Hürriyet yazarı Murat Yetkin AKP Kongresini değerlendirdi

AKP Kongresiyle parti içinde ilk tasfiyelerin başladığını, sırada belediyelerde ve teşkilatlarda tasfiyelerin başlayacağını yazan Murat Yetkin, 16 Nisan Halk Oylamasının ilk gereğinin 21 Mayıs’ta yapıldığını, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı olduğunu belirtti.

Yetkin bu gelişmenin partide 2’nci Erdoğan dönemi olarak tanımlamanın çok ötesinde anlamlar taşıyan bir gelişme olduğunu vurguladı. 21 Mayıs Genel Kurulu’nun aynı zamanda “Türkiye’deki sistem değişiminin ikinci aşamasının da tamamlandığını gösteriyor” şeklinde yorum getiriyor. Ve devam ediyor:

“İlk adım yürütme yetkilerinin cumhurbaşkanı elinde toplanmasıydı, ikincisi de partili cumhurbaşkanı hedefinin gerçekleşmesi oldu. Sırada başbakanlığın kaldırılması ve 600 kişilik Meclis’in kurulması var, diğer uyum yasası adımlarının arasında.”

YENİ SİSTEMİN ÇIPLAK

GERÇEĞİ, CUMHURBAŞKANI İSİMLİ

BAŞBAKAN İÇİN (YANİ İKTİDAR İÇİN) YÜZDE 50+1’İN GEREKECEĞİDİR

Yetkin, 21 Mart kongresinde Cumhurbaşkanının konuşmasında sistem değişikliğinin en önemli detaylarından birini çok net olarak, “başbakanlığın kaldırılması ve parti başkanı olmaya izin çıkması sonucunda artık herhangi bir partinin iktidar olması için yüzde 50 artı 1 oy gerekecek” diye vurguladığını belirtiyor.

Yetkin saptamalarını şöyle sürdürüyor:

KAPSAYICI VE KUCAKLAYICILIK YİNE YOK!

“Cumhurbaşkanı bunun koalisyon dönemlerini bitireceğini ve partilerin kendi ideolojileri ötesinde seçmen kitlesine ulaşmaya, dolayısıyla daha kapsayıcı, kucaklayıcı olmaya zorlayacağını söylüyor.

“Ancak kapsayıcı ve kucaklayıcı yaklaşımı AK Parti’nin dün oylanıp kabul edilen yeni yönetim listesinde görmek, eski haline göre daha zor.”

Bu kongrede Erdoğan’ın “zamanın ruhuna uygun düşen” bir tutum takındığını, ihtiyacı olan “önündeki zorlu dönüşüm sürecini kolaylaştırmak için siyasete gözünü kendisiyle açmış ve söylediklerini sorgulamadan, süratle yapacak kadroları” seçtiğini ileri sürüyor.

Yetkin Erdoğan’ı ise şöyle tahlil ediyor:

YÖNETİMİ, “DEMİR TAVINDA

DÖVÜLÜR” TUTUMUNA UYGUN OLARAK BELİRLEDİ

“Erdoğan klasik siyasi lider tipi; gücü eline geçirdiği an -ki referandumla geçirdi- onun niceliğine değil, niteliğine bakıyor ve ‘Ne olur, ne olmaz, bir aksilik çıkmasın’ anlayışıyla bir an önce uygulamak istiyor. Süleyman Demirel de, Bülent Ecevit de, Turgut Özal da böyleydi; Necmettin Erbakan böyle değildi mesela. Erbakan ‘kadayıfın altı kızardı, üstü kızaracak’ diyen tip siyasetçiydi. Erdoğan ise daha çok ‘Atı alan Üsküdar’a geçer’, ‘Demir tavında dövülür’ tipi.”

TEŞKİLATLAR, BELEDİYELER VE KABİNEDE TASFİYEYE GİDECEK

Kişiliğine uygun olarak yukarıdaki yöntemle belirlediği parti yönetiminden sonra sıranın teşkilatlara, belediyelere ve kabineye geldiğinin altını çizen Yetkin yazısını, “ben tasfiye diyorum ama siz bu sözü sert buluyorsanız ‘evde bahar temizliği’ gibi ılıman bir tanım da kullanabilirsiniz, fark etmez, işlem aynı” şeklinde noktalıyor.

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.