’ medya kuruluşları, Diyarbakırlı anaların “Başlarım sizin Kürdistan davanıza’’ sözlerini yayınlamaya cesaret edemiyor. Fakat aynı medya kuruluşları, Demirtaş’ın ikiyüzlü açıklamalarını manşetten veriyor. Demirtaş’ı bütün suçlarına rağmen hâlâ barış elçisi gibi göstermeye çalışıyor.
Yani özetle, HDP/PKK’yı savunmak için şekilden şekle giriyor, kendilerini parçalıyorlar. Hükümete gelince haklı da olsa haksız da olsa kafa tutuyor, insan haklarını kendi siyasi yelpazelerine hapsediyor fakat PKK’ya gelince ağızlarını açmıyorlar.
SAMİMİYETSİNİZ!
Bugün HDP önünde direnen ailelere amasız ve fakatsız destek vermeyen herkes samimiyetsizdir. Terör örgütü liderlerinden Sakine Cansız ve arkadaşları öldürüldüğünde vicdan edebiyatı yapan sözde insan hakları savunucularının, konu Diyarbakır anneleri olunca neden sesi çıkmıyor?
HDP’nin terörle iltisaklı belediyelerine Kayyım atanınca yaygarayı koparanların, gidip HDP’nin belediye başkanlarını ziyaret edenlerin, Konu HDP’nin PKK’ya askerlik şubesi hizmeti vermesi olunca neden sesi çıkmıyor?
KAYBEDECEKSİNİZ…
Ormanları PKK yaktı diyemediğiniz için, Ayaz ve Nupelda’nın katili PKK’ya lanet okuyamadığınız için, Diyarbakır annelerini amasız ve fakatsız savunamadığınız için, haklı haksız her konuda hükümete kafa tutup, muhalefeti yanlış çizgiye hapsedip, terör örgütü PKK’ya HDP aracılığıyla selam durduğunuz için samimiyetsizsiniz ve kaybedeceksiniz.
Siyaset esnaflığı yaparak 3-5 oy toplamak için değil kalıcı çözüm için kelle koltukta mücadele edenlerin Türkiye’sinde, HDP ve türevleri barınamaz. Teröre özgürlük tanınamaz.
Diyarbakırlı anaların mücadelesi, ABD menşeili HDP/PKK’yı boğacak ve Türk milletini birleştirecek doğru mücadele çizgisidir. Hacire Ana’nın gözlerindeki kararlılık, HDP/PKK’yı korkutan halk isyanının fitilini ateşlemiştir. Bu mücadeleyi bütün yüreğimizle selamlıyoruz.
[3d-flip-book mode="thumbnail-lightbox" urlparam="fb3d-page"
id="12654" title="false" lightbox="dark"]
- Başkan Gümüştaş, yanardağ gibi patladı
- Dental Travmada İlk 60 Dakika Hayati Önem Taşıyor
- MAKÜ’nün Projesine TÜBİTAK Desteği
- Burdur Barosu’na Kadın Başkan
- Hizbullah’a düşmanlık yapan ‘Müslümanlar’ın hayali
- Vali Bilgihan’ın Bucak ziyareti
- Saadet, Gazze için meydanlarda
- Emeklilerin TÜİK öfkesi
- Yağmanın yeni adı orman parkı!